9.3 C
İstanbul
26 Kasım Salı, 2024
spot_img

ESP ve SKM üyelerinin tutuklanmalarına karşı dayanışma çağrısı

ESP ve SKM üyelerinin tutuklanmasına ve çıplak arama işkencesine karşı basın toplantısı düzenleyen ESP ve dayanışma için basın toplantısına katılan kurumlar  artan saldırıların karşısında devrimci mevzileri savunmak için ortak mücadele çağrısı yaptı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ESP ve Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Deniz Aktaş, Ebru Yiğit, Mert Unay ve Nurcan Güllübudak’ın tutuklanmasına ilişkin Beyoğlu’nda bulunan Cezayir Lokantası’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Meclisi Sözcüsü Erkan Tepeli, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, ESP Eş Genel Başkanları Özlem Gümüştaş ve Şahin Tümüklü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İstanbul Eş Başkanı Roni Güner, Kaldıraç Hareketi temsilcisi Hakan Dilmeç, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Yeşil Sol Parti, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri ve çok sayıda hak savunucu katıldı.
Toplantıda, “Komplolar sökmedi, sökmeyecek” ve “Politik özgürlüğü kazanacağız” yazılı pankartlar asıldı. Toplantı, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yanı sıra hak savunucularının uğradığı şiddet, gözaltı ve tutuklamayı yansıtan sinevizyon gösterimiyle başladı.

Tümüklü: Böyle bir saray rejimi ile karşı karşıyayız

Basın toplantısı sinevizyon gösterimiyle başladı. Ardından söz alan ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, iktidarın özgürlük, ekmek ve barış isteyen herkese düşman olduğunu söyledi. Sık sık devletin saldırganlığı ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Tümüklü, “2014 Çöktürme Planı ardından kitle katliamlarının, gözaltı, tutuklama, kent yıkılmalarının, sokak infazlarının, gözaltında kaybetme saldırıları, binlerce yıllık hapis cezası ile sindirme sürecini yaşadık. İktidar, son dönemde bu saldırıyı bir ölüm kalım savaşına çevirmiş durumda. Böyle bir saray rejimi ile karşı karşıyayız” dedi.

İktidarın 2023’e giderken savaş düzenine geçtiğini dile getiren Tümüklü, “Hem ekonomik hem de siyasal anlamda yaşadığı rejimin krizinin derinleşen çelişkilerinden fışkıran öfkenin, karşı çıkışın, alternatif arayışlarının karşısında bir düşman pozisyonu almış durumda” diye konuştu.

ESP ve SKM MYK üyeleri Ebru Yiğit ve Deniz Aktaş ile Mert Unay ve Nurcan Güllübudak’ın tutuklanmasının komplo olduğunu vurgulayan Tümüklü, “Mücadelemizin karşısında bir düşman rejimi var. Özel olarak devrim mücadelesinde ölümsüzleşen ya da devrim mücadelesine hayatını adamış ve onların uğurlanmasına saldıran bir rejim gerçeği var. Kürdistan’da mezar taşlarını kıran, gerilla cenazelerini Kilyos’ta kaldırıma gömen, İçişleri Bakanı eliyle sarı torbaya konulan ve değersizleştirme kuşatmasıyla karşı karşıya kaldık” dedi.

Komplonun bir devlet geleneği olduğunu dile getiren Tümüklü, bugün de yeni bir türüyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Ev baskını esnasının bir bölümünde kameraların kapatıldığını ve evde bulunduğu iddia edilen bombaların yerleştirildiğini söyleyen Tümüklü, bununla tutuklamanın garantilenmeye çalışıldığını vurguladı.

Önal: “siyasi soykırım”

ÖHD adına konuşan avukat Eda Önal, gözaltı ve tutuklanmayı “siyasi soykırım” olarak nitelendirdi. Suç üretilmeye çalışıldığını dile getiren Önal, gözaltı esnasında kameraların kapatıldığı ve suç üretildiğini söyledi. Aramaların hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını vurgulayan Önal, aynı zamanda gözaltına alınanların savunma ve hukuki haklarının engellendiğini söyledi. Önal, müvekkillerinin iktidara yakın medya tarafından hedef gösterildiğini belirterek, “Yaşananlar ve bu durum hukuki bir sürecin işletilmediğinin göstergesidir. İçinde bulunduğumuz siyasi atmosfer tüm muhalif kesimlere olduğu gibi ESP ve SKM’nin legal faaliyetleri delil üretilerek kriminalize edilmeye çalışılmaktadır” dedi.

Gözaltına alınan kadınların İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak aramaya maruz kaldığını aktaran Önal, “Kadınlar erkek polislerin de içinde bulunduğu bir grup polis tarafından çıplak arama işkencesine maruz bırakılmışlardır. Görüldüğü üzere çıplak arama işkencesi halen eril bir şiddet biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle çocuklara, kadınlara LGBTİ+’lara özel bir politika uygulanmaktadır. İnsan onuruyla bağdaşmayacak bir biçimde erkek polislerin de eşlik ettiği çıplak arama bir insan hakkı ihlali ve cinsel işkencedir” şeklinde konuştu.

