6.8 C
İstanbul
24 Kasım Pazar, 2024
spot_img

İstanbul’da 10 Ekim Anması: Katilleri tanıyoruz, katliamların hesabını soracağız!

10 Ekim 2015’de Ankara’da yapılacak olan “Barış Mitingi”nde IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 104 kişinin katledildiği, aradan 6 yıl geçmesine ve delillerin ortaya çıkmasına rağmen faillerin yakalanmadığı, davanın kapatılmaya çalışıldığı Ankara Gar Katliamı’nın anması İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok şehirde gerçekleştirildi

İstanbul’da 10 Ekim anması Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla saat 15:00’te Kadıköy’deki Beşiktaş İskelesi önünde yapıldı. 10 Ekim’de yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde şehitlerin adları tek tek okundu ve “yaşıyor” sloganları atıldı. Gençlik örgütleri Eminönü İskelesi’nden meydana doğru yürüyüş gerçekleştirdi.

Kitle “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek”, “Unutmak yok affetmek yok”, “Sizlere sözümüz barış olacak”, “Barış şehitleri ölümsüzdür” sloganları attı.

Basın açıklamasını 10 Ekim Aileleri Derneği adına Özer Değirmenci ve İstanbul Emek Barış  Demokrasi platformu adına Özer Tuncer okudu:

7 Haziran 2015 Seçimleri sonrasında ülkeye egemen hale getirilmeye çalışılan şiddet ve korku iklimine karşı barışı, demokrasiyi ve emeğin haklarını savunmak için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak tüm yurttaşlarımızı “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne katılmak üzere Ankara’ya davet etmiştik.

Yaptığımız çağrıya kulak veren on binlerce yurttaşımız emek, barış ve demokrasi özlemiyle Türkiye’nin dört bir yanından yola çıkmış ve Ankara Garı önünde buluşmuştu.

10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı.

IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırı sonucunda 104 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’e yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı. 

Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.

Ortadoğu’ya barış ve özgürlük götürme yalanı ile gerçekleştirilen Emperyalist müdahalelerinin bölgedeki taşeronluğunu soyunan AKP iktidarı ülkemizi de bu kan gölü ve bataklığın ortasına taşımıştır. Kendi iktidarının devamını özelde Suriye’de genelde ise Ortadoğu’daki Emperyalist projelerin başarısına bağlayan AKP iktidarı Türkiye Emekçi sınıflarının birleşik mücadelesi karşısında gerileme emareleri gösterdiği her durumda içeride ve dışarıda provakatif ve kışkırtıcı adımlar atmaktan geri durmamıştır. 10 Ekim 2015 de yaşanan katliamda bunun bir örneğidir. 

 Afganistan’da iktidarı ele geçiren Talibanın kurucuları ile geçmişteki ilişkileri bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Taliban ile aramızda anlayış farkı yoktur” açıklaması AKP iktidarının çağdışı, gerici, faşizan düşünce ve uygulamalarının ikrarıdır.  Yine Suriye’deki cihatçı örgütlerin hamiliğine soyunan AKP, El Kaide ve İŞİD artıklarının bölgede ve ülkemizde cirit atmasına yol vermektedir.  Bu örgütlerle 10 Ekim katliamını yapanlar arasında zihniyet farkı yoktur.  Siyasal iktidarın bunlara yönelik destek ve hayirhah tutumu bölgede ve ülkemizde yeni provakasyon ve katliamların zeminini hazırlamaktadır.  

İktidarın tüm kurum ve aygıtları ile yaşadığı çürüme ve çözülmeyi örtmeyi dönük milliyetçi, ırkçı, gerici hezeyanları,  anayasadan laiklik ilkesini çıkarma çabalar ile Kürt sorunu yoktur söylemleri arasında salınmaktadır.  Baskı ve zor politikalarıyla iktidarda tutunmaya çalışan AKP bilmelidir ki, ne  bu ülkenin ilerici devrimci birikimi ne de yok sayılan, inkar edilen halkları bu hezeyanlara geçit vermeyecektir.  Yaşadığımız bu karanlığın, acıların sorumlusu olan emperyalistler ve işbirlikçilerinin savaş politikalarına karşı Türkiye Halklarının barış içinde bir arada yaşama hakkını savunmaya devam edeceğiz.

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda, tutuklu sanıklar yönünden 10 Ekim Davası karara bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Ayrıca, Ana dosyadan tefrik edilen firari sanıkların yargılandığı dosya, Türkiye’de ilk defa İnsanlığa Karşı Suç kavramının yargıya konu edilmiş dosyası oldu. Bu yönüyle 10 Ekim Katliamı, Türkiye siyasi tarihi ve yargı tarihi bakımından da kamuoyunu ilklerle buluşturan bir konumdadır. 

Hali hazırda ceza dosyası kapsamında 16’sı firari, biri  devam etmekte olup davanın duruşması; 24 Kasım’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecektir. 

Nitekim, 5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, “adalet” isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil!

Ceza dosyası kapsamında dosyaya katılanlar olarak bizlerin talepleri ile damla damla kazandırılan deliller ile artık hepimiz biliyoruz ki; bugün 6. Yıl anmasını yaptığımız, devasa acılara karşılık gelen bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. 

Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçilere  sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyor, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz: Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü? 

Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.

Bildiğiniz gibi, 10 Ekim katliamı, kendinden önce aydınlatılmamış 5 Haziran 2015 Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamları gerçek anlamda araştırılsa ve failleri bulunsaydı hiç yaşanmayacaktı. Kamusal sorumluluğun katliamlardaki yerinin ortaya koyulabilmesi, “devletin hizmet kusuru” olduğunun bir mahkeme kararında geçebilmesi adına açmış olduğumuz tam yargı davalarının pek çoğunda artık Danıştay aşamasına gelinmiş bulunmaktadır. 2021 yılı Temmuz ayında Danıştay tarafından verilen, devletin bu katliamlardan dolayı “kusursuz” olduğu ve ölenlerin, yaralananların kusurlu ve borçlu çıkarıldığına dair kararı, katliamın 6. Yılında vicdanları yaralamaktadır. İlk derece mahkemelerde açık ve bariz kamusal kusura işaret edilirken üst mahkeme süreçlerinde devletin sosyal risk sorumluluğundan dahi bahsedilmemesi büyük bir çelişki ve sorundur. Elbette ki, verilen her yanlış ve hatalı karara karşı bu ülkenin iç hukuk yollarını tüketmek amacıyla her türlü hukuki başvuruyu yapmış bulunmaktayız. 

Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Katliamın 6.yılında, İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri olarak kaybettiğimiz arkadaşlarımızı bir kez daha sevgi saygı ve özlemle anıyor, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu emanet doğrultusunda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.

Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!

Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!

Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz. 

İSTANBUL EMEK BARIŞ DEMOKRASİ GÜÇLERİ

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol