İzmir’de Barış için binler Gündoğdu Meydanı’nda buluştu: ”Kayyum siyaseti gidecek”

İzmir’deki Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde “Faşizme ve Savaşa karşı Demokrasi ve Barış” sloganıyla binlerce kişi, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlamak için Gündoğdu Meydanı’nda bir araya geldi. Etkinliğe Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Örgütü, DİSK, KESK, TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, yer aldığı kutlamaya Milletvekilleri Murat Çepni ve Hasan Özgüneş, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ve CHP Milletvekili Kani Beko katıldı.

Kadınlar Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak beyaz tülbentleriyle kortej halinde alana giriş yaparken, Tek kapıdan alınan yurttaşlar ikişer kez yapılan aramanın ardından alana girebildi. Sendika ve meslek örgütleri, taşıdıkları dövizlerde emek alanında karşılaşılan hak gaspları ve örgütlenme önündeki engellemelere dikkat çekerken, HDP ise “Darbelere geçit yok”, “Barış Kadınlarla gelecek” ,” Direne direne kazanacağız” ve “Eş başkanlık mor çizgimizdir” dövizleri taşınıp yine sık sık “Vardık varız var olacağız” , “Kadın cinayetleri politiktir”, “Barışı kadınlar getirecek” ve ” Suma sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı. Mitingde yine kadın örgütleri taşıdıkları dövizlerle kadına yönelik şiddete ve çocuk istismarına dikkat çekerken, ekoloji örgütleri de doğa talanına dönük mesajlarını verdi.

Öte yandan Gündoğdu Meydan’ı yoğun polis ablukasına alındı. Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan yürüyüşün ardından meydandan içeriye girişlerde polis kontrolünden geçildi. Mitinge Halkların Köprüsü Derneği Müzik grubu sahne aldı. Grup Kürtçe ve Türkçe şarkılarını seslendirirken, yurttaşlar halaya durdu.

Mitingde konuşan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Biz dünya halkları, emekçiler olarak barış gününü kutlarken dünyayı yöneten güçler savaştan, kandan başka bir şey yapmamaktadırlar” dedi. Bu toprakların kana ve gözyaşına doyduğunu ifade eden Beko, “Bu coğrafyada Kürdü, Türkü, Arabı barış içinde kardeşçe yaşayabiliriz. Birbirimizin haklarına saygı duyarak mücadele etmek zorundayız. Biliyoruz ki halkların sorunu yoktur. Sorun egemenlerindir. Savaş, ölüm acı gözyaşı ve yıkım demektir. Savaş, ekmeğimizi küçültürken zenginlerin kasalarının dolması demektir. Savaş demokrasi ve özgürlüklerin bitirilmesi demektir. Barışa kardeşliğe olan inancımla gelin birlikte bu duruma son verelim, barışa el uzatalım” diye belirtti.

Beko’nun konuşmasının ardından HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, ülkede demokratik değerlerine ve kazanılmış haklarına el koyulmak istendiğini belirterek, “İzmir’den Gündoğdu Meydanı’nda biz bu haramzadelere ve bu harami saltanatına geçit vermeyeceğiz. Onlar sanıyorlar ki Diyarbakır’a, Mardin’e ve Van’a kayyum atayınca Kürt halkı bir daha ayağı kalkmaz sanıyorlar. Kürt halkının iradesini yok sayarak Türkiye iradesini yok sayarak Türkiye halklarını ve 31 Marttan beri gelişen demokrasi ittifakını bölmeye çalışıyorlar. Kürt ve HDP yalnızlaşsın istiyorlar. Oyun içinde oyun çeviriyorlar. İzmir’den cevap veriyoruz. Bugün Van’ın, Mardin’in ve Diyarbakır’ın iradesini yok sayanlar bizlerin İstanbul’un Tekirdağ’ın ve Edirne’nin iradesini yok saymıştır. Bu hükümet meşru değildir. Bu hükümet düşmüştür. 1 yıl sonra 24 haziran seçimlerinden sadece bir yıl sonra 31 aralık yerel seçimlerinde sandığa gömülmüştür. Kayyum bir istismar değil onlar için. Rejimin ana karakteridir” dedi.