Akdeniz: Dayanışma içinde olacağız

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de çıplak aramanın insanlık suçu olduğunu söyledi. Bu tür yaklaşımların münferit olmadığını dile getiren Akdeniz, tüm emek, özgürlük ve demokrasi güçleri temsilcilerine yönelik bir sindirme politikası olduğunu kaydetti. Akdeniz, “Bunun karşısında olacağız. Etkin bir soruşturma yürütülmeli. Bunun olması elbette kamuoyunun baskısına bağlı. Dayanışma içinde olacağız” diye belirtti.

Koca: Devrimciler hep savaştılar ve hiçbir zaman yenilmediler

TÖP Sözcüsü Perihan Koca da gözaltı ve tutuklamaların ardından dayanışmanın önemli olduğuna ancak gelinen aşamada bunun yetmediğine vurgu yaptı. Buna karşı yapısal bir yan yana gelişle karşı konulabileceğine dikkat çeken Koca, “Devlet şiddetinin tüm çıplaklığıyla serbest bırakıldığı bir momentin içindeyiz. Toplumun her ögesine yönelik bir saldırı, savaş açılmış durumda. Halklara çıkışsızlığı dayatan bir iktidar ve devlet gerçekliği ile karşı karşıyayız” dedi.

Demokratik halkçı bir seçeneğin mümkün olduğunu ve halk güçlerinin faşizmin karşısında arayışlarını sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Koca, “Devrimciler Türkiye ve dünyada sürekli saldırılara maruz kaldı. Hep savaştılar ve hiçbir zaman yenilmediler” diye konuştu.

Dilmeç: Güç işçi sınıfında, ezilen halkların direnişindedir

Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç ise “Tam bir sömürü ve zulüm düzeni. Saray rejimi çürüyen bir rejim. Yönetemiyorlar. Yaşadığımız aslında bir sınıf savaşı. Bu sınıf savaşına karşı devrimciler, sosyalistler üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Bundan sonra da yapacaktır. Bu rejim, bu düzen değişebilir, güçsüz değiliz, güçsüz olan onlar. Güçsüz oldukları için saldırıyorlar. Güç işçi sınıfında, ezilen halkların direnişindedir” diye konuştu.

 Birol: Bu saldırı aslında değiştirme gücü olanlara yöneliktir

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, polisin tutumuna tepki göstererek, sosyalist kadınların gözaltı ve tutuklanmasının baştan aşağı komplo olduğunu söyledi. Birol, “Bu salonda bulunan herkesin ‘böyle bir şey olmaz’ dediği bir şey değil. Devrimcilerin güçlenmesini engelleyen sistematik bir saldırıdır. Bunun bertaraf edilmesi de yine devrimcilerin işidir. Bu saldırı aslında değiştirme gücü olanlara yöneliktir. Toplumun gözünde bu mücadeleyi verenleri değersizleştirmek, güçsüz göstermek ve onunla olan mesafesini büyütmektir. Bu aklı biliyor ve tanıyoruz. Bu aklın olanakları ile neler yapabileceğini biliyoruz” dedi.

Hizmetçi: Komünist hareketi tasfiye etmeye, yok etmeye çalışıyorlar

Mücadele Birliği’nden Muhammet Hizmetçi geçmiş olsun dileklerini ileterek Mustafa Suphi’den bugünlere komünist hareketin mücadele tarihine işaret etti. Sermayenin, devrimcileri yok etme pratiğinin içerisinde olduğu krizden kaynaklandığını ifade eden Hizmetçi, tüm dünyadaki devrimcilerin direndiğini söyledi. Sistemin saldırı kurallarını kendilerine göre oluşturduğunu söyleyen Hizmetçi, “Bizim de buna göre konum almamız gerekiyor” diye konuştu. “Türkiye’deki komünist hareketi tasfiye etmeye, yok etmeye çalışıyorlar” diyen Hizmetçi, “Bizim saldırılara teslim olmamamız gerekiyor” dedi. Kendi güçlerine güvenmeleri gerektiğinin altını çizen Hizmetçi, “İşimize dört elle sarılalım, çünkü zafer bizim olacak” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozkurt: Kadınlar hedefte

BDSP’den İpek Bozkurt, tek adam rejimi ve AKP-MHP iktidarının devrimcilere yönelik saldırılarını çok özel bir şekilde devreye soktuğunu belirtti. “Yağma, rant, talanla ayakta durmaya çalışanlar, kaybettikçe yeni pislikleri ortaya saçılanların en başta devrimcileri hedef alması şaşırtıcı değil” diyen Bozkurt, bu saldırılar ile çok daha geniş kesimlerin hedeflendiğinin altını çizdi. “Tek adam rejimi özellikle hedef tahtasına kadın hareketini koyuyor” diyen Bozkurt, yalnız ve güçsüz olmadıklarını vurguladı. Saldırıları boşa düşüreceklerini söyleyen Bozkurt, mücadeleyi büyüteceklerini belirtti.

 Kartal: Sokakta mücadeleyi birlikte yürüteceğiz

SODAP’tan Sezgin Kartal, basın toplantısına girişte yaşanan polis tacizine dikkat çekti. Kartal, “Yağma düzeninin tam ortasındayız, buna karşı halkın öfkesi giderek birikiyor ve sosyalistlerle buluşma zemini güçleniyor” diyerek saldırıların gerekçesinin de bu olduğunu ifade etti. “Sadece sosyalistlere görev düşmüyor aynı zamanda faşizm baskısı altındaki halka da görev düşüyor. İşçiler emekçiler de bu sürecin parçası olmak zorunda” diyen Kartal, sokakta mücadeleyi birlikte yürüteceklerini söyledi.

Akbulut: Birlikte mücadele edeceğiz

ÇHD adına söz alan Çiğdem Akbulut, son yıllarda artan polis şiddeti ve hukuksuz soruşturmalara dikkat çekti. ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile birlikte 20 avukatın komplolarla tutuklandığını hatırlatan Akbulut, ölüm orucu direnişinde yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik’i andı. Dayanışmadan öte, bu komplo saldırılarının bir öznesi de olduklarını hatırlatan Akbulut, ortak mücadele vurgusu yaptı.

Kurtulmuş: Ortada bir suç çetesi var

Halkevleri MYK Üyesi Rüya Kurtulmuş, “Ağır bir saldırı altındayız. Toplumun en geniş kesimleriyle bir arada mücadele etmek zorundayız. ESP’ye yönelik komplo ve işkencelerin ancak böyle geriletebiliriz. Bu komplo karşısında yapabileceğimiz çok şey var. Çıplak arama bir cinsel şiddettir ve işkencedir. Cinsel suçtur. Ortada bir suç çetesi var. Bu sadece devrimcilere yönelmiyor. Dün bir sanatçıya, bugün bizlere, yarın gecekondusunu savunanlara yöneliyor. Biz mücadeleyi toplumsallaştırmalıyız. Bu saldırıların üzerine gitmek gerekiyor. Faşizme karşı yan yana olmalıyız ve mücadele etmeliyiz” diye kaydetti.

Gürz: Topyekun bir direniş hattı örmemiz lazım

SMF Temsilcisi Mahir Gürz, “Topyekun bir saldırıyla karşı karşıyayız. Karşımızda bütün yönleriyle çürümüş bir iktidarla karşı karşıyayız. Topyekun bir direniş hattı örmemiz lazım” diye vurguladı.

 Gören: ESP ve SKM’li yoldaşlarımızın yanındayız

SYKP İstanbul Eşbaşkanı Roni Gören, Türk devletinin kurulduğu günden bu yana komünistler ve devrimcilerin politik özgürlük için bedel ödediğini söyledi. Gören, “AKP iktidarı OHAL ile birlikte ve sonrasında bütün politik kazanımlarımızı silmeye çalışıyor. ESP ve SKM’li yoldaşlarımızın yanındayız” dedi.

Gümüştaş: Merkezi ve sistematik bir saldırı

Dayanışma içerisinde olan kurumlara teşekkürlerini ileterek konuşmasına başlayan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, ESP’ye yönelik komployu aydınlatmayı amaçlarını ifade etti. Gümüştaş şunları söyledi: “Merkezi ve sistematik bir saldırı. Emniyetinden istihbaratına, tüm kuvvetleriyle, karşıdevrim cephesi partimize bu saldırıları yıllardır uyguluyor. Gizli tanıklıktan ajanlaştırmaya, itirafçılıktan komplo uygulamalarına, gözaltı, tutuklama, kaçırma, kaybetme saldırısına doğru genişleyerek devam ediyor. Biz bunu devrimci öncünün varlığını yok etme çabası olarak görüyoruz. Yıllardır parti ve kadın örgütü mücadelemizin doğal bir eşiği olarak ele alıyoruz. Başımıza gelen her türlü saldırıda olduğu gibi bu saldırıyı da bir söz, eylem, örgütlenme özgürlüğü mücadelemizin bir parçası haline getiriyoruz.”

Bundan sonra da aynı yoldan devam edeceklerinin altını çizen Gümüştaş, bu komployu da boşa düşüreceklerini belirtti. Faşist saldırganlığın artışı karşısında devrimci mevzileri savunmak için ortak mücadele etmek gerektiğini söyleyen Gümüştaş, bu konuda da devrimci örgütlerle bir araya gelmeye devam edeceklerini vurguladı.

“Süreç bizden bunu bekliyor”

Gümüştaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu saldırıyı sadece bize yönelik bir zulüm olarak değerlendirmiyoruz. İktidarın politik öznelere daha fazla saldırmak dışında hiçbir yönetme kapasitesi kalmamıştır. Hepimiz için başat olan şey değişik gündemler etrafında yan yana gelme pratiklerimizi daha ileri taşıma zorunluluğudur. Süreç bizden bunu bekliyor.”

Gümüştaş, antifaşist mücadeleyi büyütme sözünü yineleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol