Petrol İşçileri Örgütleme Konseyi’nin girişimiyle 19 Haziran’da başlayan grev, petrol ve gaz sektöründeki 123 şirketten işçileri bir araya getirdi. Aracı yüklenicilerin kaldırılması, ücret artışı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi önemli değişiklikler talep eden işçiler, taleplerinin karşılanmaması halinde grevlerin tırmanacağı uyarısında bulundu.
Ayrıca, ABD merkezli İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA) cumartesi günü Basra Körfezi’ndeki Lavan Adası’nda bulunan İran Offshore Petrol Şirketi çalışanlarının bir işyeri protestosu düzenlediğini ve taleplerinin karşılanmamasından duydukları hoşnutsuzluğu dile getirdiklerini bildirdi.
Petrol ve gaz sektöründeki taşeron işçilerinin diğer kaygıları arasında standartların altında yatakhane koşulları, yetersiz çalışma koşulları ve yetersiz işyeri güvenlik önlemleri yer alıyor.
İran International’ın haberine göre, İşçi Dernekleri Yüksek Konseyi Üyesi Alireza Mirghaffari, protestocu işçilerin müteahhitlerin destekçilerinden tehdit mesajları aldıklarını ve bu da pek çok kişi tarafından büyüyen muhalefeti bastırma girişimi olarak görüldüğünü söyledi.
Son yıllarda İran’ın petrol ve gaz sektöründe kadrolu işçilerin yerini giderek artan bir şekilde ağır koşullara ve düşük ücretlere katlanan sözleşmeli işçiler aldı.
Şubat ayında, İş Sınıflandırma Yasası’nın (JCA) uygulanacağına ve işçilerin mayıs ayına kadar maaşlarını buna göre alacaklarına dair güvence verildi. Ancak bu söz hâlâ yerine getirilmedi. İş sınıflandırmalarının olmaması, işçilerin yıllarca güvencesiz geçici pozisyonlarda sıkışıp kalmalarına ve aynı iş için tutarsız ücret oranlarına maruz kalmalarına neden oluyor.
JCA, İran’da ücretli çalışanların sadece bir kısmını kapsıyor ve bu kişilerin işlerini sınıflandırmadan bırakıyor.
Grevci işçilerin sayısı 24 bini buldu
Grev başlangıçta 60’tan fazla taşeron şirkette çalışan 8 bin petrol işçisini kapsıyordu. Grevcilerin sayısının 24 bine ulaşmasıyla protesto hızla ivme kazandı.
Bu protestolar, İran’da 2018’den bu yana çeşitli sanayi sektörlerini aralıklı olarak kesintiye uğratan gecikmiş ücretler, düşük maaşlar ve işten çıkarmaların yol açtığı daha geniş bir işçi hareketi dalgasının bir parçası.
Geçtiğimiz on yıl boyunca petrol ve gaz endüstrisinin pek çok bileşeni, aracı yükleniciler olarak rejim içerisindeki nüfuzlu kişilere yaptırıldı. Bu yükleniciler işçilere düşük ücret ödüyor ve onları ağır çalışma koşullarına maruz bırakıyor. Geleneksel olarak İran’daki petrol işçileri en yüksek maaşlara ve en iyi sosyal haklara sahipti.