07.02.2025 tarihinde Çağdaş Hukukçular Derneği’nden Av.Leyla Bilgen Ve Av.Firdevs Avşar; müvekkillerin uğradıkları işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin beyan almak ve tespitte bulunmak için Kırıklar F1 nolu hapishaneye avukat görüşüne gitti. Başvurularında kullanmak üzere hapishane savcılığından dilekçe ile hastane raporlarını istediler.
Avukatların talebini tekrarlaması üzerine savcı “Senin zaten buraya neden geldiğin belli, provakasyona gelmişsiniz, teröristsiniz” şeklinde bağırmaya başlamıştır. Bunun üzerine Avukat Leyla Bilgen durumu baroya bildirmiştir. Bugün üyesi olduğu Çağdaş Hukukçular Derneği’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi.
Çağdaş Hukukçular Derneği adına açıklamayı okuyan Av. Erdoğan Akdoğdu ”Görüşmeler sürerken hapishane idaresine bu konuda dilekçe verilmiş, idare bu hususun hapishane savcılığına iletilmesi gerektiğini belirtmiştir. Meslektaşımız Av.Leyla Bilgen, hapishane savcısı C.Y’nin kalem memuru ile dilekçesini sunmuştur.
Meslektaşımız savcının yanına gittiğinde müvekkilinin darp edildiğini ve bu konuda şikayetler yapmak için sağlık raporlarına ihtiyacı olduğunu, sağlık raporları ile avukatların tuttuğu işkence izleri arasında eksiklik olup olmadığının ve yeniden tutanak tutulmasına ihtiyaç olup olmadığının tespiti amacıyla sağlık raporlarının verilmesi gerektiğini iletmiştir.
Savcı, C.Y, “avukat hanım çarpıtmayın olayı bu sadece bir iddia” diyerek meslektaşımızın sözünü kesmiştir. Akabinde savcı, adliyeye giderek şikayet yapabileceğini, şikayet içerisinde de bu evrakları talep etmeleri halinde kurumun gönderebileceğini, kurum güvenliği açısından evrakları veremeyeceğini iletmiştir.
Meslektaşımız şikayet ile birlikte bu evrakların tabi ki dosyaya getirilebileceğini ancak uzun süreceğini, müvekkilin vücudundaki izlerle karşılaştırmak ve yeniden adli tıpa sevketmek için bu raporları görmeleri gerektiğini ayrıca bu evrakları almaya da yetkili olduğunu iletmiştir.
Savcı C.Y, “size evrakları vermiyorum” diyerek sözlü şekilde talebi reddetmiş; meslektaşımız ise dilekçesine karşılık, reddin yazılı yapılmasını talep etmiştir. Akabinde savcı dilekçeyi alıp buruşturup atmıştır.
Meslektaşımızın “ne yapıyorsunuz, artık dilekçeleri dahi mi kayda almıyorsunuz, bu ne demek” demesi üzerine, sayın savcı ayağa kalkarak bağırmaya başlamış, masanın arkasından elini kolunu sallayarak vücudunu, meslektaşın üzerine getirmek suretiyle sanki vuracakmışçasına hareket yapmaya başlamış, meslektaşımızın talebini yinelemesi üzerine “Senin zaten buraya neden geldiğin belli, provakasyona gelmişsiniz, teröristsiniz” şeklinde bağırmaya başlamıştır. Bunun üzerine meslektaşımız durumu baroya bildirmiştir.” dedi.
”Avukatlık onuru size fazla gelir”
Özelde ÇHD’li avukatların, genelde ise bu mesleği ifa eden avukatlara yönelik bu saldırıların gerçekleştiğini ifade eden Akdoğdu ”Hangi cemaatin, hangi siyasi şebekenin, hangi mafya grubunun ilişki ağlarında olduğu belli olmayanların avukatlık mesleğine ve kişiliklerimize saldırmasını gayet iyi anlıyoruz. Biz bu mesleği size rağmen yapıyoruz. Size rağmen yapmaya devam edeceğiz!
İşkence- kötü muamele gibi en ciddi iddialarda dahi “muttali” olmaktan bir haber sayın savcı C.Y’nin gözetimi altında tutulan mahpuslara karşı işlenen suçlarda kayıtsızlığını anlıyoruz. Kendisi de bu suçlara göz yumarak parçası olmuş durumda. Avukatların işlenen suçların peşine düşmesinin kendi özensizliğini açığa çıkardığının farkında olduğu düşüncesindeyiz.” ifadelerine yer verdi.
”Bu kantar sizi de tartar”
”Sayın savcı C.Y ve benzerleri hep vardılar, olmaya da devam edecekler. Rüşvet iddiaları başta olmak üzere pek çok konuda çürümüş Türk yargı sisteminin, başka türlü hakim-savcı üretmesini beklemiyoruz. Herhangi bir hakim-savcıda cisimleşen tam da bu çürümenin yansımalarıdır.
Lakin şunu hatırlatmak isteriz; bu kantar sizi de tartar. Kantara vurulduğunuzda kapısını çalacak olacağınız avukatlardır. Söz söylerken, mesleğinizi eylerken bu mesleğin onurunun sizlere fazla geleceğini hatırlatmak isteriz. Bu adaletsiz ve çürümüş yargı sisteminde size rağmen müvekkillerimizin haklarını korumayı borç biliriz. Bize, işimize bir şey yakıştıranlara daha üç-beş yıl öncesinin ibretlik hikayelerle dolu olduğunu belirtmek isteriz.” ifadeleriyle açıklama son buldu.
Olayı yaşayan Av.Leyla Bilgen hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinden, kuyu tipi cezaevleriyle müvekkillerinin işkenceye maruz bırakıldığından söz edip ”Bunlar insan hakları ihlalidir. Karşılarında durmaya; savunmaya devam edeceğiz.”
