18.6 C
İstanbul
20 Eylül Cuma, 2024
spot_img

Kartal’da İşçi Emekçi Mitingi düzenlendi: “Attığımız bu adımı büyütme zamanıdır”

“İşçi ve Emekçi Mitingi”ndeki işçi kürsüsünden seslenen işçiler, haksız ve hukuksuz şekilde işten atıldıklarına ve haklarının gasp edildiğine vurgu yaparak, direnerek kazanacaklarını belirtti

Hakları gasp edilen veya işten atılan Sinbo, Carrefour, SML Etiket, Bayrampaşa ve Bakırköy Belediyesi işçileri, Tur Assist ile Alba Plastik işçilerinin çağrısıyla 41 siyasi parti ve sivil toplum örgütü, Kartal Meydanı’nda “İşçi Emekçi Mitingi” düzenledi.

Miting için bir araya gelen kitle, Savarona Caddesi’nde mitig alanına geçmek üzere yürüyüş düzenledi. Kitle, “Emeğimiz ve özgürlüğümüz için birlik olalım mücadele edelim” yazılı pankart eşliğinde alana geldi.

Miting bileşenleri adına yapılan açıklamada “Mitingimiz bu mücadelede önemli bir adım. Şimdi buradaki kararlılığı, mücadele kıvılcımını fabrikalarda, sanayi havzalarında ve hayatın olduğu her yerde baskı ve sömürüye karşı yangına dönüştürme zamanıdır. Emeğimizi çalan, haklarımızı gasp eden sermayenin ve onun temsilciğini yapanların karşısına örgütlü bir sınıf olarak daha güçlü çıkmak için attığımız bu adımı büyütme zamanıdır.” denildi.

Sinbo direnişçisi: “Birlikte hareket etmeliyiz”

Okunan basın açıklamasının ardından direnişteki işçiler mitingde söz aldı. İlk olarak konuşan Sinbo Direnişçisi Dilbent Türker, işçilerin yoksulluğa mahkum edildiğini söyledi. Metal sektöründe toplu sözleşme görüşmelerinin başladığını belirten Türker, “Söz, yetki, kararın tamamen işçilerde olduğu bir süreci hep birlikte örgütlemek zorundayız” dedi.

Sermaye sahiplerinin ortak çıkarları için birlikte hareket ettiğine işaret eden Türker, “Biz işçilerde bir araya gelmeli ve haklarımız için birlikte hareket etmeliyiz. Sermaye düzeninin bizi hareketsiz bırakan baskı ve zorbalık altında tutan yasalarını bir kenara itmeli, işçi sınıfının mücadele yasalarıyla hareket etmeliyiz” diye konuştu.

Carrefour direnişçisi: “Direnerek kazanacağız”

Carrefour işçisi Gülbin Demirel ise Carrefour’un kendisini, “küçülmeye gidiyoruz” bahanesiyle işten çıkardığını paylaştı. Demirel, “Bugün onlar bir yandan atılmalar devam ederken bir yandan da işçi alımlarına devam ediyor. İŞKUR üzerinden alıyorlar. Bu işçiler sendikalı olamıyor. Bugün yapmak istedikleri şey bizleri asgari ücrete mahkum etmektir. Bizler kapitalistleri süpüreceğiz. Direne direne kazanacağız” sözleriyle tepki gösterdi.

Neotrend direnişçisi: “Haklarımızı alana kadar direneceğiz”

Neo trend direnişçisi Bilal Doğan de işçilerin işyerlerinde örgütlemesi gerektiğini belirtti. Bu örgütlülük halinin gelişmediği takdirde işçilerin sömürüye açık hale geleceğine dikkati çeken Doğan, “Örgütlenmemizi fark ettiklerinde ise işten çıkarıyorlar. Bizleri korkutmaya çalışıyorlar. Direnen arkadaşlarımızın üstüne polis ve çeteleri üzerimize salıyorlar. Biz korkmayız. İşveren bizim direnemeyeceğimizi zannetti. Haklarımızı alana kadar direneceğiz” diye belirtti.

SML Etiket direnişçisi: “Kadın işçiler mücadelede ön saflara!”

Ardından SML Etiket’te 136 gün boyunca keyfi işten atmalara ve sendika düşmanlığına karşı direnen Seçil Arı söz alarak kadın işçilerin yaşadığı katmerli sorunlara değindi. Arı kadın işçilerin mücadelede en ön saflarda olması gerektiğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

“Biz kadınlar işyerlerinde, fabrikalarda, sokakta mücadelenin her alanında olmayız. Nasıl ki İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline karşı sokaklara çıktıysak çifte sömürüye, işyerlerinde karşı karşıya kaldığımız taciz, baskı, mobbinge karşı da sokaklara çıkmalı, mücadele etmeliyiz. İşyerlerimizde komitelerimizi kurmalı, kadın işçilere yönelik saldırılara karşı taleplerimiz için birlik olmalıyız. Biz işçi kadınlara yönelik saldırılar işçi sınıfına yönelik saldırıların bir parçası. Bu sebeple yaşadığımız sorunlara karşı işyerlerimizde erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadele etmeliyiz.”

Seçil Arı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete, işyerlerinde taciz, baskı, mobbinge karşı güçlü bir şekilde sokaklarda olmak gerektiğini hatırlatarak “Bundan sonra da hem kazanılmış haklarımızı korumak hem de yeni haklar kazanmak için örgütlenmek, mücadele etmek biz kadın işçilerin tek seçeneği” dedi.

İGEKATDER: “Koruyucusu devlet”

İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği (İGEKATDER) Başkanı Mesut Aygün ise, geri dönüşüm işçileri olarak sokaklardan geldiklerini ifade ederek, “Kirin, pasın arasından ekmeğin onuruyla kazananlar olarak aranızdayız. Artık yapacak bir işi olmayanların yaptığı işi meslek edinenler olarak buradayız. Derdimiz, kavgamız var. Sağlığımızı, yaşamımızı tehlikeye atarak yeni bir gelecek hayalini aradığımız çöplere göz koydu sermayedarlar ve onun koruyucusu devlet” dedi.

“İşte sizin düzeniniz bu”

İstanbul’un bir çok yerinde polisin geri dönüşüm işçilerine baskı uyguladığını söyleyen Aygün, “Çekçeklerimiz yağmalandı. Ekmeğini çöpte kazanan yüzlerce göçmen işçi arkadaşımız gözaltına alınarak Tuzla Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Arkadaşlarımızın akıbetini hala bilmiyoruz. İstanbul Valiliği’ne, iktidara soruyoruz; Afgan arkadaşlarımız nerede? Topladığımız malları çok ucuza kendinize yakın şirketlere peşkeş çektiğinizi çok iyi biliyoruz. Hergün çekçeklerimiz alınarak çalışma hakkı tanınmayarak açlığa, sefalete sürükleniyoruz. Müslümanlığı ile övünen AKP iktidarı her gün milyonlarca insanın aç kalmasını sağlıyor. İşte sizin düzeniniz bu” ifadelerini kullandı.

Alba Plastik direnişçileri: “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”

Alba Plastik direnişçileri adına Ender Konda da bir konuşma yaptı. Direniş sürecini özetleyen Konda şunları ifade etti:

