23 suç duyurusuna rağmen Ayşe Tuba’yı koruyamayan devlet; hâkimini, polisini, uzmanını korumaya aldı. Acılı aileye HSK’dan ‘Dosyayı kapattık’ yazısı geldi.
Eskişehir’de emniyet ve savcılığa yaptığı 23 suç duyurusuna rağmen korunamayan ve boşandığı eşinin satırlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın ölümünde ihmali olan devlet görevlilerine yönelik inceleme ve soruşturmaların tümü kapatıldı.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu, tedbir ve uzaklaştırma kararlarını ihmal ederek Ayşe Tuba Arslan’a tehdit ve saldırılarına defalarca devam eden Yalçın Özalpay hakkında önleyici ve caydırıcı tedbirleri uygulamayan hâkim hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi.
Arslan ailesinin avukatları, şiddet ve tehdit şikâyetlerini değerlendiren Eskişehir Aile Mahkemesi hâkimi hakkında, mağdura yönelik sistematik şiddeti görmezden gelerek, uzaklaştırma kararlarına uymayan saldırgan hakkında etkili tedbirleri seçmediği, şiddeti önleme amaçlı GPS donanımı, elektronik kelepçe ya da zorunlu hapis cezasından hiçbirini uygulamadığı gerekçesiyle HSK’ya başvurmuştu.
HSK, Ayşe Tuba Arslan’ın babası Serdar Arslan’a 4 Ocak’ta gönderdiği yazıda, uzaklaştırma kararlarını defalarca ihlal etmesine rağmen Yalçın Özalpay hakkında hiçbir etkin ve caydırıcı tedbir kararı almayan aile mahkemesi hâkimi hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına kararı verildiğini ve soruşturma dosyasının kapatıldığını bildirdi.
Emniyet de ‘aklandı’
Alınan 4 ayrı koruma kararına rağmen Ayşe Tuba Arslan’ın, sokak ortasında saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmesinde polisin ihmal ve kusuru olup olmadığına ilişkin Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen inceleme sonucunda da ‘Emniyet birimlerinin bir kusuru olmadığı ve soruşturmaya yer olmadığı’ sonucuna varıldı.
Şönim’in kusuru bulunamadı!
Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’nin (ŞÖNİM) Eskişehir sorumlularının, Ayşe Tuba Arslan’ın suç duyuruları ve tedbir kararlarının takibi konusunda ihmalleri olduğu, Bakanlık avukatlarının Ayşe Tuba Arslan’ın dava süreçlerini takip etmediği iddiaları ortaya çıkmıştı. Bu iddialarla ilgili soruşturmadan da ‘aklama’ çıktı. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in soru önergesine şu yanıtı gönderdi:
“ŞÖNİM personeli hakkında gerekli soruşturma gerçekleştirilerek, yapılan incelemede Bakanlığımız görevlerine ilişkin mevzuat çerçevesinde gerekli mesleki iş ve işlemlerin gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.”
‘Büyük skandal’
Ayşe Tuba Arslan’ı 23 suç duyurusuna rağmen koruyamayan polis, hâkim ve ŞÖNİM uzmanları hakkında hiçbir yaptırım uygulanmamasına tepki gösteren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu sonuç büyük skandal. Cinayeti işleyen katil en ağır cezayı aldı. Ama bir yıl önceden geliyorum, diyen bu cinayete göz yuman devlet görevlileri hakkında hiçbir yaptırım yok. Tam 23 kez ‘Can güvenliğim yok, beni koruyun’ diyen Ayşe Tuba’yı koruyamayan devlet bu kararlarıyla onu mezarında bir kez daha öldürdü. ‘Ayşe Tuba’nın feryadına sessiz kalamayız’ diyenler, görülüyor ki bugün bu feryada kulak tıkadılar. Ayşe Tuba’nın katledilmesinden bu yana 408 günde tam 324 kadın daha öldürüldü bu ülkede. Devletin ‘kol kırılır yen içinde kalır’ zihniyeti yüzünden Türkiye’de kadın cinayetleri bitmiyor ve bitmeyecek” dedi.
Çakırözer, şunları ifade etti:
“23 kez başvuruda bulunan ve can güvenliği olmadığını haykıran bir kadın var. Önleyici tedbir kararları fail tarafından defalarca ihlal ediliyor. Ama bu ihlali yapana caydırıcı ve etkili yaptırım uygulanmıyor. Zorlama hapis cezası verilmiyor. Elektronik kelepçe dahi takılmıyor. Ayşe Tuba her şikâyetinde kendisine şiddet uygulamış bu fail ile uzlaşmaya zorlanıyor. Ceza davalarından da beraat ya da tazminat çıkıyor. Sürekli iyi hal indirimi yapılıyor. Yani hâkim ve savcılar saldırganın ölüm tehditleri karşısında çok pasif kalıyor ve Ayşe Tuba’yı saldırganın merhametine teslim ediyor. Hâkimler bir tek başvuruda dahi farklı davranmış olsalar bugün Ayşe Tuba yaşıyor olacaktı” dedi.
Ne olmuştu?
Ayşe Tuba Arslan 11 Ekim 2019’da Eskişehir’de boşandığı eşi Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısına uğradı. 44 gün yaşam mücadelesi veren Arslan, 24 Kasım’da hayatını kaybetti. Ölümünden sonra Ayşe Tuba Arslan’ın Eskişehir’de savcılık ve emniyete iki yıl içinde Özalpay hakkında hakaret, tehdit ve basit yaralama iddialarıyla 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Yaşamını yitirdiğinde çantasında 23. suç duyurusu dilekçesi bulunuyordu.
Arslan son dilekçesinde, tedbir kararlarına rağmen korunamıyor olmasına isyan ederek şöyle diyordu:
“Defalarca şikâyet etmeme rağmen hiçbir sonuç alamadım, uzaklaştırmam olduğu hâlde. Benim bu Yalçın Özalpay isimli şahısla ilgili başvurmadığım hukuki işlem kalmadı. Bu şahıstan ölüm tehdidi alıyorum. Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz? Ben çok mağdurum.”
Arslan’ın ölümü kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı açıklamada, Ayşe Tuba Arslan’ın 23 suç duyurusunu doğruladı, Yalçın Özalpay hakkında 10 ayrı iddianame düzenlendiği, 2 dosyada birleştirme kararı alındığı, geriye kalan 10 başvuru üzerinde ise delil yetersizliği gibi gerekçelerle takipsizlik kararı verildiğini belirtti.
Yapılan başvuru üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu, ihmali görülen kamu görevlilerinin tespiti için inceleme izni verdi.
Ayşe Tuba Arslan’ı öldüren Yalçın Özalpay yapılan yargılama sonucu ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.