Ankara Barosu’nun mevcut yönetiminin “çürüme” sürecinde olduğunu ifade eden ÖÇAV’dan avukat İlke Işık, “Çürümeye karşı yeni baştan bir anlayışla herkesin sözünü söyleyebildiği bir baro istiyoruz” dedi.
Yıllardır “Demokratik Sol Avukatlar Grubu” tarafından yönetilen Ankara Barosu’nda, Ekim ayında gerçekleştirilecek 67’nci Olağan Genel Kurul çalışmaları başladı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde işkence yapıldığı iddialarını araştıran baronun İnsan Hakları Merkezi’nin hazırladığı raporu yayınlamamakla tepki toplayan Ankara Barosu, arda arda gelen istifa, görevden almalar ve aday adaylarının baro kurumsal kimliğiyle birbirine karşı yaptıkları açıklamalarla gündeme geldi. Baro yönetimi son olarak, aidat ödeyemeyen avukatları levhadan sileceğine dair tebligatlar gönderdi, ardından da cezaevleri ve barolar arası hizmet veren servisleri ücretli hale getirdi.
AVUKATLARDAN BARO YÖNETİMİNE TEPKİ
Baro yönetiminden gelen açıklamalar ve verilen kararlar çok sayıda avukatın tepkisine neden oldu ve “Bu anlayışı kabul etmiyoruz, yönetim sorunu ve maddi çöküş omuzlarımıza yüklenemez” yorumları yapıldı.
ÖÇAV ÇALIŞMALARINA BAŞLADI
Baroda yaşanan krize karşı, Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu (ÖÇAV) da, “Savunmanın bağımsızlığının cesaretle korunduğu, genç işçi ve kadın avukatların sorunlarının ortak akıl ile çözüme kavuşturulduğu bir baro için” diyerek çalışmalara başladı. “Meslektaşların sorunlarından kopuk, savunmaya dönük saldırılar ve meslek adına kalıcı bir söz ve eylem üretemeyen mevcut yönetim anlayışının sürdürülemez olduğu yaşanan son süreçte açıkça ortaya çıkmıştır” diyen ÖÇAV, henüz aday belirlemese de yaptığı toplantılar ve açıklamalarla nasıl bir baro istediklerini şimdiden duyurmaya başladı.
Mevcut baro yönetiminin içinde bulunduğu krize karşı ÖÇAV’ın eleştirilerini ve başlattıkları çalışmaları Avukat İlke Işık, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 22 bin avukatın üyesi olduğu bir meslek örgütünün içine düştüğü durumun üzücü olduğunu ifade eden Işık, “Baronun, mesleğin, hukukun, yargının sorunlarıyla ilgilenmesi gereken, meslektaşlarına, ‘sorunları birlikte çözeceğiz’ güveni vermesi gereken bir süreçte bu sorunları yaşıyoruz” dedi.
‘KOLTUK KAVGASI’
Ankara Barosu’nu yıllardır Demokratik Sol Avukatlar Grubu’nun yönettiğini hatırlatan Işık, “Kişiler değişiyor ama bir iktidar anlayışı var. Bu anlayış tek adamcı, demokratik değil, katılımcı değil, avukatları karar alma sürecine dahil etmiyor. Şimdi çokça konuşuluyor; kapı arkasından baroyu yönetenlerden bahsediyorlar. Bunu hepimiz biliyorduk ve yıllarca böyle sürdü. Geldiğimiz aşamada koltuk kavgası nedeniyle birbirlerine girdiler. ‘Sen mi, ben mi başkan olacağım’ kavgası içindeler ve bunu tüm kamuoyuna yansıtan, aynı gruptaki aday adayların baro kurumsal kimliğiyle birbirine cevap verdikleri bir duruma geldiler” ifadelerini kullandı.
