Kendinizi ve çalıştığınız örgütü tanıtır mısınız?
Ben Lucía Melgar, kadın hakları aktivisti, kültür eleştirmeni, edebiyat ve feminist çalışmalar profesörü ve araştırmacısıyım. Akademi ile STK’lar arasında diyalog kurmayı ve başta cinsel haklar ve üreme hakları olmak üzere kadın haklarını teşvik etmeyi ve kadın cinayetleri başta olmak üzere Machista şiddetini durdurmayı amaçlayan Académicas en Acción Crítica (Eleştirel Eylemdeki Akademisyenler) örgütünün kurucularından biriyim.
Kürtaj konusunda bu karardan önce nasıl yasal değişiklikler oldu?
Meksika’da uzun yıllar boyunca tecavüz durumunda (31 eyaletin tamamında geçerli) ve annenin hayatının veya sağlık durumunun tehlikeye girmesi durumunda (30 veya 29 eyalette geçerli) yasal kürtaj yapılmasına izin veren temel bir mevzuat vardı. Ayrıca eyaletler, yoksulluk (2 eyalet), zorla hamile bırakma ve diğer birkaç nedenden dolayı yasal kürtaja izin verebiliyordu. İlk temel değişiklik 2007 yılında Mexico City’de, yerel kongrenin sağlık mevzuatı ve yerel ceza kanununda 12. haftaya kadar talep üzerine (herhangi bir yasal muafiyet olmaksızın) kürtaja izin veren iki reformu onaylamasıyla gerçekleşti. Bu isteğe bağlı kürtaj olarak da adlandırılır. Buradaki önemli mesele, şehirdeki yerel devlet hastanelerinin bu tür kürtajları hiçbir ücret talep etmeden yapmak zorunda olmasıydı çünkü bu bir insan hakkı olarak görülüyordu. İlaç yoluyla kürtaj en yaygın olan yöntemdi. Bu reformların önünde yasal engeller olmasına rağmen, 2008 yılında kürtajın bir kadının hakkı olup olmadığı konusunda bir şey söylemeyen, sadece Mexico City yetkililerinin sağlık yasasında ve ceza kanununda reform yapmaya yasal olarak yetkili olduğunu ve bunu Anayasayı ihlal etmeden yaptığını söyleyen bir Yüksek Mahkeme kararıyla bu engeller aşıldı. Bu tarihi kararın ardından, sağcı gruplar 2008-2010’dan bu yana eyalet düzeyinde bazı yasal reformları desteklediler; bu reformlar, eyaletin (yerel) “yaşamı doğumdan ölüme kadar koruma” yükümlülüğünü belirtiyordu, bu da kürtaja izin verilmediği anlamına geliyordu (halihazırdaki eyalet bazında onaylanan vakalar hariç). Bu muhafazakar dalga, 20’den fazla eyaletin anayasasında veya ceza kanununda bu tür bir hükmün yer almasına yol açtı.
Neyse ki özellikle 2016’da başlayan ve hala devam eden, çoğunlukla yeni bir yeşil dalga yaşandı ve şu ana kadar 10 eyalet 12. veya 13. haftaya kadar yasal kürtajı onayladı. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, kamu hastanelerinin tecavüz vakalarında kürtaja erişimi garanti etmesini sağlamak için yeni genelgeler yayınladı. Bunlar geçen yıl yapıldı ve kısmen başarılı bir şekilde uygulanıyor. Ancak tam olarak değil çünkü tecavüz vakalarında bile kiliseler ve yargıdaki memurlar arasında kürtaja karşı hâlâ direnç var.
Bu yılki karardan önceki bir diğer önemli değişiklik, geçen yıl Yüksek Mahkeme’nin iki eyaletin kısıtlayıcı mevzuatının anayasaya aykırı olduğuna ve hiçbir eyaletin bir kadını kürtaj yaptırdığı için suçlu sayamayacağına karar vermesiyle gerçekleşti. Bu kez birkaç kadın hakim konuyu analiz ederek kürtajın kadının insan hakkı olduğunu belirttiler.
Bu karar ne getiriyor ve kurumsal uygulamaları nasıl değiştirecek?
Yüksek Mahkeme’nin kürtajın cezasının kaldırılması gerektiği, bunun gerçek anlamda mümkün olabilmesi için Kongre’nin yasayı onaylaması gerektiği ve “kürtaj” suçunun ceza kanunundan çıkarılması gerektiği yönündeki açıklaması birçok açıdan önemli ve sembolik içeriğe sahip bir karar. Ancak diğer kurumlar üzerindeki etkisi, özellikle de Kongre’nin bu tavsiyeyi kabul edip etmeyeceği henüz belli değil. Kongre, kürtajı mevcut yasalarda ceza yasasından çıkarmak ve ceza kanunundan silmek için önceki girişimleri iyileştirmeli veya yeni girişimler tasarlamalı. Ayrıca bu yeni mevzuatın uygulandığından emin olmak için takip mekanizmaları oluşturmalı. Mexico City’de kürtaj hizmeti vermekten kaçınan federal kamu hastanelerinin kürtaj hizmeti vermeye başlayıp başlamayacapını bekleyip görmemiz gerekiyor. Son olarak, kendi ceza kanunlarıyla ilgili olarak eyalet düzeyinde neler olacağını da zaman içinde göreceğiz.