31 Mart seçimlerinde Diyarbakır, Van ve Mardinlilerin önüne kayyumların aday olarak çıkarıldığını hatırlatan Koçyiğit, sonucunun ise hüsran olduğunu vurguladı. Halkın iradesine sahip çıktığını belirten Koçyiğit, devamla şunları söyledi: “Faşizme karşı demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği, kardeşliği ve barışı seçtiler. İstiyorlar aslında Amed ile İzmir’in bağını koparsınlar. Siz ne Kürdün inadını ve iradesini tanımışsınız ne de yıllardır bu ülkede halkların kardeşliğini için mücadele eden Türkiye halklarını tanımışsınız. O kötülüğünüzün altında kalacaksınız. Gündoğdu Meydanı şahidimiz olsun ki bu kayyum siyasetini yapanlar er ya da geç gidecekler. Bu kara bulutlar dağılıyor.”

“Kürt halkının ve bütün halkların hakkını gasp etmek için türlü oyun çevirenlerin cihatçı çetelere silah taşıyanlar İdlib bataklığında şuanda debeleniyor” diyen Koçyiğit, ülkenin uçurumdan sürüklemek istendiğini söyledi. Yıllardır barıştan yana olduklarını dile getiren Koçyiğit, “Kadına ve doğaya karşı büyük bir savaş yürütüyorlar. Bütün bir toplumu yok edip kendi yeni toplumsal düzenlerini inşa etmek kurmak istiyorlar. Biat eden sorgulamayan her şeye evet diyen dinci cihatçı nesil yetiştirmek istiyorlar. Onlara karşı bugün birlik olma gündür. İzmir’den beklentimiz büyük. Buradan İzmir’den Diyarbakır’a, Van’a ve Mardin’e köprüler kuralım. Oradaki her bir oyun buradaki her bir yurttaşın oyu olduğunu haykıralım. Faşizme karşı tek yürek ve tek yumruk duralım ki bu haramzadeleri tez elden gönderelim” dedi.

1 Eylül Tertip Komitesi adına hazırlanan ortak metni de KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Güven okudu. Dünya genelinde askeri harcama miktarının 2018 yılında 1,8 trilyon dolara ulaştığını hatırlatan Güven, Türkiye’de, 19 milyar dolarlık harcama ile dünya genelinde en çok savunma harcaması yapan 15’inci ülke olduklarının altını çizdi. Güven, “Milyonlarca insanın iradesini temsilen Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediyelerini yöneten belediye başkanlarına İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile hukuksuz bir şekilde görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atandı. Sadece bölge halkının iradesine değil, aynı zamanda halkların birlikte yaşama iradesine ve demokrasiye, Kürt sorununun demokratik-barışçıl çözümü ihtimaline de bir kez daha darbe vurmuştur. Halkların bir arada yaşama iradesine karşı, siyasal iktidarın tüm kışkırtıcı politikalarına rağmen, bugün inadına barışı ve demokrasiyi savunmak ve adalet talep etmek hepimizin tüm yurttaşların en önemli görevidir. İşte bizler, böylesi anlamlarla yüklü olan barış için mücadelemizi, her ne pahasına olursa olsun, tüm baskı ve zorlamalara rağmen sürdürmek konusunda buradan bir kez daha söz veriyoruz. Faşizm kaybedecek insanlık kazanacak. Yaşasın Barış” diye konuştu.

Miting İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği konserin ardından son buldu.

Manisa Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde de 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlaması Manolya Meydanı’nda yapıldı. Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı açıklamada, “Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz” yazılı pankart açılırken, açıklamayı Eğitim-Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel okudu. Demirel, halkın seçme seçilme hakkının ellerinden aldığını ifade ederek, “Seçim sonuçlarını tanımıyor, halkın seçtiklerini görevden alarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş Valileri atıyorlar. Tepkileri ise devlet zoruyla ve aygıtlarıyla engelliyorlar. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, bir arada yaşama irademizi de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar. Çünkü onların gözleri ve vicdanları para ve iktidar gücü dışında bir şey görmüyor. Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Barış, uğruna mücadele edilmesi gereken, kazanılması gereken politik bir mücadele başlığıdır. Bu uğurda atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine doğru da biraz daha götürür” şeklinde konuştu.