Helin Şen’i “taksirle öldürmek” suçundan yargılanan polise yönelik davanın ikinci duruşması görülecek

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağının devam ettiği 12 Ekim 2015 tarihinde ekmek almaya giden 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu öldürülmesine ilişkin polis Abdullah E. hakkında “taksirle ölüme neden olmak” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması yarın Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Sanık Abdullah E., Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı sağlanamadığı için ilk  duruşmaya katılmazken, mahkeme, sanık polisin 2’nci duruşma hazır edilmesine dair herhangi bir ara karar da bulunmadı.

İkinci duruşma öncesi Şen’in annesi Nazmiye Şen ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Kürtçe ve Türkçe hazırladığı videolarla duruşmaya katılım çağrısında bulundu. Çağrı, Şen’in annesi Nazmiye Şen ve insan hakları savunucuları tarafından yapıldı. Videolar, İHD’nin sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. “Helin Şen için adalet istiyoruz” denilen videoda, “Bu coğrafyada gencecik çocukların gülüşleri solmasın diye faillerin hak ettikleri cezaya çarptırılması gerekir. Helin ve diğer çocuklar için adalet istiyoruz. Çocukların katledilmesi kabul edilemez. Tüm hak örgütlerini ve duyarlı kamuoyunu, yarın (3 Mart 2020) #Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde Saat 11.00’de görülecek 2. duruşmaya katılarak dayanışmada bulunmaya çağırıyoruz” denildi.

Helin Şen’in annesi Nazmiye Şen ise, 5 yıldır adalet mücadelesi verdiğini belirterek, tüm baba ve annelerin adalet mücadelelerine ses vermeye çağırdı. Katledilen tüm çocuklar için adalet isteyen anne Şen, kızını katleden polisin tutuklanarak en ağır cezaya çarptırılmasını talep etti. 12 yaşındaki çocuğun, kendi mahallesinde, sokağında, kendi fırınına giderken kardeşleri ve annesinin gözleri önünde katledildiğini hatırlatan anne Şen,  bunun ne kadar acı olduğunu kendisi gibi olan tüm annelerin bildiğini söyledi. Anne Şen, herkesi 3 Mart’ta adalet mücadelelerine destek vermeleri için Diyarbakır Adliyesi’ne çağırdı.

Davanın ilk duruşmasına müşteki olarak katılan anne Nazmiye Şen, olayı şöyle anlatmıştı: “12 Ekim 2015’te sabah saat 08.00 civarında olay oldu. Önce manava, sonra fırına gitti (Kızı Şen). Arkamızda zırhlı araç vardı. Halkla fırına gidince zırhlı araçtan 3 el ateş edildi. Yerden dumanlar çıktı. Herkes bağırmaya başladı ‘çocuk vuruldu’ diye. Ben etrafıma baktığımda kızımın sırtı dönük yerdeydi. Onu almaya çalışırken zırhlı araçtan silah sıkıldı. Komşularımdan bir kadın beyaz tülbendini yere atarak kızımın cenazesini almaya çalıştı. O esnada bizim olduğumuz yöne yönelik sürekli ateş ediliyordu. Cenazeyi almamıza izin vermiyorlardı. Cenaze uzun süre yerde kaldı. Komşum onu yerden aldı ve seslenerek ambulans istedi. Kızımın cenazesi uzun süre evin avlusunda kaldı. Sürekli aramamıza rağmen ambulans geç geldi. Ambulans geldi, götürdü. Ben kızımla gidemedim. Amcası kızımın cenazesiyle birlikte gitti. Kızımın öldürüldüğü yerde yaklaşık 20 polis bulunuyordu. Kızımın öldürüldüğü gün hiçbir çatışma yoktu. Önceki gün de çatışma yoktu. Biz bunun rahatlığıyla mahallemizdeki fırına rahatça gidebilmeyi düşündük. Arkamızda bulunan zırhlı aracın bize ateş edeceğini düşünmedik şikayetçiyim.”