Diyarbakır’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, demokrasi güçlerine ‘gelin tabanda buluşalım’ çağrısı yaptı. HDP’nin kapatılması ile ilgili açıklamalara tepki gösterdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ‘Demokratik Mücadele Programı’ kapsamında başlattığı temasları sürdürüyor. Artı Gerçek’ten Remzi Budancir’in haberine göre, Dün Siirt’te halkla bir araya gelen Mithat Sancar, bugün kalabalık bir heyetle Diyarbakır’daydı. HDP Milletvekilleriyle birlikte Demokratik Toplum Kongresi’ni (DTK) ziyaret eden Sancar’ı DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk ve DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz karşıladı. Ziyaret sırasında kameraların karşısında geçen Sancar’ın gündeminde HDP milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesi, partisine yönelik baskılar, ittifak tartışmaları ve Ankara’ya yapacakları yürüyüş vardı.
Sancar: Milletvekillerinin düşürülmesi bir siyasi darbe operasyonudur
Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun milletvekilliği düşürülmesine değinen Sancar, bunun halkın iradesini yok sayma anlamına geldiğini söyledi. “Bunu bir siyasi darbe olarak görüyoruz” diyen Sancar, “Tıpkı kayyım uygulamaları gibi milletvekillerinin düşürülmesi de bir siyasi darbe operasyonudur. Darbeler sadece tank ve toplarla yapılmaz. Darbeler, yargı eliyle, iktidarın baskı yöntemleriyle de gerçekleşir. Biliyorsunuz milletvekillikleri düşürüldüğü gününün gecesi Leyla Güven ve Farisoğulları gözaltına alındı. Daha geç saatlerde Enis Berberoğlu da gözaltına alındı ve o gece tutuklandılar. Leyla Güven’in daha önce yine haksız ve hukuksuz bir tutukluluk süreci vardır. Yürürlükteki kanunlara göre o tutukluluk süresinin şimdi kesinleşen cezadan düşülmesi mahsup edilmesi gerekiyor. Toplam yatması gereken süre bu durumda 2 buçuk ayı ancak buluyor. Bir gecede vekilliği düşüren, bir gecede gözaltı operasyonunu gerçekleştiren ve tutuklama kararını çıkaran odaklar kaç gündür mahsup işlemini gerçekleştiremiyor” dedi.
‘İlla her alanda yan yana, iç içe geçmemiz gerekmiyor’
Sancar konuşmasında demokratik güçlere yaptıkları çağrıya da değindi. Demokrasi güçleri ile birlikte bu gidişatı durdurma kararlılığında olduklarını ifade eden Sancar, “Bu zulüm yönetimi sadece Kürtlerin, sadece HDP’nin meselesi değildir. Bu bütün Türkiye’nin meselesi olarak görülmelidir. Çağrılarımız bundandır. Bütün demokrasi güçlerine diyoruz ki gelin bu gidişatı birlikte durduralım. Gelin tabanda buluşalım. Dayanışmayı büyütelim. İlla her alanda yan yana iç içe geçmemiz gerekmiyor. Tercihimiz odur, olsa daha iyi olur. Ama olmak zorunda değildir. Kendisini demokrasiden yana gören, adalet diye bir derdi olan herkes, her kurum, her siyasi parti, bulunduğu yerden bu tutumunu açıklıkla ortaya koyabilir. Demokrasiyi, adaleti ve özgürlüğü savunanlar, kendileri dışında birilerine yapılan haksızlığı, kendilerine yapılmış gibi görürlerse ancak inandırıcı olur” diye konuştu.
“Çağrımız sadece siyasi partilere değil, toplumun tüm kesimlerinedir”
Demokratik Mücadele Programı’nı 1 Haziran’da açıkladıklarını hatırlatan Sancar, tutum belgesiyle Türkiye’deki bütün demokratlara, adaletten yana bütün kesimlere, bireylere, kurumlara ve partilere açık bir birliktelik müzakeresi çağrısı yaptıklarını söyledi. Yaptıkları çağrının sadece siyasi partilere dönük bir ittifak çağrısı olarak yorumlandığını belirten Sancar, “Bizim ilk hedefimiz toplumun tümüdür. Toplumdaki her bir bireydir. İkinci katman da örgütlü toplum kesimleridir. Emek örgütleridir, meslek örgütleridir, derneklerdir, demokratik kitle kuruluşlarıdır. Elbette bu çağrı siyasi partilere de yapılmıştır. Seçimlerle ilgili ittifak tartışmaları, seçimler gündeme geldiğinde açık ve dürüst bir şekilde yapılır. Bizim tercihimiz bu olacaktır. Ama oraya varmadan hepimizin yapması gereken çok şey var. O yapılması gereken çok şeye dair, bir diyalog bir müzelere çağrısı yaptık toplumsal kesimlerin hepsine. Bununla birlikte Demokratik Mücadele Programımız olacağını da vurgulamıştık. Bu programı da şimdi hayata geçiriyoruz” dedi.
Yürüyüş Hakkâri ve Edirne’den başlıyor
Ankara’ya yapacakları yürüyüş ile ilgili de detaylar veren Sancar, şunları söyledi:
“Şehirler arası yollarda, yaya yürümek gibi bir metodumuz yoktur. Esas itibariyle seçilmişlerimiz bu yürüyüşe katılacaktır. İki koldan yapılacaktır. Seçilmişler derken de milletvekilleri, belediye meclis üyeleri, belediye eş başkanları ve il yöneticilerimiz. Elbette bu ekiplerimiz bulundukları şehirlerde halkla buluşacaktır. İki noktadan başlayacak, bir Edirne bir Hakkari. Ülkenin iki ucu. En son nokta olarak Ankara’da buluşacağız. Edirne’de önceki dönemler Eş Genel Başkanlığımızı yapan Selahattin Demirtaş cezaevinde. Hakkari ise Leyla Güven’in seçildiği il. Ben Hakkari’de başlangıçta bulunacağım, Pervin Buldan Eş Genel Başkanımız da Edirne’den başlangıcı yapacak. Daha sonra araçlarla bir sonraki güzergaha gidecek belirlenmiş heyetlerimiz. O heyetler içerisinde eş başkanlar olmayacak. Bir sonraki şehire gittiklerinde halk buluşmaları yapacaklar, araçlarla gidecekler. Kurumlarla buluşacaklar; hem Tutum Belgemizi ve belgemizdeki çağrıları iletecekler hem de ortak demokratik mücadele zeminini güçlendirmek için çalışmalar yapacaklar. Şehirden şehire bu şekilde gelindikten sonra birkaç gün içinde Ankara’da bir buluşma gerçekleşecek. HDP üzerinden provokasyon hazırlıkları yapanları uyarıyorum. HDP hiçbir provokasyona malzeme vermez, hiçbir provokasyona da gelmez.”
“HDP’yi tasfiyeyi konuşmaya başlarların kendileri tasfiye olur”
Son günlerde hükümete yakın isimlerden HDP’nin kapatılmasına dönük açıklamalar geliyor. Gazetecilerin bu açıklamalarla ile ilgili sorusuna ise Sancar şu cevabı verdi:
“İktidar yargıyı kontrol edebiliyor. Bugün yargı iktidarın elinde, muhalefeti sindirme amacıyla kullanılan bir sopa haline gelmiştir. Eğer kapatma davası açmak bu siyasi iktidar için bir avantaj sağlayacaksa, bu kanaate varacaksa, herhalde yargıyı harekete geçirmesi zor olmaz. Bizim bu tartışmalara kulak astığımız yok. HDP’yi kapatma tehditleri ilk defa ortaya çıkmıyor. Son 5 yılda defalarca aynı tartışmalar yürütüldü. Aba altında sopalar gösterildi. Ne yaparlarsa yapsınlar, HDP demokratik siyaset zemininde bir milim sapmayacaktır. Kapatılan her partiden sonra çok daha güçlü bir şekilde demokratik siyasette var olmuş bir geleneği temsil ediyoruz. Önceki partilerimizi bu şekilde hedef alan iktidarların hepsi çöküş çırpınışları dönemlerini yaşıyordular. Ve bugün o iktidarların temsilcilerinin hepsi tarihin çöplüğüne gitmiştirler. HDP tasfiye etme planları, iktidarların zayıflıklarının zirve noktasında gündeme gelir. İktidarlar en zayıf oldukları noktada HDP’yi tasfiyeyi konuşmaya başlarlar ve kendileri tasfiye olurlar.”