Biz aşağıda imzası olan feminist gruplar ve kurumlar, Filistin direnişiyle her yönüyle dayanışma içinde, haksızlık ve sömürgeciliğe karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu grup ve kurumlardaki feministler olarak, bölgedeki milyonlarca kadın gibi biz de, Filistin’deki Batılı yerleşimci sömürgeciliğin askeri diktatörlük baskısı altında ezilen tüm halkların ve tarihsel Filistin topraklarının kurtuluşu ve verilen zararların telafisi, gerçekleşene kadar direnişe karşı öne sürülen kuşkucu ve damgalayıcı her türlü yaklaşımı reddediyoruz.
Biz feminizmi, haksızlık ve baskılarla mücadele eden, öncelikle adaleti sağlamayı ve güç eşitsizliklerini ortadan kaldırmayı hedefleyen, düşünce ve eylem birliği olarak görüyoruz. Filistin direnişi her yönüyle, yıllardır milyonlarca insanın hayatını mahveden ve yaşam haklarını tanımayan zalim ve sömürgeci bir sistem karşısındaki meşru mücadeledir. Bu direnişi adil bir dünya mücadelemizin ayrılmaz parçası olarak görüyoruz.
Sömürgeci ve liberal söylemler tek bir tür feminizm inşa etmeye çalışıyor: Metropollerdeki (Avrupa ve Kuzey Amerika) beyaz topluluklara ait bir feminizm. Sözde “insan hakları” çerçevesinde sömürgeci güçlerce örgütlenen ve onların çıkarlarının korunması için göreve çağrılmakla sınırlı bir alanda var olabilen bir feminizm türü bu. Liberal feminizm bu çizgiden bir sapma olduğunda şaşkınlığa uğruyor ve önemsizleştirmeye ya da yok saymaya çalışıyor. Sonuç olarak bizim feminizmimiz, mevcut sömürgeci ve patriyarkal sistemlerle eşanlı olarak mücadele eden ve sarsan özgürlük hareketlerini -ki Filistin halkının silahlı mücadelesi bu anlamıyla saygı duyduğumuz mücadelelerden biridir- desteklediği için itibarsızlaştırılıyor ve şüpheyle karşılanıyor.
Liberal/beyaz feminizm Küresel Güney’in ezilenlerini görmezden gelirken duruma göre fonlarla destekleyip duruma göre ise askeri baskı ile sindirerek yönetmeye çalışıyor. Liberal/beyaz feminizm bu toplumlardaki kimi kadın gruplarını ve tek tek kadınları kurtarmak için aralarından seçim yapıyor. Bizi sürekli olarak entelektüel yaklaşımlarımızın kesişimsel temellerinden koparmaya çalışmak söz konusu. Oysa örgütlü silahlı mücadele, toprağın ve bedenin sömürgecilikten ve işgalden kurtuluşuna giden kaçınılmaz yoldur.
Feminizmimizin ya da dini kesimlerle bağlantılı bir direnişe destek veren bir feminizmin sorgulanması ya da yok sayılmasına yönelik her girişimi reddediyoruz. Böylesi vasat ikilikler içinde hedef tahtası olmayı kabul etmiyoruz. Feminizmin bize öğrettiği, içinde yaşadığımız çelişkileri kavrayarak harekete geçmektir. İsrail sömürgeciliğine karşı mücadelemiz bütün bölge halklarının özgürlük ve güvenliğinden ayrıştırılamaz. Feminizmin bize öğrettiği tarafları görmek, ittifakları belirlemek ve koşulsuz şartsız dışlananların sesini duyurmaktır.
Biz, aşağıda imzası olan feminist örgütler, yayınlar ve gruplar, tüm yol arkadaşlarımızı, bu adalet mücadelesinde tartışmaksızın Filistin direnişinin arkasında durmaya çağırıyoruz. Liberal ve beyaz feministlerin hikâyelerine boyun eğmeyelim mümkün olan her şekilde Filistin halkına ve direnişine destek olalım.
Grupları, kurumları ve tek tek kişileri bu açıklamaya imza atmaya çağırıyoruz.
Metnin grafik tasarımı yapılmış hali için tıklayınız.
İmzacı grup ve kurumlar:
Irak Kadın Ağı, JÎN Kadın Derneği, Kohl Derneği, Kyp Topluluğu, Namaa Kadın Kültür Geliştirme, Nassawiyat, Dünya Kadın Yürüyüşü Lübnan, The Sex Talk Arabic, Doğu Sudanlı Kadınlar, NOUN Köy Dayanışması, Takatoat Feminist Bilinç Devrimi, FEMALE, Aswat Nissa, SLÉTÅTE
[İngilizce orijinalinden Ayşe Düzkan ve Hülya Osmanağaoğlu tarafından çevrilmiştir]