KCDP ve Kadın Meclisleri, artan kadın katliamlarına karşı İstanbul ve Ankara’da “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız” diyerek bir araya geldi. Eylemlerde, Şubat ayında 27 kadının katledildiği de açıklandı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) ve Kadın Meclisleri, artan kadın katliamlarına karşı Beşiktaş İskele Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yüzlerce kadının katıldığı açıklamada, “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir”, “Bulaşık makinesini değil meydanları doldurduk” pankartları açılarak, , “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” ve “Özgürlüğü kazanacağız” sloganları atıldı. Kadınlar, polisin engelleme girişimlerine rağmen alkış ve sloganlar ile açıklama alanına girdi.
‘Kadınları yok sayanlar görsün’
Etkinlikte ilk olarak konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, LGBTİ+’lara dönük saldırılara dikkati çekerek, “Bir zamanlar kadın cinayetleri de yok diyorlardı, şimdi LGBTİ+’ları da yok sayıyorlar. Fakat biz hep birlikte varlığımızı göstereceğiz. O kadar fazlayız ki, bizi yok sayanlar meydanları nasıl zaptettiğimizi görsünler” dedi.
Kadınlar ayaklanıyor
Ardından konuşan Platform Genel Sekreteri Fidan Ataselim, her kimlikten kadının bir araya gelmesinin büyük bir güç olduğunu dile getirerek, iktidarın kadınları yok sayamayacağına işaret etti. İktidarın, “Kadın cinayetleri azalıyor” şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Ataselim, her gün neredeyse 3 kadının katledildiğini hatırlattı. Ataselim, “Kadınların yaşamak istiyoruz çığlığını duymayanların, ‘katliamlar azalıyor’ söylemlerinde bulunmaya hakları yok. İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284’üncü maddeyi pazarlığa açanlar duysun, dünya gelişiyor, kadınlar ayaklanıyor. Bu ayaklanmanın karşısında kimse duramaz. Milyonlarca kadını durdurmak asla mümkün değil” diye vurguladı.
‘Adaleti uygulamayanların eseri’
Şüpheli bir şekilde katledilen Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım da, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak, kızının katledilmesine ilişkin dosyanın etkin bir soruşturma yapılmadan kapatıldığını belirtti. Kadınların birlikte olmasının kendisine güç verdiğini ifade eden anne Yıldırım, “Benim kızım intihar etmedi, katledildi. Bu ne ilk ne de son katliamdı. Kadın katliamları, adaleti uygulamayanların eseridir” diye konuştu.
‘Kadın katillerini yargıla’
Daha sonra söz alan Üniversite Kadın Meclisleri Üyesi Ebru Batur, üniversiteli kadınlar olarak yaşamın her alanında hesap sorduklarını ve sormaya devam edeceklerini belirtti. İktidarın üniversiteler üzerindeki baskısına da değinen Batur, “120 yıl öncesinin projesi, kadın üniversiteleri ile bizi 120 yıllık bir karanlığa gömmeye çalışanlara, kayyım rektörlere, emeğimizi yok sayanlara karşı 8 Mart’ta alanlarda olacağız” diye konuştu. Batur, katledilen kadınların faillerinin cezasızlık politikası ile ödüllendirildiğinin altını çizerek, “Direnenleri ev hapisleri ile hapis cezaları ile baskılayanlar, güç gösteresi yapacağına kadın katillerini yargılansın” dedi.
‘Sömürüyü teşhir edeceğiz’
İşçi Kadın Meclisi Üyesi Çiğdem Yavaş ise, kadın katliamlarının hat safhaya ulaştığına dikkat çekerek, “Patronlar ve iş verenler tüm yükü işçilerin omuzlarına yüklüyor. Öncelikle kadınların işten çıkarıldığı iş alanlarımızda hukuksuzluk üstüne hukuksuzluk işleniyor. Hem çalışıyoruz hem direniyoruz. Bulunduğumuz her alanda emek sömürüsünü teşhir edeceğiz” diye belirtti.
Açıklama, katledilen kadınların isimlerinin okunmasının ardından sloganlar eşliğinde son buldu.
Ankara
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ankara’da aynı taleple Kuğulu Park girişinde açıklama yaptı. Onlarca kadının katıldığı açıklamaya öldürülen akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar ve öldürülen Ayşe Karaman’ın annesi Feride Karaman da katıldı. Açıklamada “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacağız” pankartı açılırken, kadınlar ellerinde “6284’ü uygula”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” yazılı dövizler taşıdı.
Şubat ayında 27 kadın öldürüldü’
Açıklamada Platform adına konuşan Ayşe Nur Fidelgi, kadın cinayetlerini durdurmak için meydanlarda olduklarını söyledi. 2010 yılından beri her ay kadın cinayetleri verilerini açıkladıklarını belirten Fidelgi, son yıllarda yaşanan şüpheli kadın ölümlerinin verilerini de açıkladıklarını dile getirdi. Şubat ayındaki verileri meydanlarda açıklayacaklarını söyleyen Fidelgi, “Şubat ayında, 28 günde 27 kadın öldürüldü. 12 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Geçtiğimiz 5 Mart’tan bu 5 Mart’a kadar, 303 kadın öldürüldü; 181 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu rakamlara kimse alışmasın. Bu rakamları kimse normalleştirmesin. Her ay açıkladığımız bu veriler birer sayı değil, kadınların mücadele dolu yaşamı. Bizler artık kadın cinayeti verilerini açıklamak zorunda kalmak istemiyoruz. Bizler hiçbir kadının öldürülmediği günlerde buluşmak istiyoruz” dedi.
Kadın mücadelesi sayesinde İçişleri Bakanlığı’nın kadın cinayeti verilerini açıkladığını vurgulayan Fidelgi, “Bakanlıklar kadın cinayetlerini gündeme getirmek, eylem planı açıklamak zorunda kalıyor. Kadın cinayetlerini durdurmak için yıllardır verdiğimiz mücadeleyle artık mahkemeler şiddeti meşrulaştıran indirimleri kolay kolay uygulayamıyor. Sadece açıklamalarla değil; atılacak adımlarla, izlenecek somut politikalarla kadınları yaşatmak mümkün” şeklinde konuştu. Katledilen kadınları hatırlatarak, kadın cinayetlerinde yalnızca kadınlar ses çıkarınca hukuki sürecin ilerlediğine dikkat çeken Fidelgi, “İstanbul Sözleşmesi uygulanırsa, soruşturma süreçleri etkin işletilirse, katiller cinayeti saklayabileceklerini akıllarından dahi geçiremezler” diye konuştu.
‘O mermilerle bugün kadınlar öldürülüyor’
Öldürülen akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar da “Dünya kadının mutluluğunu refahını konuşurken biz kız çocuklarımızın en temel hakkı olan yaşam hakkını konuşuyoruz. Masum insanların elinde silah ve bıçakla nasıl katledildiğini gördük yaşadık. Kurtuluş savaşında kadınların mermi taşıdığı hep anlatılıyor. Bugün o mermilerle kadınlar öldürülüyor. Umarım kadına şiddetin yok olduğu tacizin olmadığı, katillerin işbirlikçilerin ve iftiracıların yok olduğu bir ülke temenni ediyoruz.”
Ayşe Karaman’ın annesi Feride Karaman ise, “Bugün kızımı kaybedeli 20 ay oldu. O cani, mesleğini kullanarak yaptığı ilaçlarla öldürüldü ama Özgür Tarhan Evinde rahat rahat oturmasın. Benim gülümü soldurdu. O cani ceza alana kadar, sonuna kadar savaşacağız elbet ben de bir gün rahat rahat uyuyacağım. Ona beraat veren hakimleri de vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.”