DİBS ihraç limiti yüzde 3’ten yüzde 5’e çıkarıldı. Uzmanlar ise mali disiplinin bozulmasıyla para kalmadığı için hükümetin bu denli kararlar aldığını söylüyor.
Böylece hazine piyasadan 21 milyar 640 milyon TL daha borç alma imkânına kavuşacak. İktidarın bu yola başvurmasını Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şahinöz Mezopotamya Ajansından Selman Güzelyüz’e değerlendirdi
Yeni kaynak arayışları
Şahinöz, hükümetin geçtiğimiz yıl 40 milyar TL tutarında yıllar içinde birikmiş ihtiyat akçesi ve yaklaşık 30 milyar TL’lik Merkez Bankası karını hazineye aktardığını hatırlattı. Hükümetin söz konusu hamlesine karşılık bütçe açığını 2019 yılında 120 Milyar TL’ye çıktığını vurgulayan Şahinöz, hazinenin yeni kaynak bulabilmesi için borç yetkisini arttırdığını ifade etti. Şahinöz, “Şimdi başka para kalmadı. Geçen sene başta İmar Affı olmak üzere bedelli askerlik gibi uygulamalardan fazla kazanmıştılar ama bu sene o da yok. Bunlar bir kerelik gelirler. Üstelik bu sene ekonomik faaliyetlerin azalması nedeniyle vergi gelirleri de azaldı. Ama buna karşı ihtiyaçları arttı. Dışarıdan da borç para bulamadıkları için haliyle piyasadan borç bulma uğraşına girdiler. Para kalmadığı için yeni kaynak arıyorlar” diye özetledi.
Kıdem Tazminatını yağmalayacaklar
“Yöneticilerin harcama hovardalığı ülkeyi bu hale getirdi” diye devam eden Şahinöz, bütçe açığı ve ekonomik faaliyetlerin durması nedeniyle vergi gelirlerinde yaşanan düşüşün hükümeti ciddi oranda zora soktuğunu söyledi. Hükümetin mevcut sıkışıklığı aşmak uğruna işçilerin kalesi sayılan kıdem tazminatına göz diktiğini de sözlerine ekleyen Şahinöz, “Daha önce İşsizlik Fonu’nda saldırıp oradaki kaynakları harcadıkları gibi, bu sefer de işçilerin kıdem tazminatını bir fona devredip, o fondan biriken kıdem tazminatını kullanacaklar. Bu yüzden de hazinenin borçlanma limitini arttırdılar” dedi.
Bilançoları makyajlama
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise, yapılmak istenenin piyasaya sunulan kredi hacmini arttırması ve kredi bilançoların makyajlama amacı taşıdığını söyledi.
Ulusoy, hükümetin hazırlığını şöyle değerlendirdi: “Bir yönüyle hazine tarafından kamu bankaları ve kamu katılım bankalarına verilen hatır senedi olan DİBS’ler, kredi genişlemesi ve benzeri amaçla piyasaya sunulan kredi hacmini artırma ve bilançoları makyajlama amacı taşıyan yöntemdir. DİBS’leri hazineden alan kamu bankaları, temel olarak bunu Merkez Bankası’na repo sistemiyle yatıracak ve elde ettikleri parasal genişlemeyle yine kredilerini artırma, gayrimenkul sektörünün fonlamasına yardım etme ve benzeri amaçlı kullanıma gidecektir. Türkiye Varlık Fonu kapsamında işlenecek bu parasal genişleme; bir bakıma görev zararları oldukça yüksek seviyede olan kamu bankalarının bilançolarını da makyajlayacak bir ortam yaratacaktır.”
İslami ekonomi
Tartışılması gereken diğer bir konunun ise katılım bankalarının belirli bir faiz oranıyla fonda yararlanması meselesi olduğunu dile getiren Ulusoy, “İslami ekonominin tartışıldığı şu günlerde bu faizin de gündeme gelmesi gerekir” dedi. Ulusoy, sözlerini şöyle tamamladı: “2019 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda, Bütçe Kanunu’nun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile belirlenen başlangıç ödeneklerinin yüzde 3’üne kadar ikrazen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senedi ihraç edilebileceği, ihraç edilecek ikrazen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senetlerinin kamu sermayeli bankalar ile kamu kurum ve kuruluşları arasındaki dağılımını, senetlerin vadesini, faiz ve diğer şartlarını belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.”