22.2 C
İstanbul
21 Eylül Cumartesi, 2024
spot_img

Metin Lokumcu davasında görevsizlik kararı verildi

2011’de Erdoğan’ı protesto ederken gaz bombası ile katledilen öğretmen Metin Lokumcu davasında bugün ikinci duruşma görüldü

Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde Hopa’yı ziyareti sırasında kendisine tepki gösteren Metin Lokumcu’nun polis saldırısı sonucunda katledilmesinin ardından açılan soruşturma 9 yılda tamamlanırken, bugün davanın ikinci duruşması görüldü.

Trabzon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Cumhuriyet Savcısı görevsizlik kararı talep etti. Kararı açıklayan mahkeme, mahkemenin görevsizliği ile TCK 87/4 hükmü uyarınca dosyanın görevli Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.

Lokumcu’nun ölümüne ilişkin günden ilk kez ortaya çıkan görüntülerin de dosyada tartışıldığı duruşmada görüntülerden birinde, polisin sert müdahalesi sırasında bir polis amirinin “Gebert lan gebert, vur şuna adam gibi vur” dediği duyuluyor.

Başbakan koruması polise gam bombasını nasıl sıkacağını göstermiş

Tanık Kamil Ustabaş: “31 Mayıs 2011 günü dönemin Başbakanı’nın mitingi vardı. Bölgede HES’lerin yapılmaması için bir basın açıklaması vardı. Hopa Dereleri Koruma Platformu bunun için bir çağrı yapmıştı. Başbakan’a ve basına insanlar sesini duyurmak için Hopa Meydanı’nda toplanıldı. Ben de oradaydım. Aynı zamanda çayda kota ve kontenjana karşı da gerçekleşiyordu. Aynı zamanda çay üreticisiyim. Hopa’nın girişinde polisin yığınağı vardı. Hopa’daki iki caddede polislerle kapatılmıştı. Hopa’daki polisin 10-15 katı sanırım polis getirilmişti. Başbakan’ın miting yapacağı yerle bizim basın açıklaması yapacağımız alan arasında iki tane uluslarası yol bir tane de şehir içi yol bulunuyor. Basın açıklaması yapacak olanlar da horon oynuyordu. Horon sonrasında hiçbir uyarı yapılanmadan polis tarafından saldırıya geçildi. İnsanlar da can havliyle Dumlupınar Caddesi’ne kaçtı. Alanda toplananlara gaz ve su sıkılınca etrafta açıklamayı izleyenlerde esnafın dükkanına sığındı. Kolluk kuvvetleri o dükkanlara da gaz kullanarak, kapıları kurtar girdiler. O kadar gaz kullanıldı ki, bir dükkanın çatısı yandı. Yine Hopalı insanlar o yangını söndürdü. Aklımızın almadığı bir kolluk kuvveti yığılmıştı. Hopa gaz bulutu altında kaldı. Bir kadın kafasından yaralandı. Başbakan koruması gidip “gaz şöyle sıkılır” diyerek polisin elinden gazı alıp gösterdi. Buna çok net şahit oldum. Polisin o günkü tavrı “geldik ve Hopa’yı süpürüp gideceğiz” şeklindeydi. Niyeyse bir kenti teslim alma mantığıyla gelmişlerdi. Birçok ölü çıkabilirdi. Çıkmamasının sebebi, esnafın insanları dükkanlarında bir şekilde korumalarıydı. İlk saldırı başladığında Metin hoca saldırıyı durdurmaya çalışıyordu. Her yerden gazlar sıkılıyordu. Kolluk kuvvetlerinin önünde duran amirlere “durun ne yapmak istiyorsunuz” diyordu.

“Küçük Moskova”

Tanık Şenol Çelik: “Bir akşam öncesinden Metin abiyle haberleşmiştik. Ben o dönem muhtar olduğum için, kaymakam bizim alanı kontrol etmemiz için alanda olmamızı istedi. Alana gittiğimizde insanların horon oynadığını gördüm. Biz de kaymakam dediği için alanı gezmeye ve kontrol etmeye devam ettik. O sırada bir polisin telefon konuşmasına şahit oldum. Şöyle diyordu: “Birazdan küçük Moskova ne hale geliyor görürsünüz” dedi. Bütün çevik kuvvetin bütün bir alanı sardığını gördüm. Panzerden su ve gaz bombaları gelmeye başladı. Herhangi bir anons duymadık. Ben de gazlardan kaynaklı boğulma tehlikesi geçirdim. Sonrasında yine çıkıp polislerle konuşmaya çıktım. Metin hocanın bir yerde polisler tarafından sıkıştırıldığını gördüm. Zaten gaz yemişti Metin hoca bir de üzerine kalkanla sıkıştırıldı. Sonrasında oradan birlikte uzaklaştık ama bir daha göremedim. Sonrasında hastaneye götürüldü ve ölüm haberi geldi.”

“Gebert lan gebert, vur şuna”

Avukat Sercan Aran: Hopa’da müdahale edilen olaylar barışçıldır. Polis bu barışçıl gösteriye karşı ölümcül müdahalede bulunmuştur. polisin “gebert lan gebert, vur şuna adam gibi vur” dediği bir noktada artık dikkat ve özen yükümlülüğünden bahsedemeyiz. Burada tartışabileceğimiz tek şey olası kasttır, bu tartışmayı da yapacağımız yer ağır ceza mahkemesidir. İzlediğimiz görüntüyü kaydeden emniyet müdürlüğünde görevli polisler. Bu polislerin söylediği şey ile yaşananları kıyasladığımızda biz oturup taksir tartışamayız. Polisler gerek tanık beyanlarıyla, gerekse de videodan da görüleceği üzere her şey nettir. Bu bir cinayettir. Şayet görevsizlik vermeyeceksiniz. Sanıkları duruşmaya getirtmeniz gerekiyor. Sanıklardan Sinan Eyüpoğlu hariç CMK196/2’deki esas mahkemesinde ifade verip vermek istemediği sorulan sanık yok. Bu da usuli bir hatadır. Sanıkların ifadeleri birbirleri ile çelişkili. Talimat mahkemelerinin hiçbiri bu çelişkileri gidermemiş. Biz nasıl gidereceğiz bu çelişkileri? Sanıklar burada olmadan? Ya da şu fotoğraftaki şahıs kimdir? Sanıklardan biri midir? Bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey sanıkların adları! Elimizde görüntüler var ama sanıkları görmediğimiz için görüntüleri inceleyip, şu şu kişidir deyip sanıklara da ir tartışma yapamıyoruz. Bir de sanık avukatlarının veraste tutulma talepleri var. Zaten gelmiyorlar ki? Neyden vareste tutulacaklar? Burada Türkiye Cumhuriyeti adına bir mahkeme kurulmuş. Sizin vareste tutulmaları yönünde sanıklarla ilgili bir ara kararınız yok. Ama zaten sanıklar gelmiyor. Demek ki mahkemenin de gücü yok. Sanıklar bizimle dalga geçiyor! Gelmedikleri duruşmaya gelmemek için talepte bulunuyorlar avukatları aracılığı ile. Bu dalga geçmektir. Sadece bizimle değil aynı zamanda sizinle. Bu talebimizi de kabul etmiyorsanız keşif icra etmeniz gerekiyor. Şayet bu taleplerimizi ayrı ayrı reddedecekseniz. Zaten sizi reddettik ve reddi hakim talebimiz rededildi. Burada size düşen dosyadan çekilmektir. Çünkü tüm taleplerimiz reddedilecekse bu dosyayı görme niyetiniz yok demektir.

Kaynakyolculuk

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol