Yaptığı haberler nedeniyle sık sık gözaltına alınan ve hakkında 7 soruşturma bulunan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül, “Bir gün sokak ortasında öldürülme kaygısı taşıyorum. Ama mesleğimiz için direnmeye devam ediyoruz” dedi.
Bitlis’te yaptığı gazetecilik faaliyetleri nedeniyle neredeyse her ay gözaltına alınan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül, önceki gün yine polislerce gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hakkında 7 soruşturma bulunan gazeteci Aygül, Mezopotamya Ajansı’na konuşarak tüm baskı ve engellemelere rağmen gerçekleri halka ulaştırmaktan vazgeçmeyeceğini belirtti.
Hakkındaki gözaltı ve tutuklanma gerekçelerinin tamamen gazetecilik faaliyetlerinden kaynaklandığını vurgulayan Aygül, yaptığı haber içeriklerinin genellikle yolsuzluk, hırsızlık, taciz, tecavüz ve hak ihlalleri olduğunu söyledi. Aygül, “Misal, AKP’li bir vekili eleştirdiğimden kaynaklı gözaltı yaşadım. Yine geçtiğimiz haftalarda bir taciz haberi yaptığım için gözaltına alınıp 10 gün tutuklu kaldım. Önceki gün ise AKP Bitlis Milletvekilli Vahit Kiler’in şikayeti üzerine gözaltına alındım” dedi. AKP’li Kiler’in şikayeti nedeniyle polislerce ters kelepçelenerek gözaltına alındığını ifade eden Aygül, şunları belirtti: “Normalde şartlarda şikayette bulundukları kanun maddesi alt ve üst sınırı belli olan, gözaltı işleminin yapılamayacağı bir madde. Yüzde yüz nitelikli hali olsa bile, suçu kabul etsem dahi gözaltına alınmayı gerektiren bir durum yok. Dolayısıyla yasaya aykırı bir durum. Bu gözaltıların tamamı gazetecilik faaliyetinden kaynaklanıyor. Siyasilerin yolsuzluk ve hırsızlıkları olunca böylesine garip bir durum ortaya çıkıyor. Bu kısır döngü nereye kadar gider bilmiyorum ama bu sorunları 13 yıldır yaşıyorum. Ancak son bir ayda ilginç bir şekilde bana karşı bir yönelim gerçekleşmeye başladı.”
“Geri adım atmayacağım”
Hak ihlali, yolsuzluk, taciz ve tecavüz haberi yapan gazetecilere yönelik baskı ve engellemelerin sürdüğünü kaydeden Aygül, “Gazetecilerden sadece çiçek böcek haberi yapmalarını istiyorlar. Görünüyor ki başarılı da olmuşlar. Çünkü gazeteciler üzerinde bir otosansür söz konusu. Yaşadığım kentte ihlal haberi yapan tek gazeteci benim. Böyle olduğu için de hedef tahtasındayım. Nereye kadar böyle devam edecek bilmiyorum ama ben gazeteciyim. Geri adım atma gibi bir durumum söz konusu olmaz. Eğer bir şeylerin son bulmasını istiyorlarsa yolsuzluk, hırsızlık, hak ihlalleri ve faşizmden vazgeçecekler. Vazgeçecekler ki bu durumlar son bulsun. Ben doğru olanı yapıyorum. Hiçbir gazetecinin hakikatten vazgeçmemesi gerekir” diye belirtti.
Gazetecilere dönük baskı, gözaltı ve tutuklamaların son bulmasını isteyen Aygül, “Basın ve ifade özgürlüğüne saygı göstermeliler. Gazetecilerin işi kamuoyu adına denetlemektir. Bizler halk adına bu işi yapıyoruz. Ama bu ülkenin iktidar partisi ve siyasetçileri bunu anlamıyor. Bu bir mücadele hattıdır ve bunu yapmayı sürdürüyorum. Benden önce başkaları vardı, onların kalemini aldık, başkaları da bizim kalemimizi devralacak. Başka çözüm yolu yok” ifadelerini kullandı.
“Sokak ortasında öldürülme kaygısı taşıyorum”
Onlarca gazetecinin haksız ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığını, onlarcasının hala tutuklu olduğunu hatırlatan Aygül, tutuklu gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini kaydetti. Aygül, şöyle devam etti: “Tutuklanma kaygısı taşıyorum. Bir gün sokak ortasında öldürülme kaygısı taşıyorum. Çünkü bunlar uzak bir ihtimal değil. Onlarca arkadaşımız bu şekilde katledildi. Bu kaygıyı taşıyorum ama bu kaygı beni yazmaktan alıkoyamayacak. İşimizi en iyi şekilde yapmaya, inat etmeye devam ediyoruz. Mesleğimiz için direnmeye devam ediyoruz.”