6 Şubat’taki ilk depremden bu yana gerek Hatay/Antakya’ya gerek depremin yaşandığı her yere yetişmeye çalışan milyonlarız biz.
Ve bugün, 22 gün sonra bir kez daha teşrif etti beyefendiler.
İlk defa bugün değil, daha önce de gelmişlerdi.
22 gündür; kurdukları yaşam alanının etrafında dolaşan devrimcileri “Sizi burada kaybederiz kimse bulamaz” diye tehdit ettiler, döve döve insan öldürdüler, yardım tırlarını IŞİD çetelerine kaçırdılar, her enkaz başına iki SADAT’çıyı diktiler, insanlara yakınlarının donarak ölmesini izlettirdiler, binlerce insanı paramparça ettiler. Devlet budur.
Yağma-rant ve savaşın düzenidir bu. Bunun dışına çıkmadan temiz kalma şansınız yoktur.
Bölgeye gönderilen malzemeleri yağmalayan AFAD’dan kan satan Kızılay’a, İbrahim Kalın’dan teşekkürlü AHBAP’a, bir bütün olarak bu sistem çürümüştür.
Dün Hatay’da koordinasyon merkezlerinin üstünde, o çok övünülen dronelar vardı, bugün de akşam 18.00’a kadar süre verip, bir de “söküp atmak”tan bahsediyorlar.
Bugün tüm samimiyetiyle elindeki tüm imkânları dayanışma için sunanlar, insan kalmak isteyenler “sökülüp atılmak istenenlerin” safına geçmelidir.
Ayrıca, o iş geçti beyler.
Siz bu enkazın altında kaldınız.
Bu saatten sonra Hatay’ın tek bir insanından onların yanında olan devrimcileri, yurtseverleri, doktorları, avukatları, gençleri, kadınları söküp atamazsınız.
Atacağınız her adım halk düşmanlığınıza bir çentik daha atacak.
Hepinizi ama hepinizi yargılayacağız, “insaf diye inlediğinizde, göçük altında bıraktığınız kardeşimizin cesedini göstereceğiz”!
Hatay’ın demografik ve kültürel yapısının değişmesinden duyulan kaygıda samimi iseler milletvekilleri, sanatçılar, aydın-akademisyenler, basın emekçileri, yüreği depremden etkilenenlerle atan onurlu her insan, daha fazla beklemeden hemen şimdi Hatay’da yapılmak istenenlere karşı tutum almalı, ses çıkarmalıdır.
Hemen şimdi Hatay/Antakya’nın yanında olmak için bir adım daha atmanın vaktidir.