Metal işkolunda, metal patronları örgütü MESS ile işkolundaki sendikalar ile arasında yaklaşık 130 bin işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi süreci devam ediyor. İşçi Gazetesi, sürecin gidişatını, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Toplu Sözleşme Uzmanı İrfan Kaygısız ile konuştu.
Röportajı olduğu gibi yayınlıyoruz…
MESS süreci başladı. Dört görüşme yapıldı. Süreç nasıl gidiyor? İşçilerin, MESS’in tutumu nasıl?
İlk görüşme 7 Ekim’de yapıldı. Şu ana kadar 4 toplantı yapıldı. Henüz idari maddeler görüşülüyor, sanırım 4 Aralık’ta yapılacak toplantıda MESS ilk ücret teklifini verecektir.
Görüşülen idari maddelerden bir kısmı parasal sonuç doğurmuyor, ancak bir kısmı dolaylı olarak parasal sonuç doğuruyor. Örneğin çay molaları dediğimiz ara dinlenmelerini işveren günlük yarım saatlik maliyet olarak değerlendiriyor. Genel olarak bakıldığında bu dönem idari maddeler oldukça sert geçiyor. Geçmiş dönemlerde idari maddeler bu düzeyde sert tartışılmazdı. Doğrudan parayla ilgili maddelerin Ocak ayına kalacağı görünüyor. 4 Aralık’ta muhtemelen bir ücret zam önerisi yapacaktır ancak MESS esas ücret teklifini asgari ücret açıklandıktan sonra vereceğini ifade etti.
İdari maddelerin en önemlisi ve doğrudan parasal da sonuç doğuran, yürürlük süresi maddesi. Bu madde ile toplu sözleşmenin kaç yılda bir olacağını belirleniyor. Bu madde bugüne kadar genellikle sözleşmenin sonunda konuşulurdu. Fakat MESS sürpriz yaptı, ilk görüşmelerde 3 yıllık sözleşme önerdi. Kendince bunun nedenlerini anlattı. Biz de bunun neden olmayacağını anlattık; bizim için bir tartışma konusu olmadığını ve bir grev nedeni olduğunu söyledik.
Diğer idari maddelere bakıldığında, mevcut hakları geri götüren, esneklik içeren maddelere ağırlık verildiği görülüyor. Bazı maddelerde önceki yıllarda da esneklik önerilerdi ya da hakları geriye götüren maddeler teklif ederlerdi, ancak bu yıl daha önce hiç önerilmemiş yeni maddeler öneriyorlar ve bunlar işçilerin kullandıkları hakları geriye götüren teklifler.
Görüşmeler sert geçiyor. MESS yöneticileri, hemen her toplantıda, iktisadi krizden söz ediyor, üretim ve satışların düştüğünü söylüyor ve kendilerince işyerlerinin durumunu anlatıyorlar.
MESS, bu döneme yaklaşımının rekabeti korumak üzerinden şekillendiğini belirtiyor. Onlar için rekabetin korunması, işçilere yeni haklar vermek bir yana kazanılmış hakları da geriye götürmek ve düşük ücret zamlarına mahkum etmek.
Sık sık işsizlikten bahsediliyor. Bu bir tür dolaylı tehdit aslında. Dışarda şu kadar işsiz var vurguları yapılıyor ve bu halimize şükretmemiz isteniyor. Ayrıca MESS’ten de 2 yıldır işçi çıkartılmıyor diyorlar.
Nasıl yani, işçi çıkartılmadı mı?
Bizim işyerlerimizde çıkartılma yapıldı ama dedik. Kastettikleri anlaşma ile çıkartılmamış işçiler imiş. Gönüllük ve uzlaşma ile çıkartılanları işten çıkarma saymıyorlar. Ama bu teklif böyle devam ederse bunun olabileceği ima ediliyor. Bunu kıymetini bilin deniyor.
Sendikalar tam olarak ne istiyorlar?
BMİS’in istediklerini söyleyeceğim. Türk Metal yüzde 20 zam istiyor. Yüzde 4’de iblağ (ücreti düşük olan işçiler için iyileştirme) var, bununla birlikte yüzde 24 denebilir. Çelik-İş henüz herhangi bir şey yayınlamadı, tam teklifini bilmiyoruz.
BMİS için ise; taleplerin en yoğun olduğu dönem oldu. İşçilerden çok fazla talep geldi. Niye böyle oldu diye düşündük. Bir yandan işyerlerinde kriz var derken bu nasıl oldu da işçiler bu kadar değişik taleplerde bulunuyorlar? Çünkü, işçiler çok yoksullaştılar. Resmi enflasyon ile gerçek enflasyon arasındaki açı çok büyüdü. Resmi enflasyon ile gerçek hayatta karşılaşılan zamlar aynı değil. Gerçek enflasyon karşısında ücretleri reel olarak geriliyor ve dolayısıyla yoksullaşıyorlar. Geçen dönem alınan zam, ilk 6 aylık dönemde bir şey ifade etti. Sonra aldıklarını hızla kaybettiler. Dolayısıyla talepkâr hale geldiler.
Biz ilk 6 aylık dönem için yüzde 34,2 zam istiyoruz. Ücret dışında çok sayıda talebimiz var. Sosyal haklarda yüz 55-60 aralığında artış talebimiz var. Çalışma sürelerinin 37.5 saatte düşürülmesini teklif ediyoruz.
İşçilerin en mağdur oldukları meselelerde bir tanesi vergi dilimleri. Vergi dilimleri nedeniyle, ilk dönemden sonra alınan zamlar işçinin cebine girmiyor. Dolayısıyla alınan zam bir şey ifade etmiyor. Bu nedenle yüzde 15’lik vergi diliminden sonraki vergileri patronlar ödesin diye bir talebimiz var. Bunlar dışında da çok sayıda talebimiz söz konusu. Bu sene toplumsal cinsiyet eşitliği kurulu kurulması ve devamlılık primi gibi yeni madde tekliflerimiz de var.
MESS kriz var diyor. Peki sizin elinizden krizden etkilendiklerine dair veriler var mı?
MESS üretim ve satışlara bakıyor. Aslında otomotivde resmi veriler yüzde 10’luk civarında bir daralma gösteriyor. Ancak bu durum otomotivin tavan yaptığı 2017 yılına göre bir azalma. Dolayısla en üstü temel alarak düşüşler var diyemeyiz. Biz de esas olarak kârlara baktık. Kârlarda son 2 yıl içinde zarar eden yok. Kârlarda görece düşüşler var. Borsadaki, ISO 500 kapsamındaki metal firmalarını inceliyoruz.
Gördüğümüz bir başka şey, büyük işletmelerde özellikle toplam maliyet içerisinde işçilik payının düştüğüdür. Elimizdeki veriler kamuya açık verilerdir. Bizim gördüğümüz zarar eden şirket yok. Bir de sözleşmeler 2 yıllık oluyor. Ve gelecek aylarda kârların artmayacağını kimse söyleyemez. Ama MESS, kârlarımız arttı, alın size ekstra zam demeyecektir. Bugüne kadar demediler. İşyerlerinin kârlı olduğunu MESS’de söylüyor. Ancak diyorlar ki, “evet kâr ediliyor, ancak edilen kâr azaldı”. Bir anlamda azalan kârımızı işçiler telafi etsin deniyor.
MESS’de ücret konuşulmadan nerdeyse greve gidilecek. Neden MESS bu kadar direterek başladı?
Kriz, her sınıfsal ve toplumsal kesim için fırsatlar dönemi. Şimdi sermaye güçlü ve yaşanan bu durumu fırsata çevirmek istiyor. Bir yandan düşük ücret vermek, diğer yandan mümkün olduğunca esnekliği sözleşmeye yerleştirmek ve bazı kazanılmış hakları geriye götürmek istiyorlar. Bu şekilde işçileri ve sendikayı baskılandırarak kendileri için iyi bir sözleşme imzalamak istiyorlar. Kısmi üretim kaybını abartılı olarak kullanmaya çalışıyorlar. Tehditkar tutum alarak sendikaları yola getirebilir miyim diye düşünüyorlar. Gerginlikle istediklerini elde edeceklerini sanıyorlar.
