Mezarlıkların yüzleşme için önemli olduğunu vurgulayan Nor Zartonk Temsilcisi Murad Mıhçı, “Mezarlıklar aynı zamanda varlığın kanıtıdır” dedi.
24 Nisan 1915’te yaşanan Ermeni Soykırımı, geride pek çok iz bıraktı. Bu izler arasında yer alan mezarlıklar, yüzleşmenin önemli sembollerinden biri. Medyada sıkça ‘saldırı ve tahribat’ haberleriyle gündeme gelen Ermeni mezarlıklarının taşıdığı anlamı ve yüzleşmeye katkısını Nor Zartonk Temsilcisi Murad Mıhçı, Gazete Duvar’dan Burcu Özkaya Günaydın’a anlattı.
Konya Ermenilerindensiniz. ‘Konya’da Ermeni mi vardı’ sorusuna sıkça maruz kalıyorsunuzdur. Konya, 1915’ten nasıl etkilendi?
1915 öncesi Konya Ereğli’de 1015 Ermeni vardı. Konya’da en az Ermeni’nin yaşadığı yer, Ereğli’dir. 1915 yılında Konya Ereğli’den çıkan kafile Ulukışla’ya gelmiş. Ulukışla’ya gelen her kafile iki yere tehcir edilmiş. Biri Şam, diğeri ise bugün ismi çok duyulan Der Zor. Der Zor’a giden kimse geri dönmemiş. Ailem, dağıtım noktası olan Ulukışla’ya geldiğinde tanıdık bir askere denk gelmiş ve asker “Ben sizin ekmeğinizi yedim. Sizi Şam’a göndereyim” demiş. Bu şekilde ailem Şam’a sürülmüş. Yolda ölenler olsa da diğer kafilelerin başına gelen kötülükler ailemin başına gelmemiş. Ailem ve bazı hemşerilerimiz yeniden Ereğli’ye dönmüş. Döndüklerinde hiçbir mülkleri kalmadığını görmüşler. Yeniden mücadele ederek ve zanaatkârlıklarının avantajını da kullanarak baştan başlamışlar. Kısacası ailem, şanslı olanlardan.
Türkiye’nin hemen hemen her ilinde Ermeni kilisesi, mezarlığı, okulu, ev kalıntıları var. Konya’da bu kalıntılardan var mı?
Bundan yüz yıl önce Konya, devletin resmi rakamlarına göre 13 bin, İstanbul’daki Ermeni Patrikliği’nin verilerine göre ise 20 bin Ermeninin yaşadığı bir yerdi. Ermeni mezarlığı Konya’da şu an sadece Ereğli’de var.
‘Bir mezarımız bile yok’
Ermeni mezarlıklarına ya da kalıntılarına yönelik şiddet olayları oluyor. Sizce bu öfkenin kaynağı nedir?
1915’de 12 milyonluk nüfusun 2,5 milyonu Ermeni’ydi. Bugün 30-40 bin kaldı. Soruyorum, bu insanlar nerede, ölüleri nerede? Kayseri’de, Malatya’da birçok ilde Ermeni yaşardı. Şimdi birçok yerde adımız dahi geçmiyor. Bir mezarımız bile yok, hiç orda olmamışsın gibi. Mezarlıklar aynı zamanda varlığın kanıtıdır. Taşın altından, inşaatın altından mezar çıkıyor. Gezi Direnişi sürecinde gördük ki, Taksim Gezi Parkı’nın bir kısmı Ermeni Mezarlığı. Van’ı Edremit ilçesinde belediyenin kayyım yönetimi tarafından Ermeni Mezarlığı üzerine tuvalet yapıldı. Israrla o tuvalet yıkılmıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Mezarlar da sistematik şekilde yok edilmeye çalışılıyor. Bu, yüzleşmeyi toplum nezdinde uzak tutma çabası demek.
‘Kökümüz burada’
Ne hissediyorsunuz bu yaşananlarla ilgili?
Maalesef bu durum, Ermeniler açısından alışılmış hale geldi. Hrant Dink Vakfı’nın yaptığı araştırmaya göre “Ermeni ve Hıristiyan olmak” sürekli nefret söylemine maruz kalmaya sebep oluyor. Hrant Dink, “Biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin, bu toprakları alıp gitmek için değil, bu toprakların gidip dibine girmek için” demişti. O dönem bu sözler çok anlaşılmadı, yerini bulmadı ama mezarlıklara yapılanlar düşünülünce Dink’in sözleri anlamını buluyor.
‘Ereğli’deki mezarlığımız yerli halk koruyor’
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi’nin bir panelinde Ereğli’de tapulu mezarınız olduğunu “Beni öldükten sonra o mezarda koruyacak tek şey yüzleşme” demiştiniz. Türkiye Ermenileri nasıl bir yüzleşme bekliyor?
Ereğli’de bilinen tarihimiz 700 yıl öncesine dayanıyor. Elimizde kalan tek şey ise dedemin aldığı mezarlık alanı ve orada yatan yaklaşık 100 insan.
Bu mezarlık sayesinde bizi bulup, “Konya’da Ermeni mi varmış?” diyenler oluyor. “Bu mezarlığı korumak için ne yapmalı” diye soruyorlar. Mezarlıklar, yüzleşme için bir vesile. Burada bir dönem Ermeni yaşadığının kanıtı. Toplum bilinci artarsa tarihsel bilinç de artar. Ereğli’de mezarlığımızın korunmasında en büyük şansımız, Konya Ereğli Belediye Başkanı ve Ereğli halkının tutumu.