TTB Aile Hekimleri Kolu Başkanı Emrah Kırımlı, ‘Eğer yeni aşılar yapılacaksa bize düzgün aşı dolapları verilmesini istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın elinde var bu aşı dolapları, bize vermiyor’ dedi.
Artı TV yayınına bağlanan TTB Aile Hekimleri Kolu Başkanı Emrah Kırımlı, bu soruların yanıtlarını vermeye çalıştı. Kırımlı, aşıların aile sağlığı merkezlerinde yapılması gerektiğini söyledi. “Biz baştan beri salgın birinci basamakta, mahallede yönetilmesi gerekir diyoruz, aşılama da öyle,” diyen Kırımlı, bunun için şehir hastaneleri yerine daha çok aile sağlığı merkezi açılması gerektiğini söyledi ve “Bir şehir hastanesi maliyetine şu ana kadar mevcut olan aile sağlığı merkezilerinin yüzde 30’u kadar daha yapılabilir,” bilgisini verdi.
Kırımlı, ilk etapta getirilen aşıların miktarı konusunda “3 milyon doz aşı geldi, bunula 1 buçuk milyon insan aşılanabilir. İlk etapta sağlık çalışanları aşılanacak denildi ama Türkiye’de 1 buçuk milyondan fazla sağlık çalışanı var. Nasıl olacak?” dedi.
“Sizinle bilgi paylaşıldı mı?” sorusuna Kırımlı’nın yanıtı, “Biz de basından ya da Twitter’dan öğreniyoruz ne yazık ki. Sağlık Bakanı dün açıklama yaptı. Aile sağlığı merkezleri, hastaneler ve özel hastanelerde yapılacak diye. Bu bir karmaşa. Özel hastaneye gidebilecek olan var, gidemeyecek olan var. Hangi kuruma ne kadar aşı verilecek? Aile sağlığı merkezleri daha ulaşılabilir yerler. Biz düzgün bir planlamayla burada yapılmasını talep ederiz. Ama fiziki olarak dar yerler aile sağlığı merkezleri. İnsan kaynağımız çok az,” şeklinde oldu.
‘Ben de Faz-3 çalışmaları için gönüllü olanlardanım’
Kırımlı, “Aşılama nasıl gerçekleşecek? Fiziki koşullar nasıl olmalı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Yeni bir ilaç yapılıyor ve deneniyor. Milyonlarca inan aşı olacak. Eğer milyonda bir insanda bile alerjik bir reaksiyon görülürse bu durumun yönetilebileceği yerler olması lazım. Faz-3 çalışmasına gönüllü olan insanlar var, ben de onlardan biriyim. Bize aşı yapılınca yarım saat bekletiyolar ki normali de bu. Randevu ile çağrılmak lazım, aşıdan sonra beklenilebilecek bir alan lazım. Aşının yapıldığı alanın güvenli olması gerekiyor. Bunlar hep fiziki mekân. Ne yazık ki aile sağlığı merkezleri böyle yapılmadı. Apartmanların altında çalışan çok fazla sayıda aile sağlığı merkezi var. Salgının ortasında aşı yapmamak gibi bir durumumuz yok. En azından bu dönemde bize düzgün mekân ve insan kaynağı sağlanmasını talep ediyoruz. Bütün bunlar salgın şeffaf yönetilmediği için oluyor. Sahada pratik sorunlarla uğraşan bizleriz, bizle birlikte planlanması lazım.
‘Şehir hastanesi değil, aile sağlığı merkezi istiyoruz’
Şehir hastanesi değil, aile sağlığı merkezi istiyoruz. Biz 10 milyonun üzerinde aşı yapıyoruz aile sağlığı merkezlerinde ve ucu ucuna yeten bir soğuk zincir sistemimiz var. Eğer yeni aşılar yapılacaksa bize düzgün aşı dolapları verilmesini istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın elinde var bu aşı dolapları, bize vermiyor. Bir şehir hastanesi maliyetine şu ana kadar mevcut olan aile sağlığı merkezilerinin yüzde 30’u kadar daha yapılabilir. Salgın bugünden yarına bitmeyecek. İnsanlar hastanelere araçlarla, toplu taşımayla, kalabalıkta gidecekler. Aile sağlığı merkezleri bunu için var. Biz baştan beri salgın birinci basamakta, mahallede yönetilmesi gerekir diyoruz, aşılama da öyle. Türkiye’nin gerçekleri bizim hastalarımız.”