‘ARTIK BÖYLE GİTMEZ’
Baronun mevcut durumunu “çürüme” olarak değerlendiren Işık, “İçinden geçilen süreç gerçekten de bir çürümeyi ifade ediyor. Sorun kişiler değil anlayış. Biz bu anlayışın artık devam etmemesi gerektiğini söylüyoruz. Bir önceki genel kurul, avukatlar katılmadığından bir türlü başlamamıştı. Biz de, ‘bakın avukatların örgütü haline getirmediğiniz için kimse gelmiyor’ demiştik. Geldiğimiz aşama bu. Barodakiler, baronun kurumsal kimliğini de kullanarak koltuk kavgası içindeler. Bir baronun en temel yükümlülüğü insan hakları mücadelesi yürütmek ama bunu sürdürmeyen bir baro var karşımızda. Herkesin, ‘artık bu böyle gitmez’ diyerek müdahale etmesi gereken bir sürecin içindeyiz” şeklinde konuştu.
‘ÇÜRÜMEYE KARŞI YENİ BİR ANLAYIŞ’
ÖÇAV olarak yaptıkları çalışmalara dair de konuşan Işık, “Biz aynı zamanda baronun merkezlerinde, kurullarında çalışan avukatlarız. ‘Sen yöneteceksin, ben yöneteceğim’ kavgası içinde olmayan avukatlarız biz. Baronun tüm hak temelli merkezlerinde çalışan, bir yandan da hukuk ve adalet için dört bir yandan mücadele eden avukatlarız. İnsan hakları merkezinde yaşanan krizde de arkadaşlarımız muhatap olmak durumunda kaldılar” diye aktardı. Yaklaşan genel kurul öncesi toplantı aldıklarını ifade eden Işık, “Herkesin sözünü söyleyebildiği, görüşünü ifade edebildiği bir baro istiyoruz. Bu baro hepimizin, sadece bir grup yönetenden ibaret olmasın. Çürümeye karşı yeni baştan bir anlayış ve baro yönetim mekanizması oluşturmak gerekiyor. Var olan yapıyla bir şey yapılamayacağını biliyoruz” dedi.
ÖÇAV’IN ÇALIŞMALARI
ÖÇAV olarak tüm çalışma gruplarını toparladıklarını aktaran Işık, tüm avukatlarla sürece ilişkin görüş ve önerilerini alarak çalışma planladıklarını aktardı. Alt kurullarını ve seçim yürütmesini belirlediklerini dile getiren Işık, “Meslektaşlarımıza da ‘gelin birlikte değiştirelim, birlikte yönetelim’ çağrısı yapıyoruz. Bunun aksinin baroyu ne hale getirdiğini görüyoruz. Geçen genel kurulda da ‘bu anlayışla artık baroyu yönetmeyin, bırakın ne hale getirdiniz’ dedik. Daha bir yıl geçmedi rezillik ayyuka çıkmış durumda. O yüzden biz baroyu; demokratik, katılımcı, genç, kadın, işçi avukatların sorunlarıyla ilgilenen bir duruma getirmek zorundayız. Şu anki baro; mesleğin, hukukun sorunlarından tamamen uzaklaşmış ve hepimizin gözünün içine bakarak koltuk kavgası yaptıkları bir yere dönüşmüş durumda. Bunu acilen değiştirmek durumundayız. Çalışmalarımız bu şekilde sürüyor ve tüm çalışmaların toplamında adaylık ve aday belirlemiş olacağız” ifadelerini kullandı.
‘GELİN BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM’
Avukatların barodan giderek uzaklaştığına değinen Işık, bunun avukatların suçu olmadığını vurguladı. Işık, şunları söyledi: “Her birimiz sorunlar yaşıyoruz ve buna karşı ‘benimle birlikte mücadele eder’ duygusu taşımadığımız bir baro var. Baro başkanlarına ulaşmak bile zor bir duruma geldi. Baroculuk bir grup zengin erkek avukatın yapacağı bir şey değil. Bırakın genç avukatları mesleği uzun zamandır yapanlar bile artık bürolarını kapatıyor. Ciddi ekonomik sorunlar var. Stajyer avukatlar çok mutsuz. Bu sorunların muhatabının baro olması gerekiyor. Sihirli bir değnek elbette yok ama bunu çözmeye ilişkin bir irade istiyoruz. Bu nedenle avukatlara çağrımız; baro 22 bin avukatındır. Çok kırdılar, döktüler ama bu böyle devam edemez. Artık ‘onların barosu’ olması durumunu değiştirelim. Gelin birlikte konuşalım, baromuza sahip çıkalım. Yeniden meslek örgütümüze güveneceğimiz olanakları birlikte konuşup birlikte değiştirelim.”