İstanbul’da, 2019 yılında “Marksist bir ekoloji hareketi için” şiarıyla yola çıkan Polen Ekoloji Kolektifi’nin çalışmaları kapsamında 21 Nisan’da Polen Ekoloji Enstitüsü’nün açılışı gerçekleştirildi. Ekoloji hareketinin yaşadığı eksiklikler üzerinden mücadeleye cevap olabilme amacıyla kurulan enstitü, ekoloji mücadelesinin diğer mücadele alanlarıyla birleşik bir hat örerek, sorununun kaynağına inilmesi gerektiğini savunuyor.
Polen Ekoloji Çalışmaları Derneği Eşbaşkanları Çise Yıldız ve Onur Yılmaz, enstitünün hedefleri ve çalışmalarına dair Mezopotamya Ajansı’na konuştu.
“Bir sistem sorunuyla karşı karşıyayız”
Ekoloji mücadelesinin yükselen hareketler arasında yer aldığını belirten Çise Yıldız, bunun nedeninin ise sorunun giderek ağırlaşması ve insanların hayatını doğrudan etkiler hale gelmesi olduğunu söyledi. Bu alandaki eksikliklere dikkati çeken Yıldız, “Ekolojik yıkımın yerellerde yaygınlaşmasıyla birlikte bu hareketler refleksif bir şekilde ortaya çıkıp, herhangi bir siyasi programa sahip olmadan diğer hareketlerle herhangi bir bağ kurmadan, sömürü ilişkilerini kapitalizmin yarattığı sorunları gündemine almadan tekil projeyi durdurma odaklı çabalarla öne çıkıyor. Yakın dönemdeki deneyimler göz önüne alındığında bunun bir eksiklik olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü yerele özgü tekil bir problemle değil bir sistem sorunuyla karşı karşıyayız” diye belirtti.
“Marksist bir yaklaşımı benimsedik”
Ekoloji sorununun yürütülecek bütüncül ve programlı bir mücadele ile çözülebileceğinin altını çizen Yıldız, bu doğrultuda ideolojik bir yaklaşımla kapitalizmin yıkımını hedefleyen Marksist bir yaklaşımı benimsediklerini söyledi. Sömürü ilişkilerini ortadan kaldırmayı hedeflediklerini dile getiren Yıldız, “Bu doğrultuda bir ekoloji mücadelesini savunuyoruz. Bunun için de bir örgütlenme çabası olarak da yola çıktık. Hem kendi içimizde hem de Türkiye’deki ekoloji hareketleri ve sosyalist hareket içerisinde bu fikri yaygınlaştırma maksadıyla çalışmalarımıza başladık” dedi.
Yürütülen çalışmalar
Yürüttükleri çalışmaların salt akademik ve teorik bir çalışma olmadığını belirten Yıldız, ekoloji mücadelesiyle ilgili seminer vermeye başladıklarını dile getirdi. Yıldız, “Ekoloji mücadelesine nasıl bakmalı, odağı, mücadele öznelerine dair soruları yanıtlayabilmek ve yöntemi bulmak için çalışma yürütüyoruz. Aynı zamanda ekoloji mücadelesini toplumun farklı kesimlerine taşıyabilme amacıyla kadın örgütleri ve emek hareketinden örgütlerle görüşüyoruz” ifadelerini kullandı.
Anti kapitalist bir hat
Kapitalizmin başlıca sömürdüğü iki üretici güçten birisinin emek diğerinin doğa olduğuna dikkati çeken Onur Yılmaz ise, bunun sonucunda bütün ekosistemin çökme ve kriz noktasında olduğunu söyledi. Var olan sömürü sistemi ve doğa talanından en çok işçi sınıfı ve ezilenlerin zarar gördüğünü belirten Yıldız, “Ekoloji hareketinden bahsederken aslında bu kesimlerden bahsediyoruz” dedi. Yılmaz, bu mücadeleyi verirken var olan anlayışa karşı daha antikapitalist bir hatta ilerlemeyi hedeflediklerini söyledi.
Enstitünün ekoloji hareketinin ihtiyaçları doğrultusunda şekilleneceğine işaret eden Yılmaz, kolektif bir emekle büyümeyi önlerine hedef koyduklarını söyledi. Yılmaz, devamında ise şunları belirtti: “Burada seminer ve atölyeler olacağı gibi yüksek lisans, doktora, doktora sonrası öğrencilerin kendi çalışmalarını geliştireceği, farklı bağlar kuracağı, dünyadaki enternasyonal iklim hareketiyle farklı ekoloji hareketleriyle Polen Ekoloji aracılığıyla bağ kuracakları da bir mekan. Yaz ayları faaliyetleri arasında ‘kapi bara’ buluşmalarımız olacak. Çeşitli film gösterimleri ve tartışma atölyeleri, yüksek lisans, doktora öğrencilerinin tez sunumları olacak. Bu ilk üç seminer serimizden sonraki serimiz danışma kurulu hocalarımızın sunumlarıyla Eylül-Ekim aylarında başlayacak. Bütün bu süreçte herkesi buraya gelerek, örgütlenerek, maddi manevi katkıda bulunarak çalışmalarımızı büyütmeye çağırıyoruz.”