HDP Kadın Konferansı’nda bir araya gelen kadınlar, Efrin’i selamladı. HDP Kadın Sözcüsü Besime Konca, “Kadınlar cesaretlidir, bütün baskılarına rağmen biz kazanacağız” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Direne direne faşizmi yeneceğiz” dedi. Figen Yüksekdağ da gönderdiği mektupta “Efrin halkı mutlaka kazanacak” değerlendirmesinde bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2’inci Kadın Konferansı, Ankara Plaza Otel’de başladı. “Kadın Yaşamdır, Cesaretle Yaşamı Savunuyoruz” şiarıyla yapılan konferans, polis ablukası altında başladı. Kadınlar, konferans salonuna aramadan geçirildikten sonra girebildi.
Salona ise, ‘OHAL’e alışmıyoruz, KHK’lere direniyoruz”, “Bi şoreşa jinê ya Rojava ber bi sedsala 21’emin ve”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Böyle gitmez kadınlar izin vermez” yazılı pankartlar ile tutuklu bulunan seçilmiş kadınların fotoğrafları asıldığı görüldü. Bunların yanı sıra üzerinde “dur” işareti yapan bir el resminin bulunduğu “Wiha nabe jin rê nade” yazılı renkli pankartlar asılması da dikkat çekti.
Engellemelere rağmen yüzlerce kadının katıldığı ve halayların çekildiği salonda, sendikacı kimi kadınlar da yerlerini aldı. Konferans öncesi kadınların mücadelesini yansıtan sinevizyon gösterimi yapıldı. Kürtçe şarkılarla hazırlanan sinevizyon, kadınların alkışları arasında izlendi.
Salondaki kadınların Kürtçe ve Türkçe selamlandığı konferansta, Avesta Xabur, Kader Ortakkaya ve Ayşe Deniz şahsında mücadelesinde hayatını kaybeden kadınlar anısına saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşundan sonra “Bijî Berxwedana Efrin’ê” sloganları atıldı.
Divan Başkanlığına HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca seçildi. Konca, yaptığı açılış konuşmasında 2 yıl önce kadın konferansı yaptıklarında benzer bir baskı ortamının olduğunu hatırlattı. Konca, “İki yıl sonra aynı baskı ortamında bu konferansı yapıyoruz. Belki hiçbir salona sığmayacak kadar delegemiz tutukludur, rehinedir. Bu konferansı tutsak olan aramızdan alınan bütün kadın yoldaşlarımıza adıyoruz” dedi.
KONCA: KADINLAR CESARETLİDİR VE MÜCADELEYİ TERK ETMEYECEKTİR
Kadınların çok uzun bir özgürlük yolunu geride bıraktıklarını, bu amaçla yüreği çırpan kadınların çok fazla olduğunu belirten Konca, “Yalnız değiliz, o yüzden bugün burada yapacağımız tartışmalar bizi anlamlı kılacak, değerli kılacak” dedi.
“Bugün acımasız bir şekilde yürütülen Efrin işgalini, belki birileri sınırlarını savunma savaşı olarak gösterebiliyor. Ama biz kadınlar, meşru müdafaanın değerlerini savunmak olduğunu biliyoruz” diyen Konca, kadınların bu meşru müdafaa haklarını yürüttüklerini belirterek, kadın mücadelesine işaret etti. Konca, “Biz devletin adil ve hukuki olmadığını biliyoruz, ama kadınlara katliamı, taciz ve tecavüzü bir yöntem olarak uygulayan bir faşizm var” ifadelerini kullandı.
Tutuklu bulunan kadın siyasetçileri isim isim anarak onları selamlayan Konca’nın, “Son olarak rehin alınan Leyla Güven arkadaşımızı selamlıyoruz. Kadınlar cesaretlidir, tek tek hepimizi tutuklasınız da, kadınlar sokakları terk etmedi, kadınlar mahkemelerde sizi yargıladı. Bundan sonra da mücadelelerini sürdüreceklerdir” diyerek konuşmasını tamamlamasıyla birlikte salondan hep bir ağızdan atılan “Jin jiyan azadi” sloganı yükseldi.
KEMALBAY: HDP’Yİ, ÖZGÜRLÜK SAVUNUCULARINI SUSTURAMAZSINIZ
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ise, salondakileri Kürtçe selamlayıp, konuşmasına “Selam olsun tüm direnenlere zindanlardaki kız kardeşlerimize selam olsun” diyerek başladı.
