Tarsus Kadın Platformu, Mersin’de eşarbı iş makinesine takılarak yaşamını yitiren 13 yaşındaki Suriyeli kız çocuğu Ula Kerem için yaptığı eylemde “Ula’yı aramızdan alan bu cinayetin sorumluları yargılanmalıdır. Failler hesap vermelidir. Çocuk işçiliği yasaklanmalıdır. Çocuktan işçi olmaz. Çocukların yeri fabrikalar değil, okullar, parklardır” dedi
Tarsus Kadın Platformu, Mersin’de iş cinayetinde yaşamını yitiren 13 yaşındaki Suriyeli kız çocuğu Ula Kerem için bugün (18 Kasım) eylemdeydi.
Mersin Akdeniz’e bağlı Bağlarbaşı Mahallesi’nde narenciye paketleme tesisinde çalışan Ula Kerem, eşarbının makineye takılması sonucu yaşamını yitirirken, Kerem’i kurtarmaya çalışan arkadaşı Şehed el-İbrahim de aynı makineye kolunu sıkıştırarak yaralanmıştı.
Yarenlik Alanı’nda yapılan eylemde “Çocuk işçiliği son bulsun, Ula Kerem isyanımızdır!” yazılı pankart açan kadınlar, “Çocukların hakları vardır”, “Çocuktan işçi olmaz, öğrenci olur”, “Kaza değil kader değil cinayet” ve “Çocukların yeri fabrikalar değil parklar ve okullardır” dövizleri taşıdı.
Eylemde sık sık “Susma haykır çocuk işçiliğine hayır”, “Ula Kerem isyanımızdır”, “Susma haykır çocuk hakları vardır”, “Bağır herkes duysun çocuk işçiliği son bulsun” ve “Bağır herkes duysun çocuk istismarı son bulsun” sloganları atıldı.
Tarsus Kadın Platformu adına açıklamayı Çiğdem Serin okudu.
“Bu cinayetin sorumlularını biliyoruz”
“20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne sayılı günler kala savaşın yıkıma uğrattığı ülkesi Suriye’den Tarsus’a göç etmek zorunda kalan Ula Kerem’i bu düzen aramızdan aldı” diyen Serin, sözlerini şöyle sürdürdü
“Öfkeliyiz. Bu cinayetin sorumlularını biliyoruz. Sorumlusu kadınları ve çocukları güvencesiz koşullarda çalışmaya mecbur bırakan, mültecilere karşı ayrımcılığı körükleyen, kadınları, çocukları, mültecileri, LGBTİ+’ları koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan, 4+4+4 eğitim sistemi ile zorunlu eğitim yaşını aşağı çekerek çocuk işçiliğinin artmasına neden olan AKP iktidarıdır. Kâr hırsı ile çocuk emeğini sömüren, yaşamlarını tehlikeye atan patronlardır.”
“Çocuk işçiliği insan hakları sorunudur”
Ula Kerem’in işçi olarak çalıştırılan binlerce çocuktan biri olduğunu ve verilerde çocuk işçiliğinin gerçek boyutlarının perdelendiğini belirten Serin, “Kapitalizmin, patronların kar hırsı yüzünden sırf bedava ya da ucuz iş gücü elde etmek için binlerce çocuğun hayatı tehlikeye atılıyor, gelecekleri yok ediliyor. İş sağlığı ve güvenliği yasasının uygulanmaması ve cezasızlık politikaları yüzünden iş cinayetlerinin önüne geçilmezken, 5 işçiden birinin çocuk olduğu koşullarda çok sayıda çocuğun yaşam hakkı elinden alınıyor” dedi.
Serin, İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin raporuna atıf yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
Çocuk işçiliğinin azaldığını gösteren verilere başta göçmen çocuklar olmak üzere çırak ve stajyer olarak çalışan çocuklar yansımıyor. Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi bulunuyor. Son 8 yılda kayda geçmiş çocuk işçi ölümlerinin sayısı en az 513 olarak kayıtlara geçmiş durumda. Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocukların; eğitilme, giyinme, barınma, sağlık gibi birçok temel hakları vardır. Çocuklar işçi olarak çalıştırıldıkları zaman bu haklardan yoksun kalırlar. Bu nedenle çocuk işçiliği insan hakları sorunudur. Çocuk işçiliği emek sömürüsünün en ağır biçimidir. Ancak çocuklar işçilik sürecinde emek sömürüsü yanında pek çok hak ihlaline, istismara, şiddete uğramaktadır. Çocukları korumak devletin görevidir. Çocuk işçiliğine son verilmeli, gerekli denetimler sağlanmalı, çocukların anayasa ve uluslararası sözleşmelerden doğan hakları korunmalıdır. Çocuk işçiliği ve iş cinayetlerinin önüne geçilememesinin sebeplerinden biri de kadın cinayetlerinde olduğu gibi cezasızlık politikalarıdır. Bunun en somut örneği Adana’da 2014 yılında 100 lira haftalıkla çalıştığı işyerinde pres makinasına sıkışarak hayatını kaybeden Ahmet Yıldız. Mahkeme işvereni 24 taksitle ödeyeceği 30 bin lira ceza ile adeta ödüllendirmişti. İş cinayetlerinde cezasızlık politikalarına son verilmelidir.
“Mültecilerin evrensel hakları tanınsın”
“Ula Kerem’in emperyalistlerin ve suç ortağı AKP’nin Ortadoğu’daki savaş politikaları yüzünden hayatları elinden alınan binlerce çocuktan biridir. Savaş politikalarından, siyasi çıkarlar uğruna mülteci düşmanlığını körükleyen politikalardan vazgeçilmeli, mültecilerin evrensel hakları tanınmalıdır” diyen Serin, sözlerini şöyle sonlandırdı:
Ula’yı aramızdan alan bu cinayetin sorumluları yargılanmalıdır. Failler hesap vermelidir. Çocuk işçiliği yasaklanmalıdır. Çocuktan işçi olmaz. Çocukların yeri fabrikalar değil, okullar, parklardır. Bu düzen çocukları istismar ediyor, öldürüyor. Kapitalizmin çarkları arasında çocukların geleceğini yok etmelerine izin vermeyeceğiz. Emeği, bedeni ve yaşamı sömürülen kız çocukları ve kadınlar için mücadelemizi yükselteceğiz.
Öte yandan Serin’in açıklamayı okuduğu sırada atık toplayan bir çocuk işçinin eylemi izlemesi dikkat çekti.