Barutçu Tekstil direnişçilerini zehirleyen patron, yönetim tarafından korunuyor. Yönetim açıklama yayınlayarak işçilere iftira attı, amonyak varillerine dair hiçbir söz söylemedi.
Barutçu Tekstil’de sendikalı olduğu için işten atılan ve aylardır direnişte olan işçiler geçtiğimiz günlerde Lütfü Barutçu eliyle zehirlendi. Ağzı açık amonyak varillerini direniş alanına çektiren patron variller görünmesin diye aracı kartonla kapattı.
Fabrika yönetimi bugün açıklama yayınlayarak direnişteki işçilere iftira attı. Açıklamada işçilerin sendikalı olma hakkına saygı duyulduğu belirtildi. Oysa ki işçiler baskıya, mobbinge karşı Öz İplik İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra işten atıldı. Açıklamada dikkat çeken bir diğer nokta ise “Zehirlendiklerini iddia eden işçilerin ertesi gün müzik eşliğinde hayal çekerek eyleme devam etti.” diyen yönetimin amonyak varillerine ilişkin hiçbir söz etmemesi oldu.
Barutçu Tekstil tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Öncelikle altını çizmek isteriz ki anayasal hak olan sendika hakkına saygılıyız. Mesnetsiz iddialar ve haksız girişimlerle markamız üzerinde ‘zehirleme’ iddiası ile kamuoyu baskısı kurulmaya çalışılmaktadır. Servis edilen asılsız haberler, belli bir basın grubu tarafından, Barutçu Tekstil ile ilişkilendirilerek kamuoyuna sunulmuştur. Ortaya atılan bu maksatlı iddiaların en başında, Barutçu Tekstil çalışanlarının, sendika talep ettikleri için işten çıkarıldıkları iddiası gelmektedir. Bu iddia tamamıyla asılsızdır.
2022 yılından itibaren ülkemizin de içinden geçtiği öngörülemeyen ekonomik şartlarla birlikte artan maliyetleri yönetebilme adına küçülme kararı alınarak 204 çalışma arkadaşımızın tüm yasal hakları taraflarına ödeyerek iş akitleri sonlandırılmıştır. 32 yıllık iş hayatımız süresince birlikte yol yürüdüğümüz, kimi zaman yollarımızı ayırmak durumunda kaldığımız tek bir arkadaşımız mağdur edilmemiş, tek bir çalışanımızla ters düşülmemiştir. Sendikal hak adı altında eylem yapan kişiler iş sözleşmeleri sonlandırılan 204 arkadaşımızdan sadece 9’udur. Talepleri sendikal hak değil, işyerine kabul edilmelerini sağlayabilmektir. Haksız iddiaları sosyal medya aracılığıyla yaymaya çalışarak tertemiz bir ticaret ahlakı ve mazisi olan, ülke ekonomisine ve istihdama katkıyı görev edinmiş firmamızın adının lekelenmesine izin vermeyeceğimizin ve bu çerçevede tüm yasal hakların kullanılacağının bilinmesi isteriz.
“Bizi zehirlemeye çalıştılar’ iddiası ne akıllara, ne vicdanlara sığmayacak açık bir provokasyondur. AFAD personeli tarafında tutulan tutanak ve Adli Tıp Kurumu raporu haksız isnatların temelsiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Öte yandan zehirlendiklerini iddia eden eylemciler ertesi gün yine kaldıkları yerden fabrika önünde müzik eşliğinde halaylar çekerek eylemlerine devam etmişlerdir.”
“Bu suçu neden işlediğinin gerçek nedenini söylesin”
Öz İplik İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada ise ertesi gün fabrika önüne gidilmediği kaydedilerek “Biz kendisinden, amonyak tanklarının etrafını kartonlarla kapatarak eylem alanının kaldırım kenarına parketilen aracın açıklamasını bekliyoruz.” denildi. Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Yapılan açıklama çelişkilerle doludur. Atılan işçilerin tekrar işe alınması, sendika hakkının tanınması vazgeçilmez talebimizdir. İşçilerin baskı gözdağı ve fabrika içinde mobbing yapılarak sendika hakkından vazgeçmeye zorladığı, sendika yetkililerinin, çözüm bulmak için görüşme talebini bile, “Patron benim, istediğimi atarım. Geçen yıl da attım yine atarım.” dediğini unutmuş görünüyor. Web sayfasındaki firma bilgilerine baktığımızda, çevre sağlığı, işçi sağlığı, iş güvencesi, sendikal faaliyetlerine sonuna kadar saygılıyız diyorlar ama, gerçekler böyle mi?
Mesela amonyak tanklarını açık alana neden bıraktığının, bu suçu neden işlediğinin gerçek nedenlerini söylesin. Uluslararası marka kuruluşlarının taleplerini web sayfasında aynen tekrarlamış, ama gerçek hiç de öyle değil. Korku ve gözdağı ile, işinizden olursunuz baskısıyla susturduğu içerideki işçileri bağımsız ve işçiyi cesaretlendiren tarafsız bir soruşturma talebimizdir.”