Bu sabah da güne operasyonla başladıklarını belirten Kemalbay, “Peki susturabiliyorlar mı, durdurabiliyorlar mı? Hayır” dedi. Boynuna taktığı fuların Leyla Güven’e ait olduğunu paylaşan Kemalbay, şunları söyledi:
“O, bugün burada olacaktı. Birkaç gün önce Amed’teydik, ‘Ne kadar güzel fuların var’ dedim hemen boynuma taktı. Ben de buraya sizlere taşıdım. Bizleri tutuklayabilirler. Sevgili Figen Yüksekdağ, Gülten Kışanak, Sabahat Tuncel içeride olmalarına rağmen Efrin işgaline karşı açlık grevine başladılar. Kadınlar barış istiyor ve asla barış mücadelesinden vazgeçmeyecekler. AKP-MHP ittifakı Türkiye’yi faşizm ile yönetmeye karar kıldılar. Çünkü başka yolları olmadığını biliyorlar. Türkiye halklarının demokrasi, özgürlük ve demokrasi talebini bastıramıyorlar. O yüzden faşizmi ve tek adam rejimini ilelebet yürütmek istiyorlar. Fakat bu halk, tek adam rejimini kabul etmiyorlar. İşte o yüzden AKP-MHP ittifakının çatışmaya ve savaşa ihtiyacı var. O yüzden Efrin işgali başladı. İşte o yüzden sadece bize değil, savaşa karşı çıkan, gazeteciler, savaş bir halk sağlığı sorunudur diyen TTB yöneticilerine yönelen bir tehdit var. Ama ne kadar hapishane yaparsanız yapın, bu halkı susturamazsınız. 2 yıldır gösterdiğimiz bir şey var, o da HDP’nin bitmeyeceğidir. HDP bitmeyecek, çünkü HDP halktır.”
‘ÇOCUKLAR, KADINLAR ÖLÜYOR…’
“Efrin işgal girişimi meşru değildir” diyen Kemalbay, Efrin halkının kendisine demokratik bir yaşam inşa etmeye çalıştığını ifade etti.
Kemalbay, “Demokratik bir sistem için halklar bir araya gelmiş. Dünyadaki egemen sistemlerinin öfkesi bu demokratik sisteme yöneliktir. Kürt halkını, kendi statüsünü yok etmeye yönelik olarak dünya egemen güçleri el ele vermiştir. Bu yüzden Efrin halkına yönelik saldırı ve işgal girişimi kabul edilemez. Buna cevap verecek olan halklardır” diye konuştu.
Devletin Efrin’i temizlemeye çalıştığını söylediklerini belirten Kemalbay, “Çocukları, kadınları halkları öldürüyorsunuz. Uluslararası basını takip edenler bunu görecektir. Efrin’de çocuklar ölüyor, siviller ölüyor. Bu yüzden uluslararası mahkemelerde yargılanacaksınız. Bu savaşı durdurun. Barışı savunmak yeni ve özgür bir yaşamı savunmak demektir. Savaşla, katliamla bu sorunun üstesinden geleceğini düşünmek tam bir çıkmazdır. 40 yıldır bu halkı yok edeceğinizi düşünüyorsunuz ama her seferinde bu sorun daha da büyüyor” dedi.
MİT MÜSTEŞARI’NIN SÖZLERİNİ HATIRLATTI!
Kilis’e atılan füzeler nedeniyle oradaki sivillerin hayatını kaybetmesi üzerinde de duran Kemalbay, “Biz bütün sivil ölümleri kınıyoruz. Ama Efrin’deki yetkililer diyor ki; ‘Bizim uzun menzilli füzelerimiz yok’. O zaman bu füzeleri kim attı, Fatma’yı kim öldürdü?” diye sordu.
Kemalbay, bu konuda cemaat operasyonu sürecinde ortaya çıkan tapelere işaret edip, MİT Müsteşarı’nın “Eğer savaşa gerekçe lazımsa, sorun değil. Biz bunu yaratırız. Gideriz karşı tarafa birkaç füze atarız savaş gerekçesi olur” şeklindeki sözlerini de hatırlattı. Kemalbay, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Şimdi bu füzeler bu gerekçeyi yaratmak için atılıyor olmasın. Biz HDP olarak bundan eminiz. Efrin’den bu coğrafyaya bu savaş gerçekleşinceye kadar bir tek mermi atılmadı.”
‘MEŞRU MÜDAFAA HAKKINI KULUNAN EFRİN HALKIDIR’
Türkiye’nin, yürüttüğü operasyona dair BM kararlarına dayanarak, bunun bir “meşru müdafaa” olduğu söylemine söyleme sarılması üzerinde de duran Kemalbay, “Bu kabul görüyor ama burada bir meşru müdafaa yoktur, bir saldırı vardır. Meşru müdafaa hakkını kullanan Efrin halkıdır” dedi.
