İ.A.: Şu anda Gazze’nin neresindesiniz?
Savaş çıktıktan sonra ailemin bulunduğu bölgenin biraz uzağında, denize yakın bir mahalledeki arkadaşımın evine geldim. Geldiğim mahallede de her gün bombardıman oluyor. Gazze halkına “güvenli bölgelere geçin” diyorlar ama bu yalan; Gazze’de güvenli hiçbir yer yok. Dün (22 Ekim) güvenli olduğu söylenen bir bölgeye iki bomba atıldı mesela. Bombalanan her yerde çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gençler var. Kuşlarım vardı, onları serbest bıraktım. Bir tek kuşlar Gazze’den çıkabiliyor, bir tek İsrail bombaları Gazze’ye girebiliyor.
İ.A.: Bulunduğunuz bölgede Hamas militanlarını görüyor musunuz?
Hayır, onlar halkın görebilecekleri alanlarda değil, gizli gizli çıkıyorlar.
İ.A.: Siviller açısından Gazze’de 7 Ekim itibariyle neler değişti?
Her şey değişti… Televizyonda her ne görüyorsanız, çok daha korkunç şeyler yaşanıyor Gazze’de. İnternette ne görüyorsanız çok daha korkuncu yaşanıyor Gazze’de. Ayrıca ölümler dışında… Burada savaş başladıktan sonra elektrik ve su kesildi. Yıkanmak için zaten su yok ama içme suyu da tükenme aşamasında. Fırınların çoğu bombalandığı için ekmek sorunu da var. Her aile günde ancak üç ekmek alabiliyor. İhtiyaçları on ekmek ama alabildikleri ancak üç ekmek. Marketler bitti zaten; depolarında ne kaldıysa halk onunla hayatına devam edebiliyor. Hastanelerin ameliyathanelerinde anestezi ilacı bitti. Şu anda yaralılar anestezi olmadan ameliyat ediliyor. En korkunç olan meselelerden biri de bu.
İ.A.: İsrail sizin kaldığınız bölgeyi de bombalıyor mu?
Daha dün, hemen yanımızdaki komşu apartman bombalandı ve bizim kaldığımız ev de hasar gördü. Biz müzisyen arkadaşlarımızla oraya koştuk, yardıma. Ben Sol Band isimli bir müzik grubunda çalıyorum. Aslında beş yıl İstanbul’da yaşadım ve oradaki koşullar zorlaşınca Gazze’ye geri döndüm. Müzisyen arkadaşlarımla beraber şu anda deniz tarafında oturan arkadaşımın evinde kalıyoruz. Ama ailem; babam, kardeşlerim, onların çocukları, hepsi Gazze’nin ortasındaki bölgede yaşıyorlar ve oradan çıkmadılar. Şükürler olsun ki şu anda iyiler.
İ.A.: Gazze halkının genel ruh hali, beklentileri ne yönde?
Herkes mutsuz. Hava karardıktan sonra kimse sabaha sağ çıkacağından emin değil. Herkes korku içinde. Herkes mutsuz, herkes ölümle karşı karşıya. İnsanların tek istediği şey savaşın bitmesi. Bir saat sonrayı bırakın, beş dakika sonra ne olacağını bile kimse bilemiyor. Beş dakika sonra ölecek miyim, bilmiyor kimse. İsrail açısından Hamaslı olup olmamanız önemli değil. Her yeri bombalıyorlar. Bin kişinin olduğu bir yerde iki Hamaslı varsa, o bin kişiyi de gözden çıkarıyorlar.
İ.A.: Siz doğma-büyüme Gazzeli misiniz?
Evet, İstanbul’da yaşadığım beş yıl hariç, hep Gazze’de yaşadım. 27 yaşındayım ve bu gördüğüm beşinci büyük savaş. Bundan önce tanık olduğum son savaş 2014’tekiydi. Zaten ondan sonra İstanbul’a gitmiştim. Ama Türkiye’de son zamanlarda oturma izni almak zorlaştı, İstanbul’da ev bulmak zaten imkânsızdı. O yüzden geri döndüm Gazze’ye.
