KESK İstanbul Kadın Meclisi, TRT’den ihraç edilen Deniz Salmanlıya destek için TRT İstanbul Radyosu önünde basın açıklaması yaptı
TRT’de şef montajcı olarak çalışan Haber-Sen üyesi Deniz Salmanlı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek memuriyetten atıldı. Salmanlı’ya yönelik keyfi cezalandırmanın karşısında duran KESK İstanbul Kadın Meclisi, Harbiye’de bulunan TRT İstanbul Radyosu önünde basın açıklaması yaptı.
Halkın temel hak ve özgürlükleri egemenler tarafından yok sayıldığını, her muhalif sesin baskılar, gözaltılar, sürgünler, açığa almalar, tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldığını belirterek, “Kamu kurumlarındaki emekçiler ise sürgünler, baskılar, açığa almalar, ihraçlar ile susturulmaya çalışılmakta, imzacısı olunan uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’ya aykırı hukuksuz uygulamalar ile hemen her gün karşılaşmaktalar” dedi.
Keyfi ve hukuksuz
Salmanlıya yönelik kararın keyfi ve hukuksuz olduğunu dile getiren kadınlar, “Bu karar, erkek devlet şiddetine yeni bir örnektir. TRT Yönetimi, Devlet erkinin arkasına sığınarak, kendini yasaların üstünde görerek, yargı yerine koyarak, hukuksuz bu karara imza atarak yetkisini aşmıştır. Biz kadınlar bu kararı tanımıyoruz! TRT Yönetimine hatırlatırız; sizin sorumluluğunuzda yapılan bir sınavda kadın-erkek ayrımı yapılması Anayasamıza aykırıdır, suçtur. Sendikanın 1 Nisan 2021 tarihinde #haremlikselamlik hashtagi ile yaptığı twitter kampanyasının ertesi günü, KESK HaberSen üyesi Deniz Salmanlı’ya soruşturma açmanızın amacını biliyoruz” dedi.
Kadınlar her yerde seslerini haykıracaklar
Düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde Deniz’in , şiddete uğrayan milletvekilleri ile ilgili paylaşımları, Kızıldere anması paylaşımı, Meclis çatısı altında da yapılmıştır. Pek çok defa yargının beraat kararı ve ‘kovuşturmaya gerek yoktur’ kararlarına rağmen, suç ve suçlu yaratılmaya, sendikal çalışmalar engellenmeye ve korku iklimi yaratılmaya çalışılıyor.
OHAL kalktığı halde neden soruşturma 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Disiplin usullerine göre değil de 375 Sayılı KHK’nın geçici 35. Maddesine göre yapılmıştır? Aklımızda pek çok soru var; yönetenler, bu geçici maddeler ile muhalif sesleri, suçlu gibi göstererek, hukuksuzca kamudan süpürme aracı gibi mi kullanıyor? Sendikal ve kadın mücadelesi mi cezalandırılıyor?
Baskılar karşısında hiçbir kız kardeşimiz yalnız değildir. Hem hukuksal olarak hem de sendikal mücadelemiz açısından bu uygulamalar yok hükmündedir. Baskılar ve tehditler bizi doğruları söylemekten, haklarımızı, hayatlarımızı savunmaktan asla vazgeçirmeyecek!
Kadınlar her yerde seslerini haykıracaklardır. Haksız hukuksuz KHK’lar iptal edilsin… Amir insiyatifi ile ihraçlar son bulsun. Erkek değil gerçek adalet için mücadelemize devam edeceğiz. Biz kadınlar vardık, varız var olacağız!
Bugün 1 Eylül Dünya Barış günü… Biz kadınlar savaşa karşı barışı, nefrete karşı yaşamı, her türlü ayrımcılığa karşı eşitliği savunuyoruz! Kadını eve hapseden, dinci gericiliğin karşısında özgür, seküler hayatı savunuyoruz!