MKGP ve DFG’nin çağrısıyla 9 gazetecinin tutuklanmasına ilişkin Şişhane Meydanı’nda açıklama yapıldı.
Yargının 9 gazeteciyi tutuklamasının siyasi bir karar olduğunun altını çizen Güler, “Yine arkadaşlarımızın derneğimize olan üyeliklerini suçlama konusu yapan ve derneğimizi kriminalize etmeye çalışan Ankara Emniyeti’ne ve buna alet olan savcılara da sesleniyoruz: Suç işliyorsunuz. Derneğimiz tamamıyla yasal olup, her türlü vergilerini veren bir kurumdur. Arkadaşlarımızı tutuklamaya yeterli delil bulamayıp, derneğimiz üzerinden suç üretme çabanız da nafiledir.” dedi.
“Özgür Basın mücadeleden vazgeçmeyecek”
“Gerçekler Asla Karanlıkta Kalmayacak, geleneğinden gelen Özgür Basın çalışanları, ne dün ne bugün hiçbir baskıya baş eğmediğini tüm pratiğiyle ortaya koymuştur.” diyen Güler, güçlerini Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat, Cengiz Altun, Ferhat Tepe ve Nagihan Akarsel’den aldıklarını ve bu saldırılara karşı baş eğmeyeceklerini ifade etti.
Güler, ayrıca gazetecileri hedef gösteren sözde muhalif medyaya da “Bir taraftan yargının bağımsız olmadığını söyleyip diğer taraftan da söz konusu saldırılar Kürtlere yönelik olunca iktidarın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçin!” şeklinde seslendi.
Devletin 1990’lı yıllarda bombalama ve katletmelerle susturamadığı Özgür Basın’ın düzmece operasyonlarla, tutuklamalarla da susturamayacağının altını çizen Güler, “Baskıcı, despotik iktidar şunu bilsin ki korkunun ecele faydası yoktur. Ne tür baskı yaparsa yapsınlar, ne kadar sansür yasaları çıkarsalar çıkarsınlar, Kürt gazeteciler tehdit, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla asla korkmaz, mücadeleden vazgeçmez ve baş eğmez!” şeklinde sözlerine devam etti.
“Gazeteciler tek kişilik hücrede tutuluyor”
Tutuklanan gazetecilerin evlerinde başlayıp polis aracında devam eden, emniyet ve adliyeye götürülürken, şu anda da Sincan Hapishanesi’nde uğradıkları işkenceyi hatırlatan Güler, “9 arkadaşımız günlerdir tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır. Baş eğdiremediğiniz arkadaşlarımıza işkenceye son verin. Tüm bu işkencelerinize baş eğmeyen arkadaşlarımız gibi, 16 Haziran’da tutuklanan 16 arkadaşımız gibi biz de buradan bir kez daha haykırıyoruz: Özgür basın baş eğmez! Gazetecilik onuruna sahip çıkıyoruz!
Altını bir kez daha çiziyoruz, tüm çabaları beyhudedir. Büyük bedeller vererek, bugünlere gerçeklerden asla taviz vermeyerek gelen Özgür Basın’ın kalemi iki yakalarını bırakmayacaktır. Tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine çağrımızdır; biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte mücadele ederek boşa çıkaralım. Tüm gazetecilere özgürlük diyoruz, ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ!” dedi.
Çağlar: “Özgür Basın baş eğmeyecek”
Mezopotamya Ajansı adına söz alan Ergin Çağlar, Diyarbakır’da 16 Haziran’da tutuklanan 16 gazeteci hakkında hala daha iddianame hazırlanmamışken sansür yasası ve 9 gazetecinin daha tutuklanmasıyla gazetecilere dönük derinleşen baskıya işaret etti. “Biz bu operasyonların yabancısı değiliz, bu siyasi atmosferin de yabancısı değiliz” diyen Çağlar, tutuklanan gazetecilere dönük işkenceye de tepki gösterdi. 9 gazetecinin iktidara nasıl baş eğilmeyeceğini gösterdiğini vurgulayan Çağlar, “Buradan bir kez daha söylüyoruz, özgür basın size baş eğmez, eğmeyecektir” ifadelerini kullandı.
Birlikte mücadele çağrısı yapıldı
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, iktidarın tutuklama saldırıları ve sansür yasasına karşı gazeteciler olarak haberi topluma ulaştırmanın yollarını bulmaya devam edeceklerini vurguladı ve tutuklamaların derhal son bulması, tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı yaptı. Durmuş, “Bu ülkede haberi suç olmaktan çıkarmamız lazım” diyerek bu süreçte tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine de beraber mücadele çağrısı yaptı.
Piroğlu: “Özgür Basın gerçekleri yazmaya devam edecek”
HDP milletvekili Musa Piroğlu, iktidarların en büyük korkusunun gerçeklerin halka ulaşması olduğunu dile getirerek, AKP-MHP iktidarının işlediği suçları örtmek için sansür yasası, tutuklama saldırıları gibi yöntemlerle gazetecileri baskı altına almaya çalıştığını kaydetti. Bütün eylemlerde önce gazetecilerin uzaklaştırıldığına dikkat çeken Piroğlu, “Satın alamadıklarını, şantajla boyun eğdiremediklerini polis terörüyle susturmaya çalışıyorlar. Satın alamadıkları kalemleri kelepçe vurarak susturmaya çalışıyorlar” dedi.
TSK’nın Güney Kürdistan’da kimyasal silah kullanımı iddialarının, iktidarın yolsuzluklarının, iş cinayetlerinin tartışıldığı bir süreçte 9 gazetecinin tutuklandığına işaret eden Piroğlu, “Basın uzaklaştırıldığında halkın gözü kapanır, kulakları tıkanır, iktidar her çeşit zorbalığı yapar” dedi. Bu operasyonlarla özgür basının sesinin kısılamayacağının altını çizen Piroğlu, özgür basının her türlü zulüm ve zorbalığa karşı gerçekleri yazmaya devam edeceğini söyledi.