İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı yapılan eyleme katıldıkları için haklarında sınır dışı edilme kararı bulunan İranlı 3 mültecinin ikamet izinleri farklı kentlere taşındı. Mültecilerden Esmaeil Fattahi, karara tepki göstererek dayanışma beklediklerini söyledi
Denizli’de İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları gerekçesiyle haklarında sınır dışı kararı verilen ve karara karşı davaları hala devam eden İranlı 3 mültecinin ikamet izinleri farklı kentlere taşındı. Aydın Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) denetim altında tutulan mülteciler, 7 Mayıs’ta 15 günde bir imza yükümlülüğü ile serbest bırakılmıştı. İmza yükümlülüğü ile serbest bırakılan mültecilere Aydın İl Göç İdaresi tarafından farklı kentlere sevk edildikleri kararı tebliğ edildi.
Kararda, mülteciler Esmaeil Fattahi Afyon’a, Leili Faraji Sivas’a, Zeinab Sahafi’nin de Samsun’a sevk edildiği ve 15 gün içerisinde gidecekleri kentlerde bulunan İl Göç İdaresi’ne kayıt yaptırmaları, yaptırmadıkları takdirde haklarında idari işlem başlatılacağı vurgulandı.
Baskılar Aydın Geri Gönderme Merkezi’nde başladı
Afyon’a sevk edilen Esmaeil Fattahi, Mezopotamya Ajansı’na konuştu. Fattahi, gözaltına alındıktan sonra götürüldükleri Aydın GGM’de ağır baskılar altında İran’a geri dönmeye zorlandıklarını ancak bunu kabul etmediklerini vurguladı. Aydın GGM’de kaldıkları süre içerisinde kendilerine “gönüllü geri dönmenin” dayatıldığını aktaran Fattahi, “Ancak kabul etmedik. Uluslararası Koruma başvurusundan geri adım atmamız istendi. Onu da kabul etmedik” dedi.
Oluşan kamuoyu baskısı ve Af Örgütü’nün devreye girmesiyle imza yükümlülüğü ile serbest bırakıldıklarını hatırlatan Fattahi, “Hala sınır dışı edilme kararına karşı açtığımız dava devam ediyor. Dün telefon ile Aydın İl Göç İdaresi’ne çağırdılar. Gittiğimiz de hakkımızda farklı şehirlere gönderilme kararı alındığını öğrendik. Ben 5 yıldır Denizli’de yaşıyorum. Buraya kayıtlıyım, şimdiye kadar hiçbir sıkıntı olmadı. Bizi sürgün etmek için üçümüzü de farklı şehirlere gönderdiler. 15 gün içerisinde bu kentlere gitmemiz isteniyor. Belgelerimizi vermemiz gerekiyor” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’ni savundukları için cezalandırıldıklarını dile getiren Fattahi, “Neden böyle bir karar alındığını sordum, ‘Ankara merkezli bir karar’ denildi. Hiç bilmediğimiz bir kente gönderiliyoruz. Bir sürü sıkıntıyla karşı karşıya kalacağız” ifadelerinde bulundu.
Türkçe bildiğini ifade eden Fattahi, diğer iki mültecinin Türkçe bilmediğini ve hastalıkları olduğu bilgisini paylaştı. Mültecilerden Leili Faraji’nin fibromiyalji ve tiroid hastalığı olduğunu günlük olarak hastane kontrolü yapması gerektiğini anlatan Fattahi, “Bu hastalıkların raporları var. Tek başına yaşayacak durumda değil. Gittikleri yerde sorun yaşayacaklar. Zeinab’inde omurgasında platin var. Bu sürgünlerle bizden intikam almaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
Keyfi uygulama
Fattahi, “Ben her 15 günde bir Denizli’de imza atmak zorundayım. Uluslararası Koruma ve sınır dışı davamız Aydın’da devam ediyor. Şimdi de başka şehre gönderiyorlar. Avukatlarımız, Af Örgütü ve Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (BMYK) bu durumu biliyor. Avukatım bu karara karşı dava açılsa dahi başka bir şehre gitmemizin engellenemeyeceğini ve davanın uzun süreceğini aktardı. Göç İdaresi keyfi bir şekilde mültecileri istediği kentlere gönderebiliyor. Bu konuda dava açıldığında dahi çoğu mahkeme menfi karar veriyor” diye konuştu.
“Dayanışma bekliyoruz”
İnsan hakları savunucuları ve özgürlük mücadelesi yürüten kesimlerden destek beklediklerini söyleyen Fattahi, şöyle devam etti: “Dayanışma sayesinde özgürlüğümüzü alabildik. Eğer kamuoyu olmasaydı şu anda ben İran’da cezaevindeydim ve ağır hapis cezalarına hatta idamla karşı karşıya kalabilirdim. Dayanışmanın devam etmesi gerekiyor.”
Avukat Buse Bergamalı da hukuki süreçle ilgili gerekli bilgilendirmeyi müvekkillerine yaptığını belirtti. Müvekkillerinin talebi üzerine hukuki başvuruyu yapacaklarını kaydeden Bergamalı, “Verilen kararın, müvekkillerin sınır dışı edilme kararına karşı açtıkları davanın devam ediyor olması ve medyada oldukça ses getiren bir süreç içerisinde yer almalarından kaynaklandığını düşünüyorum” dedi.