KESK, üyelerine yönelik anti-demokratik uygulamalara karşı İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş kararı aldı. 24 Mart’ta İstanbul’dan yola çıkacak olan emekçiler Gebze, Kocaeli, Yalova, Bursa ve Eskişehir’e oradan da Ankara’ya yürüyecek
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), üyelerine yönelik baskı, ihraç ve sürgünlere karşı İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş kararı aldı. KESK Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ile bağlı iş kollarındaki MYK üyelerinin katılacağı yürüyüş, 24 Mart saat 10.00’da İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Cevahir İş Merkezi önünde başlayacak.
Daha sonra saat 12.30’da Kadıköy Rıhtım’da yapılacak açıklamayla İstanbul’dan yola çıkacak olan emekçiler, sırasıyla, Gebze, Kocaeli, Yalova, Bursa ve Eskişehir, oradan da Ankara’ya gelecek.
Yol güzergahlarında emekçiler ve toplumsal muhalafet ile buluşmalar gerçekleştirecek olan KESK, 26 Mart’ta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde yapılacak açıklamayla eylemini sonlandıracak.
OHAL devam ediyor
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, eylem kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana çok yoğun hak ihlallerinin yaşandığını, ilan edilen Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) 130 bine yakın kamu emekçisinin hukuksuz bir şekilde işten çıkartıldığını belirterek, 2018 yılında sonlandırılan OHAL sürecinin fiilen devam ettiğini söyledi.
Çalışma hakkı başta olmak üzere birçok çok hakkın ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Bozgeyik, “Her ne kadar OHAL Temmuz 2018 yılında yasal olarak sonlandırıldıysa da o günden bu yana Türkiye’de fiilen OHAL süreci devam ediyor. Özellikle çalışma hakkı, sendikal örgütlenme hakkı, toplantı ve gösteri hakkı, düşüncelerimizi ifade etme haklarımız ilgili de çok yoğun kısıtlama ve yasaklamalarla karşı karşıya kaldığımızı ifade edebilirim. Bu baskılar sadece bizim değil, AKP ile MHP’ye itiraz eden herkese var” dedi.
Hukuk arayışı
Bozgeyik, “KESK’in başlatmış olduğu bu eylem kamu emekçilerinin taleplerini ifade eden bir yürüyüş gibi algılansa da aslında uzun süreden bu yana devrede olan bu baskıcı otoriter rejimin uygulamış olduğu anti demokratik uygulamalara karşı, hukuk arayışıdır” diye konuştu.