İ.A.: Gazze halkı tamamen evlerinde mi kalıyor, yoksa belli alanlarda mı toplanıyor?
Evi, mahallesi bombalanmış veya bombalanmasından korkan insanlar okullara, hastanelere doluşmuş durumda. Yemek yok, ekmek kısıtlı, yıkanmak için su yok. İnsanlar her şeylerini evlerinde bırakıp hızla çıktıkları için üstlerine giyebilecekleri giysileri yok. Ayrıca Gazze’den çıkmak isteseniz de bir yere gidemiyorsunuz. Mısır zaten sınırını kapatmış. Onun dışında bir çıkış yok Gazze’de.
-İ.A.: Bir ara İnternet’in kesileceği söyleniyordu…
Elektrik kesildikten sonra batarya sorunu başladı ve internete erişim çok zorlaştı. Otomobilleri çalıştırıp telefonlarımızı şarj ettikten sonra, yavaş da olsa interneti kullanabiliyoruz. İnternet olduğunda hemen ailemi, arkadaşlarımı arıyorum ve onların durumunu soruyor, kendi durumumu anlatıyorum. Ayrıca İsrail’i ifşa etmeye, burada yaptıklarını sosyal medya hesaplarımdan göstermeye çalışıyorum. O yüzden haberlere, medyaya pek yetişemiyorum. Bizim hakkımızda neler konuşulduğunu da yakından izleyemiyorum.
İ.A.: Peki internetten gördüğünüz kadarıyla dış dünyada Gazze halkıyla dayanışma adına yapılan gösteriler sizce yeterli düzeyde mi?
İsrail tarafı çok fazla yalan söylüyor. Bütün devletler zaten onların tarafında. Büyük medya da öyle. Bizim sesimiz tamamen kesildi. Söylediklerimiz hiçbir şeyi değiştirmiyor. Tabii bütün halklar bize yapılanlardan rahatsızlar ama bize yapılanları durduracak olan onların liderleri. Eğer çok ses çıkarırlarsa, liderleri belki harekete geçer. Normal insanlar bizi duyuyor, bize yardım etmek istiyorlar. Ama devletlerin liderleri görüyor, susuyorlar. Susmayanlar da televizyonlara çıkıp iki kelime ediyor, ama hiçbir şey yapmıyorlar.
İ.A.: Gazze halkı Hamas’ın 7 Ekim’de yaptığı operasyona tepkili mi?
Gazze halkı, buradaki insanlar bunun hakkında iyi veya kötü, bir şey söylemiyorlar. Şimdi seninle konuşurken biri gelip elimdeki telefonu alsın ve “bu artık benim telefonum” desin. Ben ne kadar söylesem de, etraftaki insanlar ne kadar söylese de, bu adam “yok, o artık benim telefonum” diyorsa, ne yapmalıyım? Sessiz mi kalmalıyım? Kim sessiz kalır? Tabii şimdi Hamas’ın eylemiyle ilgili Gazze’de kimse konuşmuyor. Çünkü şu anda insanlar ölüyor. Herkes ölüm tehdidi altında. Kimse Hamas’ı tartışacak durumda değil. “Hayatta kalmalıyım”. İnsanlar sadece bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. Gazzeliler yaşamak istiyorlar ve bunun için dua ediyorlar. Geceler çok uzun sürüyor. Sanki hiç sabah olmayacak gibi uzun.
İ.A.: Nasıl geçiyor geceler?
Gazze’de gece çok karanlık ve çok gürültülü. Geceler, sabaha kadar silahlı insansız hava araçlarının (S İHA) vızırtısı ve savaş uçaklarının, bombaların sesiyle geçiyor. Hiç durmuyorlar. Evler, hastaneler bombalanıyor. Bütün dünyada bir kuraldır, kimse hastaneleri vurmaz. Ama İsrail bunu yapıyor. Bomba sesleri çok yakından gelince bulunduğumuz yerden başka bir yere kaçıyoruz. Bomba sesleri uzaktaysa, ne zaman yakınımıza geleceğini düşünüyoruz. Bombalar yakınımıza düştüğünde gidip şehitleri, yaralıları çıkarıyoruz. Önceki gün (21 Ekim) sabah 11’de pazar yerine gittim ve orada bir arkadaşımla karşılaştım. Selam verdim, durumunu sordum ve o anda pazar yerine bomba atıldı. Tesadüfen hayatta kaldık.
