İnşaat Emekçileri Sendikası’na (İnşaat-Sen) bağlı Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu, işveren Çoşkun Yılmaz’ın ofisinin bulunduğu Levent’teki Yapı Kredi Plaza önünde açıklama yaptı. 17 gündür direnişte olduklarını ifade eden işçiler, mücadelelerine kısa bir ara verdiklerini ifade etti. “Bankalar geriye, öncelik işçilere. Çöllerde çalışan biz binaları diken biz Kayı İnşaat’tan hakkımızı alacağız” pankartının açıldığı açıklamada, “Verilen her sözün takipçisiyiz” dövizleri taşındı. Açıklamayı İnşaat-Sen Sözcüsü Nurseli Gözüaçık yaptı
Eylemlerimizin 16.günündeyiz. Bugün Kayı İnşaat önündeki eylemlerimize bir virgül koyuyoruz.
Kayı İnşaat'ın konkordato süreci ile birlikte işçi alacaklarının önceliği için verilen tüm sözlerin peşinde olacağız.
Hakkımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. pic.twitter.com/ts2iwsomwi— İnşaat-Sen (@insaatsen) February 3, 2021
12 Ocak’tan bu yana direnişte olan işçilerin eyleminin yeni bir aşamaya geldiğini duyuran Gözüaçık, birçok ilden işçilerin İstanbul’a gelerek mücadele ettiğini belirterek, somut kazanımlar olmasa da birçok kesimle görüşüldüğü ve çözüme dair sözler alındığını ifade etti.
Hakkımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam Edeceğiz
Bugün İnşaat-Sen olarak Kayı İnşaat mücadelemizin yeni bir aşamasına geldik. Ne yazık ki kesin bir kazanım olduğunu ilan edemiyoruz. Ama kazanım yoluna girdiğimizi ilan ediyoruz.
12 Ocak’tan bugüne tam 16 eylem gerçekleştirdik. Adana, Mersin, Hatay, Ankara, Kayseri, Mardin, Elazığ, Sakarya, Kocaeli illerinden İstanbul’a gelen işçiler 4 haftayı aşkın süredir mücadele ediyor. İstanbul’un karını da gördüler, yağmurunu da. Ayazına da direndiler, soğuğuna da. Genç sendikamızın kısıtlı koşullarıyla ve kendi aramızda geliştirdiğimiz olanaklarla eylemimizi bugüne kadar inatla sürdürmeyi başardık.
Mücadelemiz kısa sürede emekçi halkın büyük desteğini gördü. Hem sosyal medyadan hem de televizyonlardan sesimizi geniş kesimlere duyurduk. Bize destek olan tüm basın emekçilerine ve bize güç veren herkese teşekkür ederiz.
Kayı İnşaat patronu Coşkun Yılmaz yaklaşık iki yıldır Cezayir ve Litvanya şantiyelerinde çalışan inşaat işçilerinin hak edişlerini ödememişti. Yaklaşık 350 işçi ha bugün ha yarın denilerek bugüne kadar Kayı İnşaat tarafından oyalandı. İşçilerin bazıları ellerinde arabuluculuk sözleşmesi bazılarının ise yazılı evrağı bile olmadan hakkını tahsil etmek için uzun süredir çaba gösteriyorlardı. Ancak bu borç alacak ilişkisi batık patron ve alacaklı işçi ilişkisi olarak sürüncemede kalıyordu.
4 haftalık mücadelemiz sonucunda ilgili bakanlıkların da konuya müdahil olmasını sağladık. Hepsinden kamuoyu huzurunda sözler aldık. İşçilere olan bu borç artık onların da borcudur.
TBMM’de AKP, CHP, HDP ve İYİ Parti grup başkan vekilleriyle görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerin hepsinden bu işin kısa sürede çözüme kavuşturulacağına ilişkin sözler aldık.
AKP grup başkan vekili Bülent Turan Dışişleri Bakan yardımcısı Yavuz Selim Kıran ile görüşerek Dışişleri Bakanlığı’nın konunun takipçisi olduğunu teyit etti. Cezayir hükümetinin yapması gereken ödemenin takipçisi olduğunu, işçilerin hak edişlerinin öncelikli olarak ödenmesinin sağlanacağını görüşme heyetimize ilettiler.
Bunun yanısıra sürekli söz konusu edilen Kayı İnşaat’ın yeni yapılan Gaziantep Şehir Hastanesi inşaatında bulunan hisselerinin satışı da gündeme geldi. Dışişleri Bakan yardımcısı Yavuz Selim Kıran’dan bu hisselerin satışının gerçekleşmesi ve yine işçi alacaklarının öncelikli olarak ödenmesin sağlanması sözünü aldık.
HDP Milletvekili Serpil Kemalbay’ın çabalarıyla konu TBMM Dışişleri Komisyonu’nda da gündeme getirildi. Burada da Dışişleri Bakan Yardımcısı “işçilerimizin haklarının dünyanın neresinde olursa olsun… Tabii ki biz buna bir işçi işveren ilişkisi olarak bakıp işçilerimizin bu sorunlarını göz ardı edemeyiz. Devlet olarak işçilerimizin haklarının ve alacaklarının takipçisiyiz. Bu konuda gerek firma üzerinde… Tabii, firmanın Cezayir makamlarıyla da birtakım vergi bağlamında sorunları söz konusu bunları da bahane göstermeksizin işçilerimizin alacaklarının bir an evvel temin edilmesi konusunda devlet olarak en üst düzeyde gerekli girişimleri yapmaya devam ediyoruz. Bu konuyu da özellikle Komisyonumuzla paylaşmakta fayda görüyorum.” denilerek sürecin doğrudan takipçisi olacakları yönünde sözler aldık.
Bu süreç içerisinde yaptığımız eylemlerin bir sonucu da şirketin konkordato talep etmesi oldu. Kayı İnşaat’ın gelen ödemelerden işçi alacaklarını ödeyip ödemeyeceği belirsizken konkordato sürecinde bu inisiyatif konkordato heyetine geçmiş oldu. Bunun lehimize bir sonuç olduğu kanaatindeyiz.
Şu an için hala alacaklarımızı Kayı İnşaat’tan alamadık. Ancak daha fazla bireysel oyalamaların olamayacağı somut bir sürecin önünü açmayı başardık. Bu sürece müdahil olması gereken bakanlıklar artık sürecik takipçisidir. Şirketin bizi oyalama hakkı konkordato süreciyle ortadan kalktı. Ama henüz nihai sonuca ulaşamadık.
Hakkımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Kayı İnşaat genel merkezinin bulunduğu Yapı Kredi Plaza önünde, yine Coşkun Yılmaz’la ilişkili olduğunu düşündüğümüz Doğu Medikal ve Enprotek Enerji firmaları önünde yaptığımız eylemlere şimdilik ara verme kararı aldık. Bu sorun artık sadece işçiler ve Coşkun Yılmaz arasındaki bir sorun değildir. Bu sorun bakanlıkların ve TBMM’nin de sorunudur. Biz İnşaat-Sen ve Kayı İnşaat işçileri olarak bu sorunun en kısa zamanda çözülmesi için sürecin aktif takipçisi olacağız.
Buradan alacaklı bankaları da uyarıyoruz. Öncelik işçi alacaklarına verilmelidir. Bankalar bugüne kadar Kayı İnşaat ila kah güldü kah ağladı. Birçok ortaklığı el ele kol kola yürüttüler. Karlarına kar mallarına mal kattılar. Biz şimdi burada hakkı olanı alınteri dökerek kazanan tek tarafız. Sömürmedik, rant yemedik, faizle servet biriktirmedik. Çöllerde çalıştık, inşaatları bir yaptık. Şimdi her kesimden, başta Kayı İnşaat’tan hakkımızı istiyoruz. Ancak bankaların da bizim alacaklarımızı almamızı engelleyen taleplerini geri çekmelerini istiyoruz. Bu sorunun da aktif takipçisi olacağımızı buradan ilan ediyoruz.
Hem konkordato sürecini hem de devam eden görüşmeleri aktif olarak takip edeceğiz. Mücadelenin yolunu açtık, Kayı İnşaat’tan hakkımızı alacağız. Şimdilik İstanbul eylemimize bir virgül koyuyoruz. Noktayı koyana kadar da mücadeleye devam edeceğiz.
Kimse sanmasın ki dağılıyoruz, ayrılıyoruz. Tam tersi artık çok daha fazla birleşiyoruz. İnşaat iş kolunda sendikal mücadele her yere yayılacak. Şantiyelerde sendikasız inşaat işçisi kalmayacak. Şantiyelerde Coşkunların hükmü bitene kadar mücadeleyi geliştireceğiz. Bu dört hafta bize ve herkese işçilerin kol kola girdiğinde, sendikasına dört elle sarıldığında her şeyi başarabildiğini bir kez daha ispat etti. Biz işçi kesimiyiz. Sabrımız da öfkemiz ve inadımız kadar sonsuzdur. Biz haklıyız, biz kazanacağız.
Bize destek veren herkese sonsuz teşekkürler. Birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.