İsviçre’de yaşayan kadınlar 14 Haziran geleneksel Feminist Kadın Grevi kapsamında Bern, Lozan, Cenevre, Delemont, Neuchatel, Fribourg, başta olmak üzere çok sayıda kentte alanlara çıktı. Sendikalar ve kadın örgütleri öncülüğünde düzenlenen eylemlere ülke genelinde yüz bini aşkın kadın katılırken, taleplerin merkezinde eşit ücret, makul emeklilik, asgari ücret vardı.
Kadın-erkek arasındaki eşitsizlik düzenlenen eylemlerin temel argümanı olsa da, kadınların cinsiyetlerinden kaynaklı birçok alanda maruz kaldığı ayrımcılığa, şiddete ve ataerkil sisteme duyulan öfke vardı.
“Kadınlar savaş istemiyor”
Yetkilileri ayrımcı politikalara karşı bir kez yine uyaran kadınlar, aynı zamanda dünyanın birçok merkezinde yaşanan savaşlara da dikkat çekerek, “kadınlar savaş istemiyor” mesajı verdi. Düzenlenen mitinglerde yapılan konuşmalarda cinsiyetçi politikaların merkezinde ataerkil sistemin olduğuna dikkat çeken kadınlar, feminizmin gelecek açısından bir umut olduğuna vurgu yaptı.
14 Haziran 2019 yılında yarım milyonu aşkın kadının katılımıyla düzenlenen ulusal kadın grevinin üzerinden geçen zamana rağmen ülkede hala birçok alanda ayrımcı politikalara devam ettiğine dikkat çekilen eylemlerde, kadınların asla mücadele etmekten geri durmayacağına vurgu yapıldı.
Birçok kentte düzenlenen eylemlerde Avrupa’da artan göçmen karşıtlığı ve yükselen sağ politikalara da dikkat çekilerek, bu politikalara karşı feminist mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiği kaydedildi.
Kürt kadınlar: Direniş özgürleştirir
Her kesimden göçmen kadınların da katıldığı eylemlere, Kürt kadınları da kendi renkleriyle katıldı. Bazı kentlerde düzenlenen eylemlerde İsviçre Kürt Kadın Hareketi adına da konuşmalar yapıldı.
İsviçre Kürt Kadın Hareketi adına yapılan konuşmalarda, İsviçreli kadınların hak mücadelesinin önemine değinilerek, “Savaşın, yıkımın ve iktidarın doğrudan sonuçlarını sadece işyerlerimizde ve bedenlerimizde değil, dünyanın dört bir yanında çevremizde ve doğada da hissediyoruz. İsviçre’de yaşayan Kürt kadınları olarak hala sokaklardayız ve bugün hala burada sizlerle birlikte grevdeyiz. Savaşlar, sömürü ve sürgünler bizi dünyanın dört bir yanına dağıttı, ama bizler mücadele etmekten asla geri durmadık” denildi.
Dünyada yükselen “Jin Jiyan Azadî” sloganının anlam ve önemine değinilen konuşmalarda, kadın dayanışmasının her alanda büyütülmesi gerektiğine vurgu yapıldı. “Jin Jiyan Azadî ile birlikte, ortak özgürlüğe giden bu yolda, ırkçılığın, cinsiyetçiliğin, sömürünün ve adaletsizliğin olmadığı barış içinde bir kadın devrimine doğru ilerlemek istiyoruz” diyen Kürt kadınlar, “kadın direnişi” özgürleştirir mesajı verdi.
Bern: Feminist mücadele büyütülmeli
Feminist Kadın Grevi kapsamında düzenlenen en büyük eylemlerden birisinin adresi de başkent Bern’di. Reitschule meydanında “Dayanışma, feminizm ve ırkçılık karşıtlığı” temel sloganları altında bir araya gelen kadınlar, buradan İsviçre Federal Parlamentosu önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi.
35 bini aşkın kadının katıldığı yürüyüşte kent adeta kadının rengi mora bürünürken, yürüyüş boyunca sık sık “Kadın durursa dünya durur”, “Eşit işe eşit ücret istiyoruz”, “Yaşasın feminist mücadele”, “Grev Grev Grev feminist”, “Faşizme ve ataerkilliğe karşı ayaktayız” sloganları atıldı.
Jîna Emînî yol gösteriyor
İran polisi tarafından katledilen Jîna Emînî’nin fotoğraflarının da taşındığı yürüyüşte sık sık hep bir ağızdan “Jin Jiyan Azadî” sloganları da atıldı.
Yürüyüşün ardından parlamento önünde bir miting düzenlendi. Burada yapılan konuşmalarda kadınların ülkede karşı karşıya kaldığı ayrımcı politikalara dikkat çekilerek, kadınların mücadelen asla vazgeçmeyecekleri kaydedildi. Ataerkil sisteme karşı evde, işyerinde, okulda her alanda mücadele edilmesi gerekliliğinin altı çizilen konuşmalarda, feminist mücadelenin büyütülmesi gerektiği ifade edildi.