Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için “terör örgütü propagandası yapmak” gerekçesiyle cezalandırılan 10 akademisyenin bireysel başvurusu hakkında “hak ihlali” kararı verdi.
Mahkeme barış akademisyenlerinin “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini söyledi.
Akademisyenler Can Candan ve İsmet Akça ile avukatlar Meriç Eyüboğlu ve İnayet Aksu kararı değerlendirdi.
Candan: Olması gereken oldu
35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması süren Boğaziçi Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Can Candan’ın karara ilişkin ilk değerlendirmeleri şöyle:
“Olması gereken oldu. İfade özgürlüğü kapsamında bir açıklama yaptığımızı en başından beri dile getiriyorduk. İstediğimizi ifade etmekte elbette serbestiz ve anayasa tarafından bu hakkımız korunuyor.
“Üç yıldır boşa harcanan zaman ve emek var ortada. Yargılanıyor olmak bile ifade özgürlüğünün ihlaliydi ve bütün bunların sorumluları hesap vermek zorunda diye düşünüyorum.”
Akça: Günün sonunda biz haklı çıktık
33. ACM’de görülen davasında 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. İsmet Akça’nın değerlendirmesi:
“Bizim en baştan beri söylediğimiz şey buydu. AYM hem bizlere açılan ceza davalarını hem de verilen hapis cezalarını hükümsüz kılınmış oldu. AYM’nin bu kararı sekize sekiz alması şu ana kadar verilen hükümlerin nasıl hukuka uygun olmadığını gösteriyor.
“Aynı zamanda bizlerin KHK’larla atılması da hükümsüzdür. İki cephede de gerekenlerin yerine getirilmesi gereklidir. Verilen hükümler en baştan beri yanlıştı. Günün sonunda biz haklı çıktık. Şimdi hızlıca gerekenin yapılması gerekiyor.”
Eyüboğlu: sevindik ama yeterli değil
Akademisyen yargılamalarını takip eden avukatlardan Meriç Eyüboğlu:
“Akademisyenler bildiri metnini kamuoyuyla paylaştıklarından beri yargılama süreci yaşadıkları hak ihlallerinden sadece biriydi. Üç buçuk yılın sonunda yargılama mercilerinden bir tanesi nihayet ‘ifade özgürlüğü hakkının kullanıldığını’ söyledi.
“Üniversiteler boşaltıldı, imzasını çekmeyen akademisyenler maruz kaldığı baskı sonucu istifaya zorlando, çok sayıda akademisyen işsiz kaldı, yurtdışına çıkanlar geri dönemedi. Kendi deyimleriyle sivil ölüme mahkum edildiler. Tüm bunlara yargılama süreciyle hapis tehdidi ve yüksek cezalar eklendi.
“Bu karar bizi sevindirdi ama karşı karşıya olunan ihlallerden sadece biri ortadan kalkmış oldu. Ancak sonucu itibariyle sadece ACM’lerdeki davaları etkileyecek. Oysa metni imzalayanlar için ihraç edilen herkesin de geri dönmesi gerekir. İhraç kararları geri alınmadığı ve bütün haklar iade edilmediği sürece bu ihlal kararı yeterli değil.”
Aksu: Karar mücadelenin sonucudur
Yine akademisyen yargılamalarını takip eden avukatlardan İnayet Aksu:
“Bu işler hep böyle olur. Siyasi konjonktürde bir rüzgar estirdiler, bu davaları açtırdılar. Ama hocalarımız çok sıkı durdu, dik durdu, örgütlü durdu. Kimseyi yalnız bırakmadılar. Bu süreçte 750’ye yakın savunma yapıldı. Savunmaların hepsi barış ve özgürlük talep ediyordu.
“AYM’nin bu kararı mücadelenin bir sonucudur. İktidarın bir lütfu değildir. Dikkat ederseniz karar sekize sekizle alındı. Özgürlük mücadelesi kazandı.”
Kaynak Bianet