İ.A.: Halk İsrail’in kara harekâtına başlamasından, Gazze içine girmesinden korkuyor mu?
Hayır, insanlar bundan korkmuyor, İsrail bizden korkuyor. Zaten o yüzden havadan bomba atıyorlar. Biz savaş değil, barış ve vatan istiyoruz. Ekmeğimiz, suyumuz olmasın ama barış olsun, vatanımız olsun. O zaman kim savaş istiyorsa, biz onun karşısında dururuz. Ama İsrail önce vatanımızı aldı, sonra da barışı… Şu anda Mısır’a da, Batı Şeria’ya da gidişi olmayan kapalı bir Gazze’deyiz ve sürekli uçaklarla bomba atıyorlar. Kudüs’te de sürekli insanlara işkence yapıyorlar. Yani sorun sadece Gazze’de değil. İsrail’in yaptıklarından çok azını görüyorsunuz. Sürekli dünyaya da yalan söylüyorlar ve bu yalanlara karşı sesimiz duyulmuyor.
İ.A.: Ne tür yalanlar mesela?
Sivilleri öldürmediklerini söylüyorlar. Dün (22 Ekim) komşumuzun evine üç bomba atıldı. Onların evi bizimkinden elli metre uzakta. Oraya üç bomba atıldı ve evden fırlayan parçalar bizim eve bile hasar verdi. Bombalarla birlikte zehirli bir dumanın altında kaldık. Duvarlar hasar gördü, camlar kırıldı, yiyeceğimiz, içeceğimiz ne varsa yok oldu. Komşunun evine gittiğimizde tahmin ediyorum ki en büyüğü 8-9 yaşlarında olan beş çocuğun, bir adam ve bir kadının öldüğünü gördük. O çocukların cesetlerini kendi ellerimle çıkardım ve ambulansla gönderdim. Bunun daha ne kadar devam edeceğini kimse bilmiyor. Her gün “bugün savaş bitecek, hayat yeniden başlayacak” diyoruz ama her gün daha da kötü oluyor.
İ.A.: Hamas şu anda Gazzeli gençlerden silahlanmalarını veya savaşa katılmalarını talep ediyor mu?
Burada mecburi askerlik gibi bir durum yok. Savaşa ancak isteyenler katılıyor. Benim mesleğim müzik ve hikâyemizi müzikle söylüyorum. Gazze’de doğdum, büyüdüm ve hayatımda hiç silah kullanmadım. Normal gençler de ellerinde telefonla yaşananları çekip ifşa ediyorlar, kadınlara, yaşlılara, çocuklara, yaralılara yardım ediyorlar.
İ.A.: Sizce İsrail ve Filistin arasında bir barış mümkün mü?
Bu koşullarda barış olmayacak. Çünkü İsrail barışı değil, vatanımızı istiyor.
İ.A.: İsrail halkına bir mesajınız var mı?
İsrail halkına söyleyeceğim tek şey, zorla girdikleri evimizden barışla çıkmaları. Vatanımızı geri vermeleri. Yahudiler de bizim gibi insanlar ve onların inançlarına saygı duyuyoruz. Yahudi halkı bizim düşmanımız değil. Sıradan insanlar bizim düşmanımız değil, çocuklar, kadınlar düşmanımız değil. Düşmanımız savaş uçaklarıyla üstümüzde dolaşanlar, bize bomba atanlar.
İ.A.: Uluslararası kamuoyundan beklentiniz ne?
Hikâyelerimizi birbirleriyle paylaşsınlar ve hükümetlerini zorlasınlar. Halkların bizim için yapabileceği tek şey, kendi başkanlarını bu savaşın bitmesi için zorlamaları. Kimse bizim açlığımızı, susuzluğumuzu düşünmesin. Bomba altındaki gecelerimizi düşünsün ve herkes barış için çalışsın.