Bu sabah saatlerinde aralarında ortaklarımızın da bulunduğu 29 kişi 1 Mayıs direnişine katıldıkları için ev baskınlarıyla gözaltına alınmış, toplamda 47 kişi için gözaltı kararı çıkarılmıştır, 1 Mayıs günü gözaltına alınan 216 kişiden 35’i ise hâlâ gözaltında tutulmaktadır.
Taksim’de kutlanacak kitlesel 1 Mayıs ödlerini koparmıştır.
Bu aciz korku o kadardır ki 2012’de 1 milyondan fazla kişinin Taksim Meydanı’nı doldurduğu 1 Mayıs günü için toplam 10 cadde trafiğe kapatılmıştır. Bu sene ise 4 ilçede 49 cadde kapatılmış, en az 42 bin polis görev yapmış, trafik polislerine dahi çevik kuvvet yelekleri giydirilmiştir.
İçişleri Bakanı herkesin ikametgâhından alındığı operasyonu “kaçtıkları yerden” ifadesiyle, adını da “Gereği yapıldı 13-A” diye duyurmuştur. “13 A” diye yazınca, bizim olası “13 B”den, “13 C”den korkmamız mı bekleniyor?
Siz İliç’te madencileri diri diri siyanüre gömeceksiniz, siz işçileri açlık sınırında yaşatmaya zorlayacaksınız, siz emeklileri 10 bin lirayla aç açına yavaş yavaş öldüreceksiniz, siz kadın katillerini arka kapıdan salacaksınız, siz öğrencilerin geleceğini çalacaksınız, onlar da sizden korkup, sinip bekleyecekler öyle mi? Herkesi mi alacaksınız?
Korkunuz büyüsün; her evde bir “damacana” vardır!
Korkunuz büyüsün; 1 Mayıs 2024’e direniş çizgisi damga vurmuştur!
Başaramadınız.
1 Mayıs’tan bir gün önce çarşaf çarşaf açıklamayla ilân ettiğiniz iç savaş kararlarında ne diyordunuz? Cam duraklar kaldırılacak, yollardan taşlar temizlenecek, çöp konteynırları toplatılacak, oradan geçmek yasak, burada toplanmak yasak, 3-5 kişi gelebilirsiniz de kalabalık gelmeyin, yasak.
Yüzünü direnişe, Taksim’e dönenler, işçiler, kadınlar, öğrenciler gerek Saraçhane’de gerek Taksim’e çıkan hemen her sokakta 1 Mayıs’ı direniş gününe çevirmiştir.
Bu sene Taksim’de milyonların katıldığı bir 1 Mayıs gerçekleşemese de sokağa çıkanlar, Taksim’e doğru yola düşenler işçi-emekçilerin gündemlerini barikatlara taşımıştır. Mücadeleci sendikalar uzun çalışma saatlerinden yoksullaşmaya, sendikasızlaştırmadan sefalet ücreti dayatmalarına kadar yaşadıklarına itirazını barikatlara taşımıştır, kadınlar özgürlük istemlerini barikatlara taşımıştır, öğrenciler geleceklerinin çalınmasına karşı barikatların önüne dikilmiştir.
Şimdi, milyonlarca insana savaş ve kriz dışında bir gelecek sunmayanlar, ülkeyi iç savaş kanunlarıyla yönetip kendi yasalarına uymayanlar, hep bir ağızdan 1 Mayıs’a katılanları yasalara uymaya davet etmektedir.
1 Mayıs 2024, kitlesel direniş çizgisinin gücünün egemenleri nasıl korkuttuğunu bir kere daha göstermiştir.
Sokaklardan uzak durarak, direnişlerden uzak durarak, işçi sınıfının mücadeleye hazırlanması mümkün değildir. Geriye atılacak adım kalmamıştır.
Şimdi tüm bu saldırılara, yasaklara karşı direnişin yasalarına uyma zamanıdır.
Şimdi, mücadeleyi ve örgütlenmeyi büyütmenin, direnişi yaymanın zamanıdır.
Ferman devletin, Taksim bizimdir!
Direniş öğretir, kazandırır, örgütler!