İzmir İşçi Emekçi Birliği, “Açlık, yoksulluk, baskı, savaş ve sömürü düzenine artık yeter” şiarıyla Konak Cumhuriyet Meydanı’nda İşçi Emekçi Buluşmasını gerçekleştirdi. Buluşmada “Adımlar sokağa, eller şaltere” “Yaşasın devrim ve sosyalizm” ve “İşçilerin birliği, sermayeyi yenecek” sloganları atıldı.
Buluşmaya, Birleşik İşçi Kurultayı, DKDER, ESP, Söz ve Eylem, KÖZ, Dev-Turizm İş pankartları ile katılım gösterdi. İşçi Emekçi Birliği İzmir bileşenlerinin söz aldığı buluşmada, HEDEP İzmir milletvekili Burcugül Çubuk da konuşma yaptı.
Etkinlik sendika ve parti temsilcilerinin konuşmalarının ardından Vodvil müzik grubunun konseri ile sonlandı.
Örgütleyici kurumların ortak basın açıklamasını Sibel Yaşar ve Yusuf Metin Karakaya okudu. Açıklamada işçi-emekçilere biat ve boyun eğdirme politikalarının uygulandığı vurgulanarak “Emeğimizi çalanlar, hayatlarımızı yok edenler orta vadeli programla sömürü ve soygunu daha katmerli hale getirilmek istiyorlar. Ne var bu programda? Sermaye için dikensiz gül bahçeleri yaratmak var. Doğal alanların talanı var. Emeğin yeni boyunduruklar altına sokulması var. Zengini daha zengin etmek var. İşçi ve emekçilere düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, kazanılmış hakların gasp edilmesi, her türlü örgütlülüğünün dağıtılması-işlevsizleştirilmesi, açlık, yoksulluk, sefalet, hayat pahalılığı ve sayamayacağımız çok şey var. Yeni Türkiye’de bizlere reva gördükleri bu.” denildi.
Önümüzdeki dönemde başlayacak olan asgari ücret, ocak zamları ve TİS süreçlerine dikkat çekilerek şunlar söylendi:
“Önümüzde asgari ücret, Ocak zamları, Metal ve diğer işkolları’ndaki TİS süreçleri var. Burjuvazinin, iktidar ve sendika ağalarının emeğimiz üzerinden oynadıkları oyunları bozacağız. Emeğimizi sefil çıkarları uğruna masaya yatırmalarına izin vermeyeceğiz. İşçi ve emekçilerin mücadelesini bastırmaktan başka hiçbir işe yaramayan sendika ağalarına söylüyoruz. Atacağınız adımları bin kere düşünün bir kere atın. Yıllardır açlıkla, sefaletle, ihanetle, baskıyla sınadığınız milyonların, “artık yeter” diyen sesi her gün daha fazla yükseliyor.”
İşçi-emekçilere “işgal, grev, direniş” çağrısının yapıldığı açıklamada siyasal hak ve özgürlüklerin sokakta korunacağı ve mücadele ile geliştirileceği kaydedildi.
“Birleşmeye devam edeceğiz”
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
“Baskı ve zorbalıkla ayakta kalan burjuvazi ve hizmetindeki AKP-MHP, kendi düzenlerinin yasalarını, anayasasını dahi hiçe sayıyor. Anayasa mahkemesinin kararına rağmen Cumartesi Anneleri aylarca saldırıya uğradı. Siyasi tutsaklar, Gezi tutsakları, avukatlar, gazeteciler keyfi olarak zindanlarda tutuluyor. Her gün devlet terörü tırmandırılıyor. Katiler ödüllendiriliyor, cemaatler ve çeteler korunup kollanıyor. Dinci, milliyetçi kışkırtıcılık yükseltilerek toplumda yapay ayrışmayı derinleştirmeye çalışıyorlar. Tüm bunlar milyonları korkuyla sindirerek mücadeleden uzak tutmak için yapılıyor. Onların, bizleri ayrıştırdığı yerden sınıf kimliğimizle daha güçlü birleşiyoruz ve birleşmeye devam edeceğiz. Düzenin efendilerinin korkularını her gün büyüteceğiz. Baskı ve zorbalık düzeninize artık yeter diyoruz.
