Hopa
Artvin’in Hopa İlçesinde 31 Mayıs 2011’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde polisin sıktığı biber gazı nedeniyle kalp krizi geçirerek vefat eden öğretmen Metin Lokumcu, ölümünün 13’üncü yılında anıldı.
Metin Lokumcu’yu anmak için Hopa Parkı’nda toplanan katılımcılar, ‘Hopa’dan Gezi’ye bu dava bizim pankartı açarak, ‘Metin Lokumcu ölümsüzdür’ ve ‘Gezi’de düşene, dövüşene bin selam’ sloganlarıyla Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Eyleme Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, Kemalpaşa Belediye Başkanı Erhan Yılmaz, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcı Ensar Aytekin, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve CHP Parti meclisi üyeleri de destek verdi.
“Hayatta en çok deresini, suyunu, öğretmeyi sevdi”
Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Hopa Temsilcisi Zeliha Yıldırım, “13 yıl önce bu sokaklarda çayda kotaya ve kontenjana son dedik. Suyumuzu sattırmayacağız, derelerimize HES yapamayacaksınız diye haykırdık. Yaşam alanlarımızı savunduk. O gün bu meydanda haykıranlardan biriydi Metin Hoca. O, hayatta en çok deresini, suyunu, öğretmeyi sevdi. Çünkü insan yaşadığı yere benzer. Metin Hoca da Hopa’nın ve Kemalpaşa’nın suyuna, toprağına, suyunda yüzen balığa, dağlarının tepelerinin dumanlı eğimine benziyordu” dedi.
“Gezi’de milyonlar olduk”
Metin Lokumcu’nun doğa mücadelesinin sesi olduğunu dile getiren Yıldırım, Lokumcu’nun “Hayde alın beni, kurtarın memleketi’ diyen ses; özgür akan derelerin, kırmızı benekli alabalığın, alın terimizin suladığı çay tarlalarının, maden şirketlerine peşkeş çekilen toprağın, ormanların sesiydi. Onlar, 31 Mayıs 2011’de, Hopa’da bu sesi susturmak istediler biz 2013’te Gezi Direnişi’nde milyonlar olduk. Cerattepe’de, İkizdere’de, her yerde, hep beraber yaşam alanlarımızı savunduk.Yeşil Yol’a karşı Hava Ana, Denizli’de madencilere karşı Hatice Teyze olduk. Onlar, memleketimizin yüzde 71’ini madenlere ruhsatladılar. Ama biz yeni bir Soma, Ermenek, İliç yaratmalarına izin vermeyeceğiz. Çünkü biz 31 Mayıs’ı yaratanlarız. Biz Metin Lokumcu’nun yol arkadaşlarıyız. Biz Metin Lokumcu’yuz” diye konuştu.
“Metin Lokumcu’yu katledenler korundu”
Metin Lokumcu’nun katledilmesiyle ilgili Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Haziran’da görülecek davaya çağrı yapan Yıldırım, şöyle dedi:
“13 yıl önce kentini ve yaşam alanlarını savunanlar yargılanırken Metin Hoca’yı katledenler, halkın taleplerine kulaklarını tıkayanlar, ‘Hopa’yı süpürün’ diyenler yıllarca korundu. Katledilişinden yaklaşık 10 yıl sonra açılan dava memleketinden kaçırıldı. Asıl sorumlular dosyada yer almadı. Avukatların ve ailenin hiçbir talebi yerine getirilmedi. Bizler Hopa sokaklarında da adliye koridorlarında da ‘Metin Lokumcu için adalet’ demeye devam edeceğiz. Gerçek sorumlular yargılanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. 11 Haziran’da 13’üncü kez Trabzon Adliyesinde olacağız.”
Basın açıklamasının ardından Metin Lokumcu’nun Artvin’in Kemalpaşa ilçesine bağlı Akdere Köyü’ndeki mezarı başında da anma töreni düzenlendi.
Muğla
Gezi Direnişi’nin 11’inci yılına ilişkin Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri, Menteşe Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı yapan Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Cankut Şahin, toplumun Gezi Direnişi’nde AKP iktidarına karşı ayağa kalktığını vurguladı. Şahin, “Milyonların öfkesi ve gösterdiği direnç büyük bir halk hareketine dönüştü. Halk direnişin merkezine aydınlanma, laiklik, özgürlük ve yurtseverliği koydu. AKP iktidarına sınırlarını göstermeyi başaran halk, öfkesi ve cesaretiyle bu ülkenin gerçek sahibinin kim olduğunu hatırlattı” dedi.
Barışçıl olan bir halk arayışının devlet eliyle şiddet eylemine dönüştüğünü belirten Şahin, “Bu ülkeyi emperyalistlerden, sömürücülerden, tarikatlardan kurtarmak için emekçilerin yeniden ayağa kalktığı umutlara ihtiyacımız var. Halkın yeri sokaklardır, meydanlardır. Örgütlü halkın baş kaldırışları her daim devam edecektir.
Mersin
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Gezi eylemlerinin 11. yılında eylemler sırasında vefat edenleri andı, Gezi davası tutuklusu aydınları ve aktivistleri selamladı.