Bu kararlar geriye dönük uygulanabilir mi? Önceki yasalardan zarar görenler tazminat alabilecekler mi?
Kanun geriye dönük uygulanamaz. Örneğin, kürtaj yaptırmakla suçlanarak hâlâ hapiste olan kadınları serbest bırakmak için kullanılabilir. Ancak genellikle [geriye dönük] tazminat yoktur. Aslında tazminatların açık olduğu durumlarda bile Meksika devleti bunları kabul etmeyi reddediyor.
Şu anda Meksika’da kadınların kürtaj haklarına erişimlerine dair durumu aktarabilir misiniz?
Hızlı bir şekilde cevaplamak için çok karmaşık bir konu bu çünkü farklı eyaletlerde farklı koşullar var. Mexico City deneyiminin, yani devlet hastanelerinde 12. haftaya kadar devlet tarafından sağlanan yasal ve ücretsiz kürtajın, kadınlar ve kız çocukları için fiziksel ve ruhsal sağlık açısından çok iyi sonuçlar verdiğinin kanıtlandığını söyleyebilirim. Bu süreçte ölüm yaşanmadı ve mükemmel olmasa da kadınlar genellikle hizmetten memnun. Diğer eyaletlerde (örneğin Oaxaca, Hidalgo, Veracruz gibi) durum farklılık gösteriyor çünkü klinik sayısı daha az olabiliyor ve ayrıca doktorlar ve hemşireler kürtaj isteyen kadınların mağduriyetlerini arttırma eğiliminde olabiliyorlar.
Önemli bir konu da Yargıtay kararlarına ve Sağlık Bakanlığı’nın direktiflerine rağmen Kilise baskıları ve toplumsal önyargılar nedeniyle hâlâ direnen veya tecavüze uğrayan genç kızlara kürtaj yapmayı reddeden sağlık personelinin bulunması. Bu genellikle bir vicdani ret sorunu değil, ikiyüzlülük ve maçoluktur. İtirazlara kişisel düzeyde kanunen izin veriliyor ancak her hastane, itiraz etmeyen en az bir doktor/hemşire vb. bulunacağını garanti etmeli.
Bu karar sizce güncel koşulları nasıl değiştirecek?
Daha önce de belirttiğim gibi, federal düzeyde Yüksek Mahkeme kararına dayalı olarak yasa çıkarma ve daha sonra tüm eyalet yasama organlarının da takip etmesi ve kendi yasalarını uyarlaması Kongre’nin iradesine bağlı olacak. Ancak mahkemenin kararı “marea verde”ye (yeşil dalga hareketi) ve daha geniş feminist harekete o kadar yeni bir ivme kazandırdı ki, yeni ve eski örgütler yerel kurumlara gerekli değişiklikleri yapmaları için baskı yapmak üzere örgütleniyor. Bu hareketler aynı zamanda kadın hakları için seferberliğe de geri döndü.
Hâlihazırdaki sorunların sürmesine neden olacak uygulama sorunları olmasını bekliyor musunuz?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi evet direnç olabilir ve süreç yavaş olacaktır, özellikle de 2024 seçim sürecinin ortasında olduğumuz için ve bu gibi durumlarda yasa koyucular genellikle kadın sorunlarıyla pek ilgilenmedikleri için.
Meksika’da feminist hareketin kürtaj kanunları etrafındaki mücadelesinin tarihini biraz anlatabilir misiniz?
Meksika’daki feminist hareket onlarca yıldır kadın hakları için mücadele ediyor. Birincisi, 19. yüzyılda eğitim ve daha iyi ücretler ve çalışma koşulları hakkındaydı. Daha sonra, 1910 Meksika Devrimi öncesinde ve sonrasında (küçük gruplar halinde) oy hakkı için mücadele edildi; hiçbir işe yaramadı. Sonra 30’larda her türden kadının oluşturduğu geniş bir ittifak aracılığıyla oy hakkı için verilen mücadele 1938’de neredeyse amacına ulaşıyordu. Fakat 1938’de yenilgiye uğradı çünkü o dönemki hükümet kadınların muhafazakâr adaylara oy vereceğinden korkuyordu.
Oy hakkı konusunda bir sonraki adım, 1947’de kadınların belediye düzeyinde seçme ve seçilme hakkını alması oldu ve son olarak 1953’te kadınlara genel oy hakkı tanınmasıyla kazanıldı.
Bu kavgaların yanı sıra 70’li yıllarda kadınlar aile içi şiddete, tecavüze ve cinsel şiddete karşı daha ağır yaptırımlar için örgütlendiler. 90’lı ve 2000’li yıllarda asıl mesele eşitlik, siyasi hayata katılımdı; daha sonra şiddet olmadan yaşama hakkı ve diğerlerinin yanı sıra her zaman daha iyi çalışma koşulları, eşit ücret, çalışan annelere destekler talep edilmeye devam etti.
Sizce Latin Amerika’daki feministlerin mücadelesi bu kararı nasıl etkiledi?
Arjantin’in ilerlemeleri şüphesiz Meksika ve bölgesel bağlam açısından önemli. Arjantin’deki feministlerin başarısı genç Meksikalı aktivistler arasında umut yarattı. Bu ve benzeri kazanımların yanı sıra bazı ülkelerdeki durgunluk veya tepkiler de her yerde bazı tartışmaları şekillendirdi.