Filistinli gazeteci, yazar Hasan Tahravi, Filistin direnişinin İsrail-Hamas değil bir savaş değil Filistin halkının direnişi olduğunun altını çizdi. İsrailli yerleşimcilerin asker olduğunun altını çizen Tahravi, bu kişilerin Filistin devletinin kurulmaması için sınırı koruyan kişiler olduğunu belirtti. Tahravi, “Filistinlilerin gözünde asker de yerleşimci de aynı. Filistinliler yerleşimcileri de düşman olarak görür” dedi. “Avrupa ülkelerinden de bizi ‘terörist’ olarak görenler oluyor, IŞİD’e benzetelenler oluyor. Halbuki biz haklı bir mücadelenin savaşçısıyız. Filistin devletini kuruncaya kadar mücadele edeceğiz” diyen Tahravi, dayanışmanın yükseltilmesi gerektiğini de ekledi.
‘FİLİSTİN’E GİDENLER DİRENİŞÇİ’
Filistin direnişi Türkiye’de de gündem oluyor ve tabii ki aslında direnişi kimler yürütüyor sorusu çokça soruluyor. Hamas’ın öncülüğünde ve Hamas direnişi gibi gözüküyor aslında. Daha doğrusu böyle lanse ediliyor. Bu direnişi kimler yürütüyor 4 gündür, hangi örgütler var, nasıl bir direniş?
İlk olarak şunu söyleyeyim; bu savaş değil. Savaş, biliyorsunuz iki ülke arasında. Olup bitenler aslında bir saldırı. İsrail tarafından en modern silahlar ve uçaklarla, Gazze binaları, hastaneleri, okulları, yolları bile bombalıyor. Gazetecileri, çocukları, yaşlıları gece gündüz öldürüyor. Doğrudur, şimdi bu Filistin direnişinde önde giden Hamas olabilir ama biz Filistin halkı olarak öyle bakmıyoruz; gidenler bir direnişçi olarak gidiyor. Yalnız Hamas değil, Gazze’de bulunan en az 12 direniş örgütü var. Bunların aralarında, -yeni değil daha önceki savaşlarda da oldu, en az 5 yıla yakın- ortak operasyon odası -ya da komutanlığı- diye bir şey var bizim Filistin’de. Yani bir saldırı, ya da savaş, ya da savunma kararı alınırsa, genel olarak tartışılarak karar alınıyor.
‘SAVAŞ İSRAİL-HAMAS ARASINDA DEĞİL BU FİLİSTİN HALKININ SAVAŞI’
Doğrudur belki önde gelen, özellikle Batı basını, batı ülkeleri sanki Hamas’ı öne çıkartmak istiyor ama direnen, savaşan Filistin halkı. Biz böyle görüyoruz. Bu savaşı Hamas birkaç yıl içinde ismi öne çıktı, daha önce El Fetih vardı, Filistin Halk Kurtuluş vardı. Hala bu savaşın, direnişin içinde İslami Cihad var, Filistin Halk Kurtuluş var. Hatta Mahmud Abbas’a bağlı El Fetih Şüheda El-Aksa Tugayları Gazze’de direnmeye devam ediyor. Bunu görmek lazım. Yanlış aslında, Hamas’ın savaşı diye yada İsrail’le Hamas arasındaki savaş diye bir şey yok. Aslında bu Filistin halkının savaşı. Çünkü gerçekten kaç yıl içerisinde -Hamas birden kalkıp İsraile girmiş, saldırmış gibi ifadelendiriliyor- İsrail zaten saldırmak için bahane arıyor. Daha önce de Hamas saldırmadan saldırdı, geçen sene savaş oldu, önceki sene de. İsrail zaten bahane bulmasa da Gazze’ye, Filistin’e saldırıyor. İsrail siyonist ülke olarak zaten hiçbir Filistinliyi yaşatmak istemiyor. Cumartesi günü saldırı oldu doğru, Gazze’ye yakın yerleşimci bölgelerde giriş yapıldı, birkaç tane esir alındı. Çünkü bu harekatın amaçları var; Gazze 12 yıldan fazla ambargo içinde yaşıyor. Ne havalimanı var, ne limanı var, ne elektriği var, ne suyu var, iş yok-güç yok, halk zaten zor durumda yaşıyor. Gazze’den çıkış bile yok, tek Mısır kapısında var o da kapalı. İsrail tarafından zaten çıkış yok. Ayrıca İsrail hapishanelerde çocuk, kadın 6 bine yakın esirimiz var. İçlerinde hasta olanlar var, bırakılmıyorlar.