İşçilerin birliği, halkların kardeşliği vurgusu
Kürt halkının özgürlük ve eşitlik talebi burjuva iktidar tarafından azgın saldırılarla boğulmaya çalışılıyor. Kürt halkının kazanımlarını yok etmek için yeni saldırılar devreye sokuluyor. Rojava’da gerçekleştirilen saldırılarla köyler, kasabalar yok ediliyor, katliam gerçekleştiriliyor. Topluma sürekli şovenizmi pompalayarak, işçi sınıfı ile Kürt halkının ulusal özgürlük mücadelesinin buluşmasını engellemeye çalışıyorlar. Bu oyunu işçilerin, emekçilerin, halkların ortak mücadelesini büyüterek bozacağız. İşçi sınıfı ve Kürt halkının haklı meşru taleplerle yürüttüğü mücadele arasında köprüler kuracağız. İşçilerin birliği halkların kardeşliği mücadelesini büyüteceğiz.
“İsrail ile tüm ilişiler kesilmelidir”
Filistin halkı emperyalist-Siyonist işgale sayısız direnişle karşı durdu. 75 yıldır süren Filistin davası 7 Ekim’den itibaren bir kere daha dünyanın gündemine girdi. AKP-MHP’nin dümeninde yer aldığı burjuva devlet ve bölge devletleri Filistin’de yaşanan katliamlar karşısında hamasi nutuklar atmanın ötesine geçmediler. Emperyalizme bağımlı olanların, sermayenin çıkarlarını gözetenlerin farklı davranması da beklenemezdi. Filistin’de tüm dünyanın gözleri önünde çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu siviller katledilirken Filistin’in yanında olduğunu ifade eden iktidar sözcüleri İsrail’le ticari ilişkileri sürdürüyorlar. Her gün Ceyhan limanından Filistin halkına bombalar yağdıran uçaklara, tanklara yakıt taşınıyor. 7 Ekim’den bu yana Türkiye limanlarından İsrail’e 300 civarında yük gemisi gitti, hala gitmeye devam ediyor. İsrail’le her türlü ilişkiyi kesmeyen Türk devleti ve bölge devletlerinin elinde Filistin halkının kanı olduğunu buradan bir kere daha ifade ediyoruz. İsrail’le askeri, siyasi, ticari, başta olmak üzere her türlü ilişki kesilmelidir.
Dünyanın dört bir yanında emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin sefil çıkarları uğruna savaşlar sürüyor. Mazlum halklar emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin sistematik saldırılarıyla katlediliyor. Emperyalistler yayılmacı çıkarları uğruna Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yanını böl, parçala yönet politikalarıyla kana buluyorlar. Etnik, dini çatışmaları derinleştiriyorlar. Bu saldırıların karşısında duran güçleri baş düşman ilan ediyorlar. Emperyalist saldırganlığa “artık yeter” diyoruz. Tüm emperyalist üslerin kapatılması, NATO’dan çıkılması için mücadelemizi büyüteceğiz.
“Artık yeter diyoruz”
Doğamız ve tüm türlü canlı yaşamı, emperyalist-kapitalist dünya düzeninin sayısız yıkıcı saldırılarıyla karşı karşıya. Bu saldırılar daha fazla kar ve hegemonya uğruna insanlığı büyük bir yok oluşa sürüklüyor. Bunun karşısında durabilecek ve son verebilecek tek güç örgütlü işçi sınıfıdır. Tüm toplumsal mücadeleci dinamikleri birleştirebilecek ve kapitalizme karşı güçlü bir mücadeleye dönüştürebilecek güç işçi sınıfıdır. Bizler bunun farkındayız. Dünyada artarak kendini gösteren işçi grevleri, direnişleri bu nedenle kapitalistlerin azgın saldırılarıyla karşılanıyor. Burjuvazi ve AKP-MHP iktidarı bu nedenle işçi ve emekçiler üzerindeki köleci boyunduruğu güçlendirmek için her türlü yolu deniyor. “Artık yeter” diyoruz. İnsanlığı yıkıma sürükleyen kapitalist düzeni tarihin çöplüğüne atmaktan, işçi sınıfı ve emekçilerin sosyalist iktidarını kurmaktan başka kurtuluş yolumuz yok. Gelecek güzel günler bizlerin emeği üzerinden yükselecek. Gelecek güzel günler işçi sınıfının ve sosyalizmin olacak. Bu bilinç ve kararlılıkla mitinge katılan tüm dostlarımızı, yoldaşlarımızı selamlıyoruz.”