‘FAŞİZMİ DİRENEREK YENECEĞİZ’
TBMM Başkanı’nın “En fazla inşaat yaptıran Meclis başkanı benim” şeklindeki açıklamaları üzerinden övündüğüne de işaret eden Kemalbay, ancak aynı dönemde kadın temsiliyetini sağlayan HDP’nin 5 kadın vekilin vekilliğinin düşürüldüğü, kız çocuklarının hamile kaldığını belirtti. Kemalbay, “İşte bu Meclis Başkanı’nın olduğu bir ülkede gerçekleşti bütün bunlar. Hiç bir şeyden utanmıyorsa bu Meclis Başkanı, bu meclisin kapısında kendisini yakan işçinin durumundan utanır. Ama en fazla inşaat yaptırmakla övünüyorlar. Bunları hiç düşünmüyorlar, çünkü bunlar bir darbe yaptılar. Ezerek, şiddet uygulayarak, hapishane ile tank ile tüfekle bu ülkeyi yönetmek istiyorlar. Bizde onlara diyoruz ki, bu böyle gitmez. Bu faşizmi yeneceğiz. Faşizmi her zaman haklar, kadınlar, direnenler yenmiştir. Biz de direne direne bu faşizmi yeneceğiz” diye konuştu.
‘MUTLAKA KAZANACAĞIZ’
“IŞİD ile iş tutanlar, kaybedeceksiniz. Bu ülkede bütün suçlarınız ortaya dökülecek ve hiçbir suç cezasız kalmayacak. Demokrasiyi kurduğumuz yarınlarda, ÖSO ile birlikte kafa kesen, tecavüzcü IŞİD çetelerin uzantısı olan ÖSO ile iş tutanlar mutlaka ama mutlaka kanun önünde hesap verecekler” diyen Kemalbay, konuşmasını “Geleceğimiz bizim ellerimizde. Bizler kazanacağız ve başaracağız. Mutlaka kazanacağız” diyerek noktaladı.
YÜKSEKDAĞ’IN MEKTUBU OKUNDU
Tutuklanan ve milletvekilliği ile parti üyeliği düşürülen HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevinden HDP Kadın Konferansına mesaj gönderdi. Konferans Divanı tarafından okunan mesajında Yüksekdağ, özellikle kadın mücadelesinin yükseleceğine yönelik düşüncelerini dile getirdi.
Yüksekdağ’ın mesajı şöyle: “Sevgili Kadınlar, değerli konferans bileşenleri; Kandıra Hapishanesi’nden umutla, dirençle, sevgiyle merhaba hepinize… Türkiye ve Kürdistan’da büyük alt üst oluşların yaşandığı, savaşın, OHAL’in hüküm sürdüğü bir dönemde toplanan konferansımız, her koşulda güç ve irade olmanın ilanıdır. Bu nedenle hepinizi kutluyor, konferans ve kongre sürecinin direncimizi, azmimizi güçlendirmesini diliyorum.
EFRİN HALKI MUTLAKA KAZANACAK
Konferans ve kongrelerimizin Efrin’e dönük işgal harekatı ve bölgede halklarımızın demokratik, özgür yaşam alanlarına saldırıların gerçekleştiği bir anda toplanıyor olması tarihsel sorumluluklarımıza da işaret ediyor. Şüphesiz bir kez daha savaşa karşı ‘barış’; ölüme karşı ’yaşam’ demeye ve bu değerleri savunmaya devam edeceğiz. Bütün çaba ve mücadelemiz, bölge halklarının demokratik birliği, insanca yaşama mücadelesi içindir. AKP-Saray iktidarı bu birlik ve mücadeleye düşmanlıkta sınır tanımasa da, tarih bir kez daha birleşen ve mücadele eden halkların zaferine tanıklık edecektir. Bugün Efrin halkı da karadan, havadan, dört bir yandan varlığını kuşatan zulme karşı mutlaka kazanacaktır. Çünkü haklılığı sonsuza kadar kuşatamazsınız, bombalayamazsınız. Bugüne kadar bölgedeki hiçbir halka, ülkeye tek çakıl taşı fırlatmamış Efrinliler’den terörist icat edemezsiniz. Yıllardır ambargolara, açlığa, IŞİD–Çete saldırılarına rağmen, savaş sürgünlerine ana kucağı gibi açılan, bölgede küçük bir mucize yaratıp, çatışmaların ortasında barış adası gibi parıldayan Efrin’in bu derin ve güçlü ruhunu yenemezsiniz.
EFRİN ZEYTİN AĞAÇLARININ CENETTİDİR
Bugün Efrin’in zeytin dallarını kırıp barış ve kardeşlik içinde yaşamına kastedenler bilmeli ki, Efrin zeytin ağaçları cennetidir ve zeytin ağaçları dirençlidir, çok yaşar, çabuk büyür. Bombaların tozu-dumanı, ölümün koyu karanlığı ‘bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe’ yaşayan halkları teslim alamaz. Bugün bir kez daha Efrin’de Ortadoğu’da, Suriye’de ve tüm dünyada savaşın vurduğu kadınlar, çocuklar için, büyük insanlık değerleri için ‘barış ve siyasi çözüm’ diyoruz.
TEMEL GÖREV BARIŞ VE DEMOKRATİK ÇÖZÜMDÜR
Konferansımız ve Kadın Meclisi’mizin öncelikli görevi de ‘barış ve demokratik siyasi çözüm mücadelesini’ büyütmektir. Demokratik Türkiye ufkuyla her gün daha fazla kadını ve insanlığı vuran savaşa, şiddete karşı barış iradesiyle yürüme görevi kadınların omzundadır. Bu omzumuzda taşıdığımız en onurlu yüktür ve milyonlarca kadının, halkların kutsal emaneti olarak mutlaka hedefe ulaşacaktır.
SALDIRILAR ÖNCE KADINLARI VURDU
Partimize ve kadın kazanımlarımıza dönük saldırıların boşa çıkartılmasında son bir yıl boyunca da özel bir rol oynadınız. Eşbaşkanlar ve milletvekillerine yönelik tutuklama operasyonu ve binlerce parti üye ve yöneticimizin tutsak edilmesi süreci, en önce ve yaygın olarak kadınları vurdu. HDP’nin kadın temsiliyeti ve Eş Başkanlığına dönük özel saldırılar yoluyla en çok kadın iradesini kırmaya çalıştılar. Buna elbette hiç şaşırmadık ve biz içerde, sizler dışarıda bu saldırıya karşı durduk. Ama tasfiye amacı boşa çıkarılmış olsa da, yetersizlikler, çözümü ertelenmiş sorunlar devam ediyor. Her şeyden önce faşizme karşı demokratik direnişin tabana yayılması, kadınların öncü, sürükleyici inisiyatif üstlenmesi bugün daha belirgin bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Çok açık ki siyasi saldırganlık ve faşizm tırmandıkça kadına dönük şiddet ve saldırganlık da genel durumunu kat kat aşarak en vahşi, en aşağılık düzeye ulaşıyor. Bu durum kadın iradesi ve inisiyatifini verili koşullara etkili şekilde değiştirilebileceği potansiyel güç ve meşruiyet olanaklarını da büyütecektir.
Kadın Meclisi’mizin özgün olarak odaklanacağı nokta da burası olmalıdır. Kadın Meclisi’nin yapısı, birleşimi, görev tanımı konusunda gerek geçen dönemde yapılan değerlendirmeler gerekse konferanstaki değerlendirme ve sonuçlar iddialı, siyasi hedeflere uygun ve nitelikli bir örgüt yapısı ortaya çıkarmalıdır. Bu oldukça zorlu dönemde zora teslim olmadığımız gibi, ’iddia, hedef ve nitelik ‘küçültmeye de yönelmeyeceğiz şüphesiz! Ben konferansımız vesilesiyle bir kez daha partimizin bütün üye ve taraftarı, seçmeni kadınlara, bu tarihe kalın harflerle kaydolacak süreçte daha ileri sorumluluklar alma, emekle, dirençle kendini esirgemeden çalışmalara güç katma çağrısı yapıyorum.
HDP KADIN PARTİSİDİR
Değerli arkadaşlar; dost-düşman bilir ki ‘HDP bir kadın partisidir.’ Yaşadığımız nice adaletsizliğe eril siyaset karşısında çetin mücadeleler vermemize rağmen HDP herkesten önce biz kadınların partisidir. Kadınlar; HDP’nin demokratik-eşitlikçi ruhu her türden ayrımcılığa karşı direnç sigortası, eril kibire, iktidarcılığa tevessül etmeyen çoğulcu–dayanışmacı vicdanıdır. Bugün bütün değerleriyle birlikte HDP’yi koruyup partinin demokratik birliğini, geleceğini savunmak da öncelikle kadınların görevidir. Konferansımızın aklı, iradesi, vicdanı özgür kadınlar öncülüğünde daha güçlü bir HDP için yol açacağına inanıyorum.
YANINIZDAYIZ
Tutsak kadın siyasetçiler olarak, bütün coşkumuz, direncimiz ve içtenliğimizle yanınızdayız. Kadınların şen kahkahalarının yeri-göğü çınlattığı halkların ve geleneklerin kazandığı günlerde sevinçli kucaklaşacağımızı da biliyoruz. Yolunuz açık, emeğiniz verimli, üretkenliğiniz, kararlılığınız daim olsun. Sevgiyle, saygıyla, yoldaşça selamlarım…”
Kaynak: MA