‘YILLARDIR İSRAİL’İN FİLİSTİN’E YAPTIKLARINA DÜNYA SEYİRCİ KALIYOR’
Yapılan şeyin birkaç amacı var. İlk amacı, Filistin direnişinin, -Hamas’ın veya diğer direniş örgütlerinin yapmak istediği- direnişin devam etmesi. İkincisi; 6 bin esirimizin, 6 bin tutuklunun İsrail cezaevlerinden bırakılması. Esirlerimiz İsrail cezaevlerinde rahat değil, zor durumda yaşıyorlar. Bir serbest bıraktırmak istiyoruz. Bu bizim için, Filistin halkı için iyi bir fırsat. Üçüncüsü; Mescid-i Aksa’ya yapılan zaman-mekan ayrımı ve müslümanların namazının engellenmesi. Bu yeni değil, kaç yıldır uygulanıyor ve dünyada seyirci kalıyor. Herkes bakıyor ve hiçbir şey yapmıyor. Dördüncüsü e en önemlisi, Filistin devleti kurmak istiyoruz, bağımsız bir Filistin devleti kurmak istiyoruz ve normal bir halklar gibi yaşamak istiyoruz. Bunu bir Hamas veya bir solcunun yapması, Filistinli için hiç önemli değil. Kim yapıyorsa, önemli olan bu.
‘İSRAİL’İN SALDIRMAK İÇİN BAHANEYE İHTİYACI OLMADI’
Şimdide deniliyor ki Hamas saldırdı diye Gazze bombalanıyor. Batı Şeria’da saldıran yok, orada Mahmut Abbas var, silaha karşı bir cumhurbaşkanımız var. Orada da saldırılar oluyor. Şimdiye kadar en az 20 Filistinli öldürüldü Batı Şeria’da. Hiçbir şey yok. İsrail için bahaneye gerek yok ki, yani Hamas saldırmasa da İsrail bugünlerde Gazzeye girecekti, zaten tehdit ediyordu.
‘İSRAİL’DEKİ YERLEŞİMCİLERİN HEPSİ ASKER’
İsrailli yerleşimciler konusu da bir tartışma konusu Türkiye’de. İsrailli yerleşimciler Filistinliler bakımından ne demek, ne anlama geliyor? Kim bu yerleşimciler?
Önce şunu söyleyeyim; şimdi İsrail’de yaşayan 10 milyon İsrailli var. İsrail’de yaşayan kadın-erkek, hepsi asker zaten, hepsi askere gidiyor. Önce askerliğini yapıyor, sonra yedek asker olarak kalıyor devamlı olarak. Çocukları bir kenara koy, İsrail’de herkesin silahı var. En kötüsü bu yerleşimciler. Gazze’nin etrafında 2005’te İsrail Gazze bölgesinden çekildi. Orada bulunan yerleşimcilerde çekilip gittiler. Gazze küçük bir yer, 360 bin metrekare. 40 km uzunluğunda genişliği 5-15 km aralığında olan bir yer. Bu küçücük yerde iki, iki buçuk milyon insan yaşıyor. Etrafında 50’ye yakın yerleşim bölgesi var, Gazze’nin kuzeyinden güneyine kadar. Bu yerleşim bölgelerinde yaşayan 60 bin civarında bir yerleşimci var. Bu yerleşimciler aşırı dinci tipler. Çünkü kimse Tel Aviv, Yasavi ve Kudüs’ü bırakıp bu taraflara gelmek istemez. İsrail bedava ev veriyor, yeter ki gelin alın, silah veriyor, silahlandırıyor. Yani İsral’in en aşırılıları bu bölgeye getiriliyor. Bunların amaçları; zaten yerleşim bölgeleri Filistin devleti kurdurtmamak, kurulmasın yani engel olsun.
‘FİLİSTİNLİLER GÖZÜNDE ASKER DE YERLEŞİMCİ DE DÜŞMANDIR’
Gazze ve Batı Şeria arasındaki -Gazze’yi kuşatmışlar yerleşim bölgeleriyle- ileride bir şey olursa, Filistin devleti kurulursa, Gazze ile Batı Şeri arasında bağlantı olmasın diye. Batı Şeria’nın içinde bile yarım milyon yerleşimci var. Ramallah’ın, Nablus’un etrafında, parçacık ve ada ada şeklinde. Filistin devleti kurulmasın diye. Biz Filistinliler bunu biliyoruz. Yerleşim bölgeleri, hem Batı Şeria’nın içinde hem Gazze’nin etrafında. Aşırı dinci Yahudiler yerleşim bölgelerinde, hem silahlılar, çoğu da asker. Filistin devletinin kurulmaması için İsrail’in sınırlarını koruyan kesimler. Filistinlilerin gözünde asker de yerleşimci de aynı. Filistinliler yerleşimcileri de düşman olarak görür.
‘TOPRAKLARIMIZI TERK ETMEYİZ O HATAYI BİR KERE YAPTIK’
Bu direnişin İsrail devletinin yenilmezliği algısını da yerle bir ettiği görülüyor. Bu fikre katılıyor musun?
