TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı’nın tutuklanması İzmir’de protesto edildi. Açıklamada “Gürültülü, akıl almaz hukuksuzluğa ve keyfiliğe son verilsin ve Şebnem Korur Fincancı derhal serbest bırakılsın” denildi.
İzmir’de 10 Ekim Aileleri, Ata Soyer Sağlık ve Politikaları Araştırma Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Hak İnisiyatifi Derneği, Halkevleri, Halkların Köprüsü Derneği, İmece Der, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi (İHD), İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, Özgürlük, için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği Türk Tabipler Birliği (TTB ) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasını protesto etmek için basın açıklaması düzenledi.
Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde düzenlenen açıklamada, “Bilim insanı, iyi hekim ve insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı’ya özgürlük, aynı umutlu ve eylemci iyimserlikle mücadeleye devam edeceğiz” yazılı pankart taşındı. “Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir”, “İnsan haklarıyla insandır” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları atıldı. Grup adına basın açıklamasını TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci yaptı.
Öfkeli olduklarını söyleyen Üsterci, “Evet, gerçekten çok öfkeliyiz, çünkü Şebnem Korur Fincancı tıp öğrencilerine ders veremiyor, genç hekim adaylarına iyi hekimliğin etik ilkelerini anlatamıyor. Meslektaşlarının özlük hakları ve diğer sorunları için, halkın sağlık hakkı için mücadele edemiyor. Bosna’nın Kalesija bölgesinde yaptığı gibi toplu mezarlardan çıkarılan cesetlere yönelik otopsi çalışmalarını yapamıyor, kılık değiştirerek gittiği Bahreyn’de yaptığı gibi işkencenin kanıtlarını toplayamıyor. Yıllardır üniversitede ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı çatısı altında binlercesi için yaptığı gibi işkence görenlerin tedavi ve rehabilitasyon süreçlerine katkıda bulunamıyor. Keza, 3-6 Kasım 2022 tarihlerinde yapılacak olan 3. Uluslararası, 19. Ulusal Adli Bilimler Kongresi’ne katılamıyor ve oluşturulmasına büyük emek verdiği, işkence ve diğer kötü muamele veya cezaların etkin biçimde soruşturulması ve belgelendirilmesi için çok önemli bir uluslararası belge olan İstanbul Protokolü’nün yeni edisyonu hakkındaki sunumunu yapamıyor. Evet, 6 gündür dört duvar arasında tutuluyor olmasına bilim ve iyi hekimlik adına, insan hakları mücadelesi adına öfke duyuyoruz” dedi.
Demokratik bir toplumun temelini oluşturan ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin, bilimsel merak ve heyecanın, iyi hekimlik ilkelerinin yok edilmek istendiğini kaydeden Üsterci, insan hakları, barış ve demokrasi mücadelesinin baskı altına alınmak istendiğini belirtti. Üsterci, “Fincancı bir an önce serbest bırakılmalı. Aslında sevgili Şebnem Korur Fincancı hocamız, şair Cemal Süreya’nın insan hakları mücadelesini bizlere öğretenlerden biri olan Emil Galip Sandalcı için söylediği gibi ‘insanlığa gönderilen bir mektup’tur. Maalesef böylesi kıymetli mektuplar çok seyrek alınabiliyor. Değerini bilelim. O nedenle bu gürültülü, akıl almaz hukuksuzluğa ve keyfiliğe son verilsin ve Şebnem Korur Fincancı derhal serbest bırakılsın” ifadelerini kullandı.