Gezi eylemlerinin 11. yılı dolayısıyla Özgecan Aslan Barış Meydanında bir araya gelen Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, “Gezi eylemleri onurumuzdu, Gezi yargılanamaz”, “Karanlık gider Gezi kalır, hepimiz oradaydık”, “Gezi tutukluları onurumuzdur” yazılı pankartlar açtı.
Gezi eylemlerinde ölenlerin anısına saygı duruşunda bulunulmasının ardından Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, platform adına açıklama yaptı.
Sümbül, şunları söyledi:
“Acıyla umudu, öfkeyle heyecanı, dayanışmayla eksilmeyi aynı anda bizlere yaşatan; baskıya, ranta, talana ve yağmaya karşı milyonların kararlı ve dik duruşunun adı olan Gezi Direnişi 11 yaşında. Siyasi iktidarın kuşandığı tüm nefret ve linç diline karşı, 11 yıldır işletilen akıl almaz ve hukuk dışı cezalandırma pratiklerine karşı hala “hepimiz oradaydık” derken heyecanımızın yüzlerimize yansıdığı Gezi Direnişi demokrasi, barış ve adalet talebimizin bayraktarlığını yapmayı sürdürüyor.”
“Siyasi intikam için cezaevinde tutuyorlar”
Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Osman Kavala’nın hukukun en temel ilkeleri yok sayılarak siyasi intikam hesaplarıyla cezaevinde tutulduklarını belirten Sümbül, şöyle devam etti:
“Biliyoruz ki milyonların demokrasi, adalet ve özgürlük talebi ortadayken, farklılıklarımızla birlikte eşitçe ve özgürce yaşama irademizi Gezi Davası’nda verilen cezalarla sindirmek istiyorlar. Bilmedikleri gerçek ise Gezi’de verdiğimiz sözümüzü asla unutmayacak oluşumuz. Hep birlikte yeniden ve yeniden umudu diriltecek, Gezi Davası’nda beraat kararlarını birlikte karşılayacak, şarkılarımızı söyleyecek ve el ele vererek yarınımızı inşa edeceğiz. Coşkumuzdan, kahkahalarımızdan, hayallerimizden, umudumuzdan rahatsız olanlara inat; emeğimize, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkacak, demokrasiyi, laikliği, barışı ve adaleti hayata geçireceğiz. Gezi’de verdiğimiz sözü unutmayacağız. Birleşe birleşe kazanacağız.”
Dem Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan da 2013 yılında Gezi eylemlerinde birleşen halkın 2014 yılında da Kobani eylemleri için birleştiğine dikkat çekti.
Türkiye Komünist Partisi İl Başkanı Ahmet Paket, EMEP temsilcisi Halil Kara, Sol Parti temsilcisi Oktay Canbolat, Mersin Dayanışma Platformu temsilcisi Nejdet Kılıç da söz alarak Gezi tutuklularını selamladılar.
Etkinlik şiir ve müzik dinletileriyle halaylar eşliğinde sona erdi.
Ankara
Gezi direnişi sırasında polis tarafından öldürülen Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfi Sarısülük, “Her şeye rağmen güçlü duracağım, oğlum yıkıldığımı görmeyecek” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Gezi direnişi sırasında Güvenpark’ta polis tarafından vurularak öldürülen Ethem Sarsülük’e ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi.
Toplantının yapıldığı salona, “Hepimiz oradaydık, Ethem de oradaydı. Gezi mahpuslarına özgürlük, Gezi direnişi 11 yaşında” pankartı asıldı.
Toplantıya Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfi Sarısülük, İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri çok sayı kişi katıldı.
“Biz de Gezideydik”
İHD Ankara Şube Eş Başkanı Aslı Saraç, protestoların hak ve hukuk talebi üzerinden geliştiğini ifade ederek, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen, hukuksuz ve delilsiz bir şekilde tutsak olan Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Osman Kavala’ya buradan ses veriyor, selamlıyor ve ‘Biz de Gezi’deydik’ diyoruz. Gölgelerini satamadığınız ağaç bizim, Ethem Sarısülük biziz, Berkin Elvan hepimiziz, Ali İsmail Korkmaz tüm Eskişehir’dir. Antakyalı Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Lice’li Medeni Yıldırım’ı, Gülsuyu’nda katledilen Hasan Ferit Gedik’i, Mehmet Ayvalıtaş’ı saygıyla anıyor ve selamlıyoruz” diye konuştu.
“Gezi’nin ruhu hâlâ yaşıyor”
Sayfi Sarısülük, oğlu Ethem Sarısülük’ün katledildiği Güvenpark’ta yarın yapılacak eyleme katılmaya davet ederek, “Yalnız kalmasın diye günlük olarak yanına gidiyorum, konuşuyorum ama o bana ses vermiyor. Katil ses verdirmedi. Her şeye rağmen güçlü duracağım, oğlum yıkıldığımı görmeyecek. O’nun sayesinde ayakta duruyorum. Yarın anmamız var, bütün herkes hatırlasın benim oğlumu” dedi.
İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Gezi eylemleri sırasındaki taleplere dikkat çekerek, bu taleplerini yerine getirilmediğini ve bu nedenle darbelerin ve demokrasi dışı uygulamaların devreye girdiğini ifade etti. Küçükbalaban, Gezi’nin ruhunun hâlâ yaşadığının da altını çizdi.
Güncelleniyor…