“Direnişimizin 69. gününde buradayız. İki ayı aşkındır kadın düşmanı, işçi düşmanı, sendika düşmanı yönetime karşı direniyoruz. Biz tüm bunları yaşarken üyesi olduğumuz sendikamız Petrol İş yönetimi sessiz kaldı, görüp de görmezlikten geldi. Saraylarda pozlar verirlerken Alba direnişinin yolunu bir türlü bulamadılar. Sahiplenme çağrılarımız yanıtsız kaldı. Yetki olmayan yerde bir şey yapmayız dediler. Ama yetki almak için üyelik çalışmaları yapan işçileri de yalnız bıraktılar. Önemli bir mücadele deneyimi olan Flormar direnişinde yetki alamamalarını, bu direnişin kendilerine 2 milyon liraya mal olmasını söyleyip kişi ve maliyet hesabı ile kendilerini aklamaya çalıştılar. Sizden hiçbir maddi beklentimiz yok, bir şapka bir önlük istiyoruz işçi arkadaşlarımız sendikanın varlığını hissetsin yeter dedik, yanaşmadılar. Bu direniş önemlidir diyen şube yöneticileri de basiretsiz kaldılar, kendi kişisel kaygıları ile davrandılar. Petrol İş’in yöneticileri, temsilcileri, üyeleri ile görüştük; fabrika fabrika işçi kardeşlerimize sesimizi taşıdık. Direnişimiz sendika hakkını savunma, keyfi işten atmalara boyun eğmeme, tacize sessiz kalmama çağrısıdır. Direnişimiz sendikaların hantal, bürokratik tablosuna rağmen sendikal mücadeleye sahip çıkma, sendikal bürokrasiden hesap sorma, mücadeleci bir sendikal çizgi yaratmak için seferber olma çağrısıdır.”

Sendikal bürokrasiye karşı tabandan mücadelenin öneminin altını çizen Alba direnişçisi “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!” dedi.

KHK’lılar: “KHK’lar gidecek biz kalacağız!”

KHK’lılar adına yapılan konuşmada ise şunlar ifade edildi:

“Sadece işimizden ihraç edilmedik, yüzlerce insani hakkımız yok sayıldı. KHL’lar devlet eliyle işlenen hukuksuzluk, siyasi işkencedir. Bize kader tayin eden, ağaç kökü yeyin diyenlerden adalet talep etmektense direndik, mücadele ettik”

Bakırköy Belediye işçileri: “Dünya yerinden oynar, işçiler birlik olsa”

Bakırköy Belediye işçileri adına söz alan Nazife Toprak DİSK Genel İş Sendikası adına kitleyi selamlayarak konuşmasına başladı. Direniş sürecini anlatan Toprak sendikal haklarının gasp edildiğini ifade etti. 2018 yılından bu yana hak mücadelesi yürüttüklerini belirten Toprak 2 kişinin Kod-29 ile işlerinden edildiğini belirtti. Sendikadan istifa ettirildiğini söyleyen Toprak, işçilere baskı yapıldığını vurguladı.

Toprak şunları ifade etti:

“Bunların hepsi haktan, hukuktan bahseden sosyal demokrat olduğunu söyleyen Bakırköy Belediyesi’nde yaşandı. Ben bir arkadaşım daha sendikal faaliyet nedeniyle işten atıldık. Süreçte olumlu bir adım kaydedemedik. Bakırköy Meydanı’nda 62 gündür direniyoruz.”

Miting alanındaki birlikteliğin umut verdiğini ifade eden Toprak “Yaşasın işçi sınıfı ve işçi sınıfının dayanışması” dedi.

Bayrampaşa Belediye işçileri: “Haklarımızı savunduk”

Bayrampaşa Belediye işçileri adına İzzet Akan konuşma yaptı. İşten atılma sürecini anlattı ve dayanışma çağrısı yaptı. Akan şunları ifade etti:

“Her seçimde söz verdiler her seçimde kadro sözü verdiler. Bizi açlıkla kölelikle terbiye etmeye çalışıyorlar. Sözde taşeronu bitirecektiler. Hep yalan söylediler. Hep haklarımızı çaldılar.”

“Ben çocuklarımın yüzüne bakamıyorum ama saraydaki sefa sürüyor” diyen Akan hesap sorma çağrısı yaptı.

Mitinge katılan üniversite öğrencileri kürsüden selamlanarak “Berke’ye, Perit’e özgürlük” sloganları atıldı.

Direnişçilerin söz aldığı kürsünün ardından müzik dinletisi yapıldı. Coşkulu çekilen halayların ardından miting sona erdi.

 

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol