Diyarbakır ve Ankara’da yapılan siyasi operasyonlarla gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteciler için basın emekçilerinin yapmak istediği eylemde 6 gazeteci darp edilerek gözaltına alındı. Saatlerce ters kelepçe ile bekletilen gazeteciler gözaltı aracında da darp edildi. Doktor kulağına ve başına darbe alan Evrensel muhabirinin tomografi raporunu vermedi.
Özgür Basın Emekçileri ve gazetecilerle dayanışmaya gelen HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, Diyarbakır ve Ankara’da ev baskınlarıyla tutuklanan ve gözaltına alınan gazeteciler için Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem yapmak için buluştu. Polisin eylemi son dakika yasaklamasıyla birlikte, “Özgür Basın Susturulamaz” ve “Susmayacağız“ dövizlerini açan gazetecilere polis saldırdı.
Süreyya Operası önünü bariyerlerle çeviren ve onlarca kişiyle yolu kapatan polis gazetecilere kaldırımda yaya yolunu engellediklerini söyledi.
Gazeteciler “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Özgür basın susturulamaz” sloganlarını attı. Polis saldırısı sonucu 6 gazeteci darp edilerek gözaltına alındı.
Gazeteciler gözaltına alınırken “Kadıköy halkı bunları görün. Tutuklanan arkadaşlarımız için basın açıklaması yapmak istedik. Şu anda ters kelepçeyle, işkenceyle gözaltına alınıyoruz. Kadıköy halkı sesimizi duysun.” dedi.
Görüntü almak isteyen çok sayıda gazeteci ise polis şiddetine maruz kaldı, çekim yapmakta ısrar eden gazeteciler fiziki saldırıya uğradı.
📢 Kadıköy'de, gazetecilerin gözaltına alınmasını protesto eden gazeteciler de gözaltına alındı
DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren'in dediği gibi "Demokratik ortamda seçime gitmiyoruz ama bunu değiştireceğiz."
Baskılar seçim güvenliği sorunudur. Halkımızı sorumluluğa çağırıyoruz. pic.twitter.com/dcB4MBYojJ
— DİSK Basın-İş (@Disk_Basin_is) April 29, 2023
Gülüm: “Gerçeğin üstünü örtmek için yapıyorlar”
Gazetecilerin gözaltına alınmasına ve şiddet görmesine tepki gösteren HDP’li Gülüm, elinde taşıdığı “Susmayacağız” döviziyle olayları izleyen halka durumu yüksek sesle anlatmaya başladı.
Halk arasında yaşananlara yaptığı yürüyüşle tepki gösteren Gülüm, “Burada özgür basına yönelik gözaltıları protesto etmek için açıklama yapmak isteyen basın emekçileri gözaltına alındı. Seçim öncesi halkı ve basını susturmak isteyenler bir daha gözaltıyla cevap veriyorlar. Ama şunu iyi bilsinler ne özgür basını ne de bizleri ne de bu ülkenin geleceği için çalışanlar mücadele etmekten asla vazgeçmeyecekler. Biliyoruz ki gerçeğin üstünü örtmek için yapılıyor. Hakikatin sesini kesmek için yapıyorlar. Sandıklarda yapılacak olan hileleri kimse bilmesin diye yapılıyor. Hep birlikte ses çıkarma zamanı. Özgür basın susturulamaz. Halkın sesi susturulamaz. Mücadele edenler hep burada olacak. AKP-MHP faşizmine karşı hakikati açığa çıkaranlar hep var olacak. Bu ülkede özgür basın yoksa halkın haber alma hakkı yoktur” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Özgür Basın halkın sesidir hakikatın sesidir. Gözaltılarla tutuklamalarla susturacağını sananlar büyük yanılıyorlar. Susmayacağız. #ÖzgürBasınSusmayacak pic.twitter.com/WqGp6hMp4P
— Züleyha Gülüm (@zuleyhagulum) April 29, 2023
Polis aracında işkence
Gazeteciler ters kelepçe ile gözaltına alınırken gözaltı otobüsü basamaklarına atıldı. Yeni Yaşam muhabiri Yadigar Aygün’ü polisin cinsel tacizine uğradı, saçlarından çekilerek aracın merdivenlerine atıldı. Saatlerce ters kelepçe ile bekletilen gazetecilerin ellerinde morarma, bileklerinde kesikler oluştu. Polisler gözaltı aracı içinde pense, anahtar, makas olmadığını iddia ederek muayeneye kadar kelepçeleri açmadı. Kelepçenin açılmasını isteyen ETHA muhabiri Pınar Gayıp’a polis “Bunun kelepçesini açmayacaksınız” diye bağırdı.
Polisin meslektaşına şiddet göstermesine karşı gelen Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer’in kulağına ve başına vuruldu. Darbe sonucu kulağında çınlama ve baş ağrısı şikayeti başlayan Nazlıer’i Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde tomografi çekildi. Yaklaşık 2 saat hastanede müşahade altında bekletilen Nazlıer’e ve avukatına hastane tarafından tomografi raporu verilmedi.
Gözaltına alınan 6 gazeteci ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
“Sarayın gazetecisi olmayacağız!”
Gazetecilerin okumak istedikleri basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
14 Mayıs seçimleri öncesi sandıklara ve oylara sahip çıkacak hak savunucuları, avukatlar; meydana gelecek hukuksuzlukları ve haksızlıkları haberleştirerek ortaya çıkaracak gazeteciler gözaltına alınarak tutuklandı. Gazetecilere suç isnat edilen ise yaptıkları haberler.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Nisan’da Diyarbakır merkezli 21 kentte yapılan operasyonda gözaltına alınan 144 kişi arasında bulunan gazeteciler Abdurahman Gök, Beritan Canözer, Mehmet Şah Oruç ve Remzi Akkaya, “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla tutuklandı. 6 gazeteci de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bu sabah ise Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında ise Diyarbakır’da yapılan ev baskınlarında ise Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz, gözaltına alındı. Arkadaşlarımız gözaltı gerekçesi ise itirafçıların isimli bir itirafçının yalan beyanları.
Son 10 ayda Kürt gazetecilere yönelik operasyonlarda 30 arkadaşımız tutuklandı.
Bu operasyonlar ifade özgürlüğüne, Kürt gazetecileri susturmaya, Özgür Basının sesini kısmaya ve halkın haber alma hakkına yapılan saldırılardır.
Saray Rejimi her zaman olduğu gibi ilk fırsatta halka gerçekleri ulaştıran gazetecilere saldırıyor. Hemen her gün biz gazetecilere soruşturma açılıyor, evlerimiz basılıyor, gözaltına alınıyoruz, tutuklanıyoruz, tehdit ediliyoruz. Çeşitli genelgelerle birçok eylemde görüntü almamız keyfi olarak yasaklanıyor. Ekipmanlarımız yerlere atılarak, kırılarak çekim yapmamız engelleniyor. birçok eylemde polisin fiziki şiddetine maruz kalıyoruz. Sık sık haber sitelerimiz kapatılıyor, haberlerimiz engelleniyor, sansür yasası dayatılıyor.
Sermayenin sözcüsü saray rejimi gerçeklerin duyurulmasından rahatsız oluyor. Bu nedenle gazetecileri gözaltına alıyor, tutukluyor, dava dosyalarını aylarca hazırlamayarak fiili cezalandırma yöntemine başvuruyor.
Gözaltına alınan, tutuklanan Kürt, yurtsever, devrimci basın emekçisi arkadaşlarımız olmasa Kemal Kurkut’un devlet eliyle katledildiğini bilmeyecektik.
Onlar olmasa Kemal Kurkut’un devlet eliyle katledildiğini bilmeyecektik.
Van’da helikopterden atılıp katledilmek istenen köylüleri bilmeyecektik.
Uzman çavuş Musa Orhan’ın İpek Er’e tecavüz işkencesini bilmeyecektik.
Annesine kargoyla gönderilen cenazeleri bilmeyecektik.
Kaldırımlara gömülen cenazeleri bilmeyecektik.
Deprem bölgelerine gelmeyen devleti bilmeyecektik.
Depremzedeler için toplanan yardımları, kanları satan Kızılay’ı bilmeyecektik.
Bu baskılara, saldırılara rağmen biz Özgür Basın emekçileri her zaman gerçekleri yazmaya, kadınların, LGBTİ+’ların, öğrencilerin, işçilerin, işçilerin, halkların direnişinin sesi olmaya, seslerini duyurmaya devam edeceğiz.
Sarayın gazetecisi olmayacağız!
Tutsak edilen ve gözaltına alınan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın!