Kovid-19 tanısı konan intörn hekim sayısı artarken, hekimler hem sosyal güvencesiz, hem de düşük ücretlerle çalışıyor. İntörnler salgınla mücadelede insanca koşullar istiyor
İntörn hekimler, Kovid-19 pandemisi sürecinde sahadaki personel açığını kapatmak için sosyal güvencesiz, çok düşük ücrete çalıştırılıyor. Kovid-19 tanısı konan intörn hekim sayısı artarken geçtiğimiz günlerde immün yetmezliği ön tanısı bulunmasına rağmen riskli birimde çalıştırıldığı belirtilen Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf Öğrencisi İntörn Doktor Merve Mercan’ın koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmesi, tıp fakültesi öğrencileri arasında tepkiye yol açtı. Ankara’nın çeşitli üniversitelerinden Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencileri, intörnlerin bir iş tanımı olmamasına, sağlık kurumlarında çeşitli angaryalara maruz bırakılmalarına ve pandemi sürecinde ucuz iş gücü olarak ön saflarda çalıştırılmalarına tepki gösterdi.
Hacettepe: Bir araya gelip sorunlarımızı çözmek istiyoruz
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi intörnleri, sorunları karşısında sessiz kalan okul yönetimine taleplerini iletebilmek için Hacettepe İntörn Doktorlar Komisyonunu kurdu. Gazetemize konuşan komisyon kurucularından Atakan Bayırlı, ölümcül bir salgının ortasında geleceğin sağlık gücü olacak intörnlerin plansız bir biçimde sahaya sürülmesinin hem kendilerinin hayatını riske atacağını hem de hastalığın yayılmasını artıracağını söyledi. Bayırlı, “Dekanla birkaç görüşme yapma fırsatımız oldu fakat sonuç alamadık. İntörnler arasında pozitif vaka sayısı artarken umarız kimse hayatını kaybetmeden sonuç alabiliriz diyorduk ki; maalesef İntörn Doktor Merve Mercan’ın ölüm haberini aldık” dedi.
Yurtta ücretsiz konaklama talebine bahane: Parti yaparsınız!
Pandemi koşullarından önce de oldukça yoğun olduklarını, kan alımı, hasta hikayesi gibi birçok işi yaptıklarını, bazı bölümlerde ertesi gün sabah 8’de iş başı yapacak şekilde ayda 8 gün nöbet tuttuklarını anlatan Bayırlı, pandemi ile çoğu okulda nöbetler kalkarken, Hacettepe’de nöbet sayılarının düştüğünü, acile haftada 2 gün fakat 12 saat gittiklerini söyledi. Bayırlı ayrıca, siperlik verilmediğini, N-95 maskenin bazı bölümlerde temin edilemediğini, 20 kişilik visitler atıldığını aktardı. İsteyen intörnlerin ücretsiz konaklama taleplerine karşılık dekanlığın “Kalabalık olur, siz partiler yaparsınız, bulaş riski fazla.” dediğini aktaran Atakan Bayırlı, “Yurt yönetimi 700 lira maaş alan intörnlerin 600 lira ödeyerek kalmasına izin veriyor, bahane olarak yönetmeliği gösteriyor, içimizden birinin ailesi öldükten sonra mı değişecek bu yönetmelik?” diye sordu.
Geçen dönem maaşlar yatmadı
Geçtiğimiz dönem online eğitime geçilince intörnlerin maaşlarını alamadıklarını söyleyen Bayırlı, “Okula gelemeyince maaş ödenmedi. Gazi Üniversitesinde ödendiğini öğrenince okula neden maaşımızın ödenmediğini sorduk, SGK’nin ‘Ödemeyin’ dediğini ilettiler. Fakat SGK’nin bu beyanını göstermesini istediğimizde gösteremeyeceklerini söylediler. Öğrendik ki Maliye Bakanlığı sene başında toplu halde intörn maaşlarını yatırıyormuş. Yani hastane yönetiminde bu para var -yaklaşık 1 milyon 400 bin lira- fakat bize vermeyi kendileri tercih etmiyor” dedi.
Okullarında 10 intörn doktorun koronavirüs testinin pozitif çıktığını, dekanlık verisine göre 4’ünün temas hikayesinin hastaneden kaynaklı olduğunu söyleyen Bayırlı, “Haftalık PCR testi yapılmasını istedik fakat okulumuz bunun karşısında enfeksiyon komitesinin algoritmasını sundu. Bizler koruyucu ekipmanın sağlanmasını istiyoruz. Savundukları yeterli olsaydı 10 arkadaşımız virüs kapmazdı” dedi.
‘Salgınla birlikte sorunlar katlandı’
Ufuk Üniversitesinden ismini vermek istemeyen bir intörn, “İntörn hekimlerin acilen bir iş tanımı olması gerek. Yaptığımız işlere karşılık asgari ücretin 1/3’ü oranında aldığımız maaşın düzenlenmesi gerek” dedi. Merve Mercan’ın ölümünün intörnler arasında yankı uyandırdığını belirterek, “İntörnlerini koruyamayan sistem toplumu nasıl koruyacak?” diye sordu.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesinden bir 6. sınıf öğrencisi ise, “Salgından önceki süreçte de hekimlik öğrenmek yerine insani olmayan koşullarda hastanelerde her türlü işi görüyorduk. Salgınla birlikte bu sorunlar katlanarak arttı. Önce Dokuz Eylül Üniversitesindeki arkadaşlarımıza maske verilmemesi gündeme geldi, sonrasında hastanelere çağrılıp çağrılmama konusunda belirsizlik stresi ile uğraştık. Şimdi ise bir intörn arkadaşımızın ölümü, salgının karşısında bu kadar yoğun ve güvencesiz çalışacağımızı düşündüğümüzde bizleri daha da endişelendiriyor” diye konuşarak yetkililerden intörn hekimlerin öğrenci ve doktor arasındaki belirsiz pozisyonuna dair düzenleme yapılmasını talep etti.
İntörnler komisyon kurarak taleplerini belirledi
Hacettepe İntörn Hekimler Komisyonunun hazırladığı bildirgede talepler şöyle:
1- Koronavirüs ile temas riski en yüksek bölgede çalıştığımız için talep eden her intörnün izole konaklaması ücretsiz sağlanmalıdır. (yurt, konukevi vs. )
2- Her bölümde intörnler gelmeden önce yeterli korunma malzemelerinin (N-95, cerrahi maske, siperlik) bulunması ve söz konusu malzemelerin haftalık olarak yeterli sayıda temin edilmesi gerekmektedir.
3- Herhangi bir meslek kazası karşısında yetersiz kalan (korona dahil) intörn sağlık sigortası yenilenmeli, görev başındaki bir doktorun içeriğiyle aynı içeriğe sahip olmalıdır.
4- Bu stresli sürecin içinde öğrenci sayılıp uzaklaştırılmak yerine doktor sayılıp görev veriliyorsa, şu an ödenen maaş kabul edilemez. Ailelerinden salgın nedeniyle ayrı kalmak zorunda oldukları için giderleri daha da artan büyük bir risk içinde neredeyse her türlü görevi üstlenen intörnler, LCME standartlarında da belirtildiği üzere en az asgari ücret olmak üzere kendilerine yetecek bir maaş almalıdır.
5- Temas riski olan bölümlerde çalışan intörnlerin haftalık olarak testleri yapılmalı, bu testler kalabalık olmayan sağlık personeli için ayrılmış bir alanda personel için belirlenmiş saatlerde güvenli ve hızlı bir şekilde uygulanmalıdır. İntörn pozitif çıkması halinde kendisi için hazırlanan konaklama yerlerinde izolasyona girmelidir. Bu riskli ortamda hizmet vermeyi kabul etmiş olan intörn bu süre zarfında devamsız sayılmamalı, intörne farklı şekillerde (ödev, makale sunumu) telafi yolları sunulmalıdır.
6- Bu şartların kendisine sağlanmadığını ve çalıştığı ortamdaki durumun kendisi ve çevresi için faydadan çok zarar getirdiğini düşündüğü durumlarda intörne online eğitim imkanı sunulmalıdır.