HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM’de düzenlenen 15 Temmuz özel oturumunda konuştu.
Özel oturumu canlı yayınlayan televizyon kanalları, Oluç kürsüye çıktığı esnada yayını kesti.
Oturumu locada takip eden AKP Lideri Erdoğan, Oluç’un konuşması sırasında salonu terketmedi.
“15 Temmuz darbe girişimi de göz göre göre gelmiştir”
Saruhan Oluç’un konuşmasından satır başladı şöyle;
“Türkiye’nin son 60 yıllık tarihi aynı zamanda bir askeri, sivil ve siyasi darbeler, muhtıralar tarihidir. Hukukun üstünlüğünün olduğu, hak ve özgürlüklerin, demokratik kurumların işlediği hiçbir ülkede görülemeyecek darbeler silsilesidir bu. Tüm darbe süreçlerinde yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.
“Darbe demek demokrasi düşmanlığı demektir. İnsan hak ve özgürlüklerin yoksayılması demektir. Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun geçmesi demektir.
“Diğerlerinde olduğu gibi 15 Temmuz darbe girişimi de göz göre göre gelmiştir. Meclis tutanaklarına ve açıklamalara bakıldığında partimiz darbe ihtimaline karşı defalarca dikkat çekmiş, iktidarı uyarmış ve her tür darbelere karşı net duruşumuzu defalarca vurgulamıştır. Unutulmamalıdır ki, bu meclis 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasından bir gün sonra bir araya gelmiş ve darbeye karşı ortak bir bildiriyi dünyaya duyurmuştur. Grubumuzun da aralarında olduğu tüm partilerin ortak imzası ile darbecilere karşı birlikte direnme zemini yaratılmıştır. O gün meclis kürsüsünde konuşma yapan ve ortak bildiriyi partimiz adına imzalayan Grup Başkan vekilimiz sayın İdris Baluken bugün cezaevinde. Yine eş genel başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile diğer vekillerimizin cezaevlerinde oldukları gibi.”
“Demokratik siyaseti tasfiye girişimi”
“Meclis’in ortaya koyduğu ortak mücadele iradesi sadece 4 gün sonra iktidar partisi tarafından reddi mirasa uğramıştır. 20 Temmuz 2016’da etkileri onlarca yıl hissedilecek OHAL ilanı da 4 Kasım 2016’da eş genel başkanlarımızın da aralarında olduğu 15 vekilimizin aynı anda siyasi bir operasyonla gözaltına alınıp tutuklanması da demokratik siyaseti tasfiye girişimi olarak bu sürecin devamında yaşanmıştır.”
“Siyaseti özgür tartışarak, evrensel hukuku esas alarak demokratik anayasayı oluşturmamız gerekiyor. Demokratik sıfatı hangi sistem olursa olsun vazgeçilmez olandır. İster başkanlık, ister yarı başkanlık, ister parlamenter sistem olsun hepsinin olmazsa olmazı güçlü bir yerel demokrasi ve demokratik değerler, ilkeler ve kurumlar üzerinde inşa edilmiş olmasıdır.Müzakereci ve katılımcı demokrasi anlayışını esas almasıdır. Demokratik anayasa tartışmalarını rejimin adının ne olduğu gibi kısır çekişmelere payanda etmeksizin bütün siyasi partilere, akademisyen, hukuk kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla tartışarak hazırlamaya başlamak siyaset kurumuna saygınlığı arttıracaktır.