Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, ilk duruşmasında tahliye edildi. Kabaş savunmasında, “IŞİD üyesi olsam, uyuşturucu ticareti yapsam rahat rahat dolaşacaktım” dedi.
49 gündür tutuklu bulunan gazeteci Sedef Kabaş ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya salonun küçük olması sebebiyle sınırlı sayıda gazeteci alındı. Duruşmada savunma yapan Kabaş, “Mevcut iktidarın bana ve bize yaşattıklarına rağmen gerçekleri söylemeye devam edeceğim. Yurtdışında aldığım eğitimlerden sonra kendi isteğiyle yurda dönmüş bir gazeteciyim. Hakkımda açılmış tek bir dava yok” dedi.
“Atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar”
Önceki yıllarda yaptığı başka bir konuşmanın AK Partililer tarafından montajlanarak yayınlandığını söyleyen Kabaş, “Konuşmamın içeriği kasıtlı bir şekilde çarpıtılmış ve kamuoyuna izletildi. Goebbels yöntemlerini eleştirdiğim konuşmam Goebbels yöntemleriyle hedef gösterildi. Merak ediyorum acaba hukuk karşısında hakkımı aramak bu husumetin sebebi midir? Bu kişiler şimdi de atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar. Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım” diye konuştu.
Savcı, tutukluluk halinin devamına arar verilmesini istedi
Savcı mütalaasında Sedef Kabaş’ın cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Karar için ara verildi.
Kabaş’ın avukatı Uğur Poyraz, müştekilerin avukatlarının salonda bulunması nedeniyle “Neden salondalar, beyanlarının alınmasını istiyoruz” dedi. Bu sırada Cumhurbaşkanı’nın avukatı Ferah Yıldız “Siz mi biliyorsunuz” diye karşılık verdi.
Avukat Poyraz’ın sözleri üzerine Cumhurbaşkanı’nın avukatlarından biri “Oldu, Cumhurbaşkanı salona mı gelsin?” diye karşılık verdi.
Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı’nın avukatları şikayetçi olduklarını ve davaya katılmak istediklerini söyledi. Soylu’nun avukatı Kabaş’ın biraz önceki savunmasında geçen “Soylu’nun soyadına ihanet edercesine” sözlerinden dolayı da şikayetçi olduklarını belirtti.
Duruşma savcısı, müştekilerin suçtan zarar görme ihtimaline karşın davaya katılması talebinin kabulüne karar verilmesini istedi.
“En üst sınırdan cezalandırılmasını istiyoruz”
Cumhurbaşkanı ’nın avukatı Ferah Yıldız, “Sanık daha önce de Cumhurbaşkanı’na hakaret etmiştir, bu nedenle en üst sınırdan cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.
Süleyman Soylu’nun avukatı, “İfade özgürlüğünün sınırı başkalarının itibarının korunması hakkıyla sınırlıdır. Somut olayda bir kamu yararı yoktur, müvekkilime soyadı üzerinden hakaret edilmiştir. Avukatlar, aihm’e gideceklerini söyleyerek Mahkemeyi etkilemeye yönelik sözler etmiştir. Biz de takip edeceğiz. Her platformda izah edeceğiz. Bizim müvekkillerimiz kamuya maloldu diye şeref ve haysiyetleri de ortada değildir. Sanığın üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“Yargılanmaktan korkmuyorum”
Savcı mütalaasını üzerine Sedef Kabaş’ın beyanı soruldu.
Kabaş, “Yargılanmaktan korkmuyorum yeter ki adalet tesis olsun. Bu suçu işleyen herkes eşit şekilde cezalandırılsın, suçtan zarar görenler eşit şekilde korunsun. Bizi kutuplaştırıcı bir dil kullanmaması gerektiğini söylediğim sözlerimden hakaret çıkarmak da ironidir. Tweet meselesinde bir link kampanyası oluşturuldu, bu yüzden hiçbir yorum yazmadan bunun atasözü olduğunun bilinmesi için tweet attım. O sırada hakkımda ana avrat küfür ediliyordu. 25 yıldır canlı yayın yapıyorum, bir tek kez herhangi birine hakaret ettiğimi kimse söyleyemez” dedi.
Gazeteci Sedef Kabaş’a “Cumhurbaşkanına hakaret”ten 2 yıl 4 ay ceza verildi. Sedef Kabaş tahliye edildi.
Ne olmuştu?
Gazeteci Sedef Kabaş, 14 Ocak’ta katıldığı bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle gözaltına alınmış, 22 Ocak’ta da tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede Sedef Kabaş’ın zincirleme şekilde “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 5 ay 15 günden 8 yıl 2 aya, bakanlara yönelik “görüntülü iletiyle kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan ise 2 yıl 4 aydan 4 yıl 8 aya olmak üzere toplam 3 yıl 9,5 aydan 12 yıl 10 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.