8.3 C
İstanbul
24 Kasım Pazar, 2024
spot_img

Sahi, gerçekten “yağma-rant ve savaş ekonomisi” bitsin istiyor musunuz? – Kaldıraç Hareketi

Yağma-rant-savaş ekonomisi, Sadece 5’li çeteleri, Saray’ın çevresini beslemek demek değildir. Bu yağma-rant-savaş ekonomisi, tüm holdingler, tüm para-babalarının, tüm bankaların, kısacası tekellerin, uluslararası sermayenin istediği, onların kârları için organize edilmiş bir düzendir.

Saray Rejimi’nin bu politikaları, milyonlarca işsiz demektir.

Saray Rejimi’nin bu politikaları, grevlerin engellenmesi demektir.

Saray Rejimi’nin bu politikaları, ülkenin doğasının yağmalanması demektir.

Saray Rejimi’nin bu politikaları, açlık demektir.

Binlerce işçinin her gün iş cinayetlerine kurban gitmesi demektir.

Halk için, işsizlik, açlık, yoksulluk, kölece çalışma koşulları, dilencilik, borçlanma, soğuktan titremek, sağlık ve eğitimden mahrum kalmak demektir. Zenginler için, uluslararası ve yerli tekeller için büyük kârlar demektir.

Bu düzenin gerçekten bitmesini mi istiyorsun?

Bu isteğinde samimi ve ciddi misin?

Öyle ise nerede olursan ol, taleplerini yükselt!

Taleplerimiz nettir:

  • Sağlık, eğitim hemen kamulaştırılmalıdır. Bu alanlarda özel sektöre ait tüm varlıklar, kamulaştırılmalıdır.
  • Tüm arsa ve araziler özel mülkiyetten çıkartılmalı, rant üretiminin önü kesilmelidir. Hiçbir doğa parçası, halkın açık onayı olmadan, o bölgede yaşayanların kararı olmadan, işletme alanı olarak ilan edilmemelidir.
  • Şehirler, rant üretim alanı olmaktan çıkartılmalı, tersine yaşam alanı olarak ele alınmalıdır.
  • Acil olarak, birden fazla konutu olanların, fazla konutlarına el konulmalıdır.
  • Konutların, elektrik, su, gaz kullanımları, eğitim, sağlık hizmetleri, şehir içi kamu ulaşımı, tamamen ve herkes için ücretsiz olmalıdır.

Bu taleplere yenilerini ekle ve bunun için, gerçek, kararlı bir direnişe hazırlan. Bu düzen değişsin istiyorsan, bunun için örgütlen. Seçim sandıklarına oy atmakla yetinme. Senin hakkın sadece “oy atma” değildir. Senin görevin sadece “sandıklara sahip çıkmak” değildir. Sen, bu ülkenin gerçek insanısın ve yaşama hakkını, kimseye emanet etme.

Seni kurtaracak olan, senin kendi direnişindir.

SAHİ, GERÇEKTEN “ERDOĞAN GİTSİN” İSTİYOR MUSUN?

Bu ülkede milyonlarca insan, artık “Erdoğan gitsin” diyor.

Çünkü 12 Eylül’den bu yana ülkemizde savaş hukuku uygulanmaktadır ve artık yeter diyoruz.

Çünkü, sonu gelmez hırsızlıkların, yağmanın, savaş ekonomisinin, tüm ekonomik krizin bedelini halk ödemektedir.

Çünkü bu ülkede iç savaş hukuku geçerlidir. Saray Rejimi, ya bendensin ya düşman mantığı ile işçi ve emekçilere, kadınlara ve gençlere saldırmaktadır. Her türlü protesto karşısına coplar, TOMA’lar, karanlık Saray basını, savcılar, hâkimler, özel kuvvetler, çeteler, kısacası tüm güçleri ile devlet çıkmaktadır. Her hak arama eylemi, yasa dışı ilan edilmektedir.

Kendisi meşru, seçilmiş bir cumhurbaşkanı olmadığı hâlde, bizzat burjuva muhalefet, düzen içi muhalefet tarafından “adam kazandı” denilerek meşru ilan edilmiştir.

Ve tüm devlet mekanizmaları, muhalefeti de dâhil, bize bunların suçlusu sadece Erdoğan’dır diyor.

Erdoğan, bu suçların hepsini işlemiştir. Ama bu suçlar, devletin uygulamalarıdır. Grevleri yasaklayan, kadın cinayetlerini teşvik eden, Saray Rejimi’ni organize eden, ülkeyi savaşlara sokan, savaş ekonomisi uygulamalarını devreye koyan bizzat devlettir.

Saray Rejimi, tam bir savaş ekonomisi uygulamaktadır. Savaş müptelasıdırlar. Uyuşturucu ve kara para cenneti hâline gelen ülkemiz, her fırsatta ABD tetikçisi olarak savaşlara sürülmektedir. IŞİD çeteleri ile iş tutulmaktadır. Tüm bu uyuşturucu, tüm bu kara para, tüm bu IŞİD çeteleri ile iş tutma, tüm bu SADAT vari örgütlenmeler, hepsi, ABD, NATO, AB ve TC devletinin doğrudan işleridir.

Erdoğan, efendilerine, “bunu en iyi ben yaparım” diyor. Rant üretirim, yağmanın en iyisini ben yaparım, savaş için bir emrinizi iki etmem, buna en uygun adam benim, diyor.

Sadece Erdoğan’ı indirmek yetmez.

Saray Rejimi’ni de indirmek gereklidir.

Bu mümkündür de.

Gerçekte Erdoğan çoktan gitmiştir. Bunu herkes biliyor. Herkes halkın, milyonların Erdoğan’ı istemediğini biliyor. Bu 7 Haziran 2015 seçimlerinde de öyleydi, 2017’de de öyleydi, 2018’de de öyleydi. Her seferinde, onlar seçimi çaldı ve “muhalefet” çalınan seçimi tanıdı, meşru saydı.

Gerçekten Erdoğan gitsin istiyorsan, direnişe katıl!

Sadece oy vermekle yetinme, sadece sandıkla yetinme.

Kime oy verirsen ver, seçim akşamı YSK önünde toplan!

SAHİ, GERÇEKTEN, SARAY REJİMİ GİTSİN Mİ İSTİYORSUN?

Evet, biliyoruz, sahiden, gerçekten Saray Rejimi devrilsin, ülkenin tüm hırsızları, tüm yalancıları, tüm katilleri yargılansın istiyorsun.

Ali İsmail Korkmaz’ın, Ethem Sarısülük’ün, Berkin Elvan’ın, Gezi’nin güzel çocuklarının katilleri yargılansın istiyorsun.

Tıpkı bizim gibi, sen de özgürlük istiyorsun.

Trilyonlarca rüşvet çarklarına son verilsin, ihalelerle halkın paraları özel şirketlere peşkeş çekilmesin, sağlık, eğitim vb. ücretsiz olsun istiyorsun.

Saray Rejimi, bir ABD-NATO-AB projesidir. Erdoğan, oraya, efendilerinin, uluslararası para babalarının emirleri ile çıkmıştır.

Savaş politikalarının sorumluları yargılansın istiyorsun. Savaş kararları verip, yüz binlerce insanı Suriye’ye, Libya’ya işgal gücü olarak gönderenler, buna onay veren tüm siyasal partilerin başkanları yargılansın istiyorsun, Kürt halkına karşı sürdürülen savaş bitsin istiyorsun, ülkede uygulanan iç savaş hukuku bitsin istiyorsun.

Biz de öyle istiyoruz.

Uyuşturucu çeteleri, IŞİD çeteleri, SADAT çeteleri, din tacirleri, beşli-onlu çeteler, tüm yağmacılar, tüm rantçılar yargılansın istiyorsun. Dinî tarikatlar, kadın cinayetlerini teşvik edenler yargılansın, Diyanet İşleri kapatılsın istiyorsun.

Öyle ise bize katıl!

Öyle ise, bilmelisin ki, bu saydıklarımız, tüm düzendir.

Bu sistemi, bu düzeni yıkmak, alaşağı etmek, Saray Rejimi’ne son vermek, ancak milyonların kitlesel direnişi ile, genel grevlerle olanaklıdır.

Öyle ise gücünü gücümüze kat, gövdeni gövdemizin yanına koy!

Gezi Direnişi’nden bu yana, ülkemizde süren direnişe katıl. İşçilerin, kadınların, gençlerin direnişinin bir parçası ol.

Saray Rejimi seçimle yıkılmaz. Seçimle gelmediler.

Sandığa atılan oy ile sandıktan çıkan, sayılan oy aynı değildir.

Hırsızlığın yüzlerce biçimini bilenler, hırsızlıktan vazgeçmezler.

Saray Rejimi sokakta, direnişlerle gidecektir.

Kimse bize, “güzel günler” vermez. Güzel günler, kavganın ufkundadır.

Kimse bize özgürlük vermez, özgürlük, direnişin sonunda alınır.

Kimse bize haklarımızı vermez, haklar, mücadele ile söke söke alınır.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol