Katalonya’da yapılan bağımsızlık referandumuna ilişkin açıklama yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, “Referandumlara baskı çözüm yolu değildir” dedi.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, Katalonya’da yapılan bağımsızlık referandumuna ilişkin açıklama yaptı.
“Referandumlara baskı çözüm yolu değildir” diyen Özsoy, Irak, Suriye, İran, Kıbrıs, İspanya, Birleşik Krallık, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde çok kimlikli, çok kültürlü toplum gerçekliği olan devletlerde, sadece bir etnik veya inanç kimliğinin egemen olduğu idari-siyasi sistemlerde, eşitlik ve adaletin olmaması halinde krizlerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
HALKLARIN KENDİ GELECEKLERİNİ TAYİN HAKKI VARDIR
Çok uluslu, çok kimlikli ve çok kültürlü ülkelerde yaşanan yönetim ve yetki paylaşımı krizlerinin çeşitli çözüm yollarının olduğunu kaydeden özsoy, “Bunlardan temel bir tanesi, halkların kendi geleceklerini tayin hakkıdır. Bu hakkın referandum yoluyla kullanılması çabalarının merkezi iktidarlar tarafından gayri meşru ilan edilmesi veya baskıyla engellenmesi sorunların demokratik ve barışçı çözümüne hizmet etmemektedir” dedi.
KATALONYA’DA REFERANDUM BAŞARIYLA SONUÇLANMIŞTIR
Merkezi hükümetlerin, uluslararası platformlardaki diplomatik avantajlarını, kendi ülkelerinde demokratik hak arayan farklı kimliklere karşı bir baskı aracı olarak kullanması, mevcut iç krizleri uluslararası hale getirmekten öteye götürmediğini belirten Özsoy, bunun son örneğinin Katalonya’da yaşananlar olduğunu söyledi. Katalan halkının meşru parlamentosunun aldığı referandum kararının, İspanya Merkezi Hükümeti tarafından tanınmadığını, toplumsal ve siyasal tartışmaları derinleştiren bir krize dönüştüğünü vurgulayan Özsoy, “İspanya Hükümeti’ne bağlı kolluk güçlerinin sert müdahaleleri referandumun başarıyla sonuçlanmasını engelleyememiştir” diye belirtti.
AB KÖTÜ BİR SINAV VERMİŞTİR
Avrupa Birliği’nin temel haklarından biri olan seçme hakkı ve kimlik haklarının görmezden gelinerek, Avrupa Birliği hükümetlerinin başarısız bir sınav verdiğinin altını çizen Özsoy, “Daha önce de İskoçya referandumunda AB kurumlarının müdahaleleri tartışmalı bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Brexit’i oylayan Birleşik Krallık’ın İskoçya toplumu AB’yi desteklemesine rağmen, İngiliz çoğunluğun oyları nedeniyle İskoçya’nın da AB’den kopması gibi tartışmalı bir sonuç ortaya çıkmıştır” diye hatırlattı.
REFERANDUMA GİDEN HALK CEZALANDIRILIYOR
Bir diğer örneğin ise Irak Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde yapılan bağımsızlık referandumu olduğunu hatırlatan Özsoy, burada yapılan referandumun tüm iç-dış baskılara ve tehditlere rağmen başarılı bir şekilde gerçekleştiğini vurguladı. Ancak Irak Merkezi Hükümeti ile Kürt nüfusu barındıran tüm çevre ülkeler tarafından Kürt halkının referandum hakkı saldırganca karşılandığını, gayri meşru ilan edildiğini ifade eden Özsoy, “Bugün referanduma giden halkı cezalandırmayı amaçlayan katı bir izolasyon politikası devreye sokulmuş, ambargo ve abluka uygulamalarına yönelinmiştir” diye belirtti.
‘EŞİT YURTTAŞLIK HAKKINI SAVUNMAK ELZEMDİR’
Farklı halkların referandum hakkının evrensel bir hak olarak siyasi menfaatler ve pazarlıklardan uzak tutulması son derece ciddi bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Özsoy, “Siyasi krizlerin derinleşmemesi, demokratik ve barışçı çözümlerin geliştirilmesi adına, başta AB ülkeleri olmak üzere uluslararası toplumun referandum hakkını, farklı kimlik ve kültürlerin eşit yurttaşlık hakkını savunması elzemdir. Bu bağlamda ilgili uluslararası kurum ve kuruluşlar gerekli adımları zaman geçirmeden atmalı, krizlerin derinleşmesine değil demokratik yollarla, müzakerelerle barışçı bir şekilde çözülmesine katkıda bulunmalıdır” dedi.
etha