İşçilerin bu süreçteki tutumu nedir?
İşçiler yaşadıklarını biliyorlar. Bunun anlamı her gün daha fazla yoksullaşmak. Öte yandan, bu gerginlik politikası işçiyi gerer. Patronların anlamadığı, bu işçi tehdit edildiğinde işçi geri adım atmaz ve daha kararlı cevap verir. Gerginlik politikası patronlara yaramaz. Böyle giderse, özellikle Ocak ayında gerilim giderek artacak demektir.
MESS’in sözleşmeden sonra tehdit ettikleri konuları devreye sokma olasılığı var mı?
Aslında kriz denen şeyin nereye evirileceğine bağlı. Fakat ben açıkçası çok olumsuz hava görmüyorum. Resmi verilere bakınca da öyle görünüyor. Veriler yukarı doğru hızlı olmasa da çıkışa başlanıldığını gösteriyor. Dolayısıyla ben öyle büyük işçi çıkarma beklemiyorum. Tekil işyerlerinde her zaman olur özgün durumlar. Bunlar kriz durumundan dolayı da olmayabilir.
Türk Metal’in taslağına işçilerden tepkiler var mı? Bununla ilgili veriler var mı?
İşçiler tepkili, böyle bilgiler var. Bize yansıyan bilgilerde öfke olduğu; “iki tane anket yaptı ama biz yüzde 20 istemedik” diyorlar. Türk Metal’de, “teklif anketinden bu çıktı” diyor, ama işçiler de kendi istediklerinin ne olduğunu biliyor. Metal işçileri sunulan teklifin kendi teklifi olmadığını biliyor. Bu nedenle, hiç olmazsa talep edilen zamdan geri adım atmayın diye bir basınç var.
İki sendikanın birbiriyle bir anlaşması var. MESS sürecinde beraber mi hareket ederler?
Bu dönem beraber hareket etme zemini şimdilik olamadı. Çünkü tekliflerimiz birbirinden çok farklı. Önümüzdeki günlerde bir ortak mücadele içerisine girilir mi, doğrusu bilemiyorum, bir şey söylemek için erken.
İşçiler ve sendikalar açısından ücret mi sözleşme süresi mi daha ağır basıyor?
İkisi iç içe geçiyor. Birbirinden ayrılmaz konu bunlar. Fakat benim görebildiğim 3 yıl konusu daha ağır basıyor. Bizim üyelerimiz 3 yıllık sözleşmenin sonuçlarını biliyor. İlk yaptığımız toplantılarda da işçilerin 3 yıllık sözleşmeye tepkisi açıktı. 3 yıllık sözleşme için 1 yıllık kaybımız oluşuyor diyorlar. MESS, bu maddede için “kaybını karşılarız” gibi söylemde bulunuyor. 3 yıllık TİS bir önceki dönem gündeme getirildiğinde, eski MESS genel sekreteri; “3 yıl için ayağınız alışsın diye 3’ncü yılın başındaki ücret zammı için enflasyonun üzerine artı yüzde 3,5 daha veririz” demişti. İşte sermayenin ayağını da alıştırmamak gerekiyor. Biz bu konuda MESS ile tartışmaya girmiyoruz. Bizim kırmızı çizgimiz olduğunu sürekli ifade ediyoruz. Fili mağazanın içine sokmamak lazım, sokarsanız mutlaka bir yerleri dağıtır.
Türk Metal bu süre konusunda nasıl düşünüyor?
Türk metal 3 yıllık sözleşme konusunda bugüne kadar hiç laf etmedi. Burada işçinin nasıl tepki vereceği belirleyici olacaktır. Ama bu tartışmalar asıl olarak Ocak ayında belli olur. Ücret tartışması başlayınca zamla birlikte bu mesele daha fazla konuşulacak, tartışılacaktır. Geçen dönemde MESS bu madde konusunda ısrarcı olmuştu ama sürecin sonunda bunu teklifini geri çekmek zorunda kaldı. Dolayısıyla süreç biraz Ocak ayından sonraki günlerde belli olacak.
Teşekkür ederiz, kolaylıklar diliyoruz.
Kaynak: İşçi Gazetesi / Kasım 2019