Halkevleri, TOKİ Başkanlığı önünde eylem yaptı. Eylemde TOKİ projesinin barınma krizine bir çözüm değil aksine yoksulların kent merkezlerinden sürülerek yoksulluğun üzerini örtme amaçlı olduğu kaydedildi.
“Bizden çaldıklarınızı geri alma vakti geldi. Barınma haktır, satılamaz” denilen açıklamada, “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi” olarak tanıtılan projenin yoksulluğa mahkum edilen halkın yaralarına merhem olmayacağının da altı çizildi.
Yapılan açıklamada “AKP iktidarı herkesi ev sahibi yapacağını söyleyerek 20 senedir TOKİ adı altında yaptığı vurgunlarla bilinmektedir. 2019’da vadettikleri 100 bin konut projesi bunun son örneğidir. Hak sahipleri ödemeleri yapmalarına rağmen, proje tamamlanmamıştır. Üstelik TOKİ evleri, niteliksiz malzeme kullanımıyla, proje hatalarıyla, dayanıksızlığıyla bilinmektedir. Yani TOKİ’nin bu konudaki sicili pek de parlak değil. Proje kapsamındaki evler Ayaş 4. Etap, Gölbaşı Gerder, Kazan, Mamak Nenek, Etimesgut Ballıkuyumcu, Polatlı, Sincan Saraycık, Sincan Yenipeçenek gibi kent merkezinin çok uzağında muhitler. Kiraların artmasıyla kendi oturdukları evlerden dahi çıkmak zorunda kalan yoksullar, bir kez de devlet eliyle kentin dışına sürülmektedir.”
Ev borcu 20 yılda ödenecek
Açıklamada, tanıtıma göre 3+1 evlerin taksitleri 3187 liradan, 2+1 evlerinkiyse 2280 liradan başladığı belirtilerek “Ancak ödemeler bu seviyede kalmayacak. TOKİ’nin fiyatlandırması memur maaşı zammına endeksli. Enflasyonun öngörülemeyen yükselişi karşısında yoksullar, büyük bir belirsizliğe sürükleniyor. Üstelik bu borç 20 yıl boyunca ödenecek. Açıklanan bu fiyatlar maliyetin en az iki katıdır. TOKİ uygulamaları vergi ve harçlardan, altyapı giderlerinden muaftır. Ayrıca hazır projeler uygulanmakta olup proje maliyeti de yoktur.
Konutların iki yıl içinde teslim edileceği öngörülüyor. Yani iki yıl hem kira hem borç ödenmesi bekleniyor. İş güvencesinin iyice zayıfladığı, ekonomik istikrarsızlığın bu kadar yüksek olduğu bir dönemde yoksullara bakanlar sadece ‘Dişinizi sıkın’ diyebiliyor. Bu halkın artık sıkacak dişi kalmadı. Sonuç olarak bu proje barınma krizine bir çözüm değildir. Bu proje sosyal konut projesi değil yoksullara ev satma projesidir. Bu proje yoksullara 20 yıl boyunca ödenecek borç sunuyor, yoksulları kentlerin dışına itiyor. denildi.
“Bizden çaldıklarınızı geri alma vakti geldi”
Barınma krizini bu kadar gündeme getiren kira artışlarına dair etkin bir düzenleme yapılması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, “Kiralara getirilen yüzde 25 artış sınırlaması denetime tabi değil. Pek çok yerde uygulanmıyor. Halkın kendi ikamet ettiği yerlerden çıkmasını gerektirecek bu fiyat artışları hakkında caydırıcı yaptırımların da olduğu etkin bir düzenleme derhal hayata geçirilmelidir. Halkın kendi yaşadığı evleri terk etmek zorunda kalmasını önlemek adına her haneye barınma desteği sağlanmalıdır. Sosyal konut, ancak ulaşılabilir ve sağlıklı olursa anlamlıdır. Kent merkezinden, hastanelerden, okullardan, içinde yaşayacakların iş yerlerinden uzak olması, barınma krizine bir çözüm değildir. Kent içinde ihtiyaç duyulan merkezlere ulaşımı rahat, sağlıklı ve kullanışlı projeler üretilmelidir” denildi.
Devletin yurtsuz kalan öğrencilerin nitelikli yurtlar, erkek şiddetine uğrayan kadınlara sığınma evleri, sokaklarda ölüme terk edilen hayvanlara barınaklar yapması gerektiği vurgulanan açıklama, şöyle devam etti: “Bizler müşteri değil bu ülkenin yurttaşlarıyız. Buradan Halkevleri olarak AKP-MHP iktidarına sesleniyoruz. Halkın karnı iktidarın yalanlarına toktur. Yoksulları kent merkezlerinden sürmek yarattığınız yoksulluğun üzerini örtemeyecektir. Halkevleri olarak yıllardır verdiğimiz barınma hakkı mücadelesinde yeni bir dönemdeyiz. Bizden çaldıklarınızı geri alma vakti geldi. Barınma haktır, satılamaz.”