Gezi Direnişinde Ankara Güvenpark’ta polis Ahmet Şahbaz tarafından katledilen Ethem Sarısülük 6. yılında Çorum’un Beylice Köyü’ndeki mezarı başında anıldı.
Köyde yapılan anma mezarlığa yapılan yürüyüşle başlandı. Yürüyüş sırasında, “Ethem Sarısülük yaşıyor!”, “Berkin Elvan yaşıyor!”, “Medeni Yıldırım yaşıyor”, “Ali İsmail Korkmaz yaşıyor!”, “Abdullah Cömert yaşıyorz!”, “Mehmet Ayvalıtaş yaşıyor!”, “Ahmet Atakan yaşıyor!”, “Hasan Ferit Gedik yaşıyor!”, “Geziyi unutma, unutturma!”, “Gezide düşene, dövüşene bin selam!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın Gezi direnişimiz!”, “Her yer Gezi, her yer direniş!”, “Taş yürek barikat Ethem’in hesabı sorulacak!” sloganlar atıldı. 
Saygı duruşu ile başlayan anma Alınteri adına yapılan konuşmayla devam etti ; “Gezi direnişinin polis saldırıları ve katliamlarla bastırılmaya, sindirilmeye çalışıldığı; ancak kınından çıkan öfkenin bu saldırıların yaratmak istediği barikatları aşıp geçtiği hatırlatıldı. Bugünkü zorbalık ve baskılara karşı bir avuç insan direniyormuş gibi görünse de toplumsal tepkinin tıpkı Gezi’de ya da 15-1 Haziran büyük işçi direnişinde olduğu gibi nerede ve ne zaman patlayacağının bilinmediği, ancak er ya da geç, fırsatını bulduğu anda bendini yıkacağı ifade edildi.”
Açıklamanın devamında “Gezi direnişine katılanlara, öncülük yapanlara açılan soruşturmalara da değinilerek, faşist devletin adaletsiz duruşma salonlarında yapılacak yargılamalarda asıl olarak kendisinin yargılanacağı belirtildi. 24-25 Haziran’da yapılacak olan Gezi duruşmalarında bunu net olarak görüleceği vurgulandı.
İşçi direnişleri ve kölece çalışma koşullarını sanatın diliyle kitlelere duyurmaya çalışan sanatçıların taraf oldukları ifade edilerek, Alpay’a açılan soruşturmaya işaret edildi. Alpay’ın “Gezi’yi savunmak, anmak teröristlik ise ben teröristim” diyerek onurlu bir duruş sergilediği ifade edilerek, kendisinin anmaya davet edildiği; fakat yoğun konser programı nedeniyle gelemeyeceğini belirterek, “Ethem’in annesine çok selam söyleyin, anmaya katılacaklara da yürekten yanlarında olduğumu, selamladığımı iletin” dediği bilgisi verildi.
Faşist devletin kendinden olmayan herkesi terörist ilan ederek soruşturmalar açtığı, yaftaladığı belirtilerek, Alpay’a açılan soruşturmada da Alpay’ın yalnız olmadığı ve yanında olacağımız kaydedildi.
Ayrıca yeni bir dünya kurulacak ise bu yeni dünyanın mimarlarının Ethem gibi yoldaşlar ve siperdaşlar olacağı ifade edilerek, Ethem yoldaşın İnşaat-İş Sendikası’nın kurulma süreçlerindeki çalışmalara katıldığı, “Nasıl bir sendika?” sorusuna kendi yanıtlarını verdiği belirtilerek, İnşaat-İş temsilcisine söz verildi.
İnşaat İş temsilcisi; Ethem yoldaşın sendikayı heyecanla karşıladığı ve “her alanda çalışmasını yapacağım” dediğini belirterek, sendikasının o ve onun gibi ölümsüzleşenlerden alan güçle kendisini ileriye taşımaya devam edeceği vurgulandı.
Daha sonra Ethem Sarısülük’ün ve ailenin avukatı Kazım Bayraktar konuşma yaptı. Bayraktar konuşmasında; Ethem yoldaşın katilinin yargılama sürecinden bahsederek duruşma sürecinde Sayfi Ana’nın katilin yüzündeki maskeyi indirmesine işaret ederek, “İndirilen sadece katilin maskesi değildi; aslında faşizmin maskesiydi indirilen” dedi.
Kitlesel sahiplenmenin sözkonusu olduğu ve sokakların terk edilmediği yargılamalarda katilleri kolay kolay aklayamadıklarını belirterek, seçim süreçlerine de vurgu yaptı. Bayraktar, demokratik olmayan seçimlere ve sandıklara tek başına bel bağlamanın hiçbir getirisi olmayacağını belirterek, sandıkla sokağı birleştirmekten başka çare ve yolun bulunmadığının kitlelere anlatılmasının önemine işret ederek konuşmasını sonlandırdı.
Anma ailenin cemevinde verdiği yemekle sonlandırıldı.