Direniş örgütlerinin cumartesi günü yaptıkları inanılmaz bir şey. Filistinliler olarak belki de hayal bile edemiyorduk. Gazze’nin sınırları mayınlı, yerin altına da uzanan duvarlar. Kimse oradan çıkamaz gibi gözüküyordu. Ama iyi hazırlanmış bir planla İsrail’e girilebiliyormuş. Bunu gördük. İsrail’in çok ileri bir teknolojisi var. ABD’den, başka ülkelerden yardımlar alıyor. Ama değişik noktalardan direniş örgütleri giriş yaptı, İsrail içinde de çatışmalar yaşandı. Dünya basını İsrail’i, MOSAD’ı, Sinbet’i o kadar büyütmüştü ki. Şimdi yerle bir oldu. İsrail askerinin yenilmezliğine dair bir algı da bazı insanların kafasında. Oysa görüldü ki öyle değil. Gazze’den giren gençlerin, ellerinde ağır silahları yok ama cesaretleri var. Bir de ölümden korkmayan insanlar bunlar, çünkü özgür yaşamak istiyorlar. Şimdi tehdit ediliyoruz, Gazze yerle bir edilecekmiş, Filistinliler göç ettirilecekmiş vs. Ailem Gazze’de, onlarla devamlı görüşüyorum. Ben onlara moral vermeye çalışıyorum ama tersi oluyor onlar bana moral veriyor. Gazze’deki Filistinliler kesinlikle artık topraklarını terk etmezler. 1948’de bu yanlışı yaptık, aynısını tekrarlamayız, gerekirse Gazze’de ölürüz, diye düşünüyorlar artık.
‘BİZİ IŞİD’E BENZETİYORLAR, BİZ ESİRLERE İYİ BAKARIZ’
Bu direnişin Ortadoğu nasıl bir etkisi olur?
Şimdi görünen o ki; şoktan uyanan İsrail intikam alıyor. Gazze’yi yerle bir ediyor. Daha önce de yaptı bunu. Ancak bu kez daha ağırını yapacak, çok insan hayatını kaybedecek. Ama Filistinliler olarak bizim haklı bir davamız var. Haklılığımıza inanıyoruz ve bunun için canımızı da veririz. Ancak batı görmüyor bizi. Şu anda Gazze’de esirler var. Ama biz esirlere iyi bakarız, İsrailliler gibi yapmayız. Biraz önce aldığım bir haber var; bir apartman vuruldu. Obeyd ailesinin apartmanı; aynı aileden 25 kişi yaşamını yitirdi, dün de böyleydi, önceki gün de. Ölen çocuklar var. Ama biz halk olarak, Filistin’i özgürleştirinceye kadar bu mücadeleye devam edeceğiz. Örgütleri bitirebilirler, Hamas’ı da bitirebilirler ama başka örgütler çıkar. Daha önce de oldu. Çünkü bu haklı davayı, bu mücadeleyi Filistin halkı bitirmeyecek. Oslo Anlaşması sırasında biz iki devletli çözümü de kabul ettik. Filistin halkı, Filistin’in yarısını bile kabul etti. İsrail bunu bile kabul etmedi. 1992’de Oslo Anlaşması imzalandıktan sonra 5 yıl içinde Filistin devleti kurulacaktı. Ancak 5 yıl bekledik, 10 yıl bekledik, bugüne geldik. Kurulmadı. Bu nedenle artık iki devletli çözümü Filistinliler olarak kabul etmiyoruz. Çünkü biz yaşamak istiyoruz, İsrail ise bizi yaşatmak istemiyor.
‘YARDIM VE DESTEKLERİ BÜYÜTMEK LAZIM’
Her zaman Filistin halkının dostları oldu ve Filistin davası desteklendi. Bugün Filistin halkının dostlarına düşen görevler neler?
Bizim haklı sesimizi duyurun. Bu saldırıları durdurmak lazım. Biz Filistinliler zaten mücadele ediyoruz ve vurulan tarafız. Gazze’de yapabileceklerimizi yapıyoruz. Filistin dışında protestolar yapılıyor. Bu eylemler çok önemli. Çünkü İsrail’e baskı yapmak lazım. Üzücü olan Almanya ve Fransa’nın da içinde olduğu 5 Avrupa ülkesinden gelen açıklama üzücü. ABD’yi bir kenara koyuyorum, emperyalist bir ülke olarak hep İsrail’i destekledi. Avrupa ülkelerinden de bizi “terörist” olarak görenler oluyor, IŞİD’e benzetelenler oluyor. Halbuki biz haklı bir mücadelenin savaşçısıyız. Filistin devletini kuruncaya kadar mücadele edeceğiz. ABD’de halklar içinde bizi destekleyenler var. Ama daha fazlasını yapmak lazım. Çünkü Gazze’ye moral vermek lazım. Orada yaşayanların insanların şu anda ne suyu, ne elektriği, ne gazı, ne interneti var. Hastanesi de yok. Yardım etmek ve destekleri büyütmek lazım.