Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin ÖSO’ya yönelik eleştirilerine tepki göstererek, “ÖSO tıpkı Kuvayi Milliye güçleri gibi sivil bir oluşumdur” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP TBMM Grup Toplantısı’na eski başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte gelip, kürsüye çıkana kadar yan yana oturdu. Erdoğan’ın geçen hafta da Beştepe’de Davutoğlu ile birlikte 3 saatlik bir görüşme gerçekleştirdiği ve özellikle Suriye’deki durumun ele alındığı açıklanmıştı. Erdoğan konuşmasında ise Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) için “Terör örgütü değil, milli bir yapıdır. Zeytin Dalı Harekatı’nda şu ana kadar 16 şehit, 100 gazi vermesine rağmen mücadelesini sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada konu başlıkları:
ONLAR SİZİN ECDADINIZA AİT OLAN SÜREÇTİ
Bu ülkenin ekmeğini yiyen nimetlerinden istifade eden bir güruh var ki onlardan çok muzdaribiz. Türkiye’de adı ana muhalefet partisi olan ama yaptıkları ile adeta ana hıyanet partisine dönüşen bir parti daha doğrusu başındaki zevat ve onun şürekası diyebileceğimiz bir ekip var. Ben gerçek CHP’lilerin de bizimle aynı hissiyatta olduğuna inanıyorum. Bunları bir daha gündemimize almayalım diyorum ama öyle şeyler yapıyorlar ki susamıyoruz. Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği yeri küçümseyen sözler söylüyor. Her gün televizyonlarda sabahtan akşama kadar yayınlanan Zeytin Dalı operasyonunu da mı bu adam izlemiyor. Askerlerimizin ellerindeki yerli silahları da mı görmüyor? Toplarımızın sesini de mi duymuyor? Çok namlulu roket atarlarımızın görüntüsünden de mi etkilenmiyor. Silahlı İHA’larımızdan da mı heyecan duymuyor. ‘Sen bir delikli tüfek yapamazsan, nasıl savaşacaksın’ diyor. Gaflete bak ya, zavallılığa bak. Onlar sizin ecdadınızız veya sizinkilerin zamanına ait olan bir süreçti. Türk malı zırhlı araçlarımız da mı bu zata bir şey ifade etmiyor. Ülkemiz şu anda 6 milyar dolarlık üretim ve 2 milyar dolarlık ihracat kapasitesi bulunan bir savunma sanayiine sahiptir.
TOPTEPE DEMEYE KALKMASIN
Neymiş, ‘Osmanlı hiçbir şey üretmemiş’. Bunun adı idrak tutulması değilse, düpedüz yalancılıktır, iftiradır. Bu zata hızlı ve özet tarih dersi vermek… İstanbul’da Tophane diye bir semt var. Yalnız, Kağıthane’yi Kağıttepe’ye çevirdiği gibi buraya da Tophane yerine Toptepe demeye kalkmasın. Buranın adı 500 yıldır Tophane. Acaba isminin nereden geldiğini biliyor mu? Buradan kurulan dökümhanelerde devrin en gelişmiş topları üretiliyordu. CHP’nin en önemli özelliği Gazi Mustafa Kemal Atatürk istismarcılığıdır. Bugün de aynısını yapıyorlar.
İKİ ÇIPLAK BİR HAMAMA YAKIŞIR
Siz önce terör örgütlerine verdiğiniz açık desteğin hesabını verin. CHP’nin başındaki bu zat, aynen kendi ifadesi ile söylüyorum: “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur”. Bu kişi şu anda Afrin operasyonunu yürüten askerimize kurşun sıkan, terör örgütünü savunuyor. Bunun genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, hepsinin yaptığı da bu değil mi? Genel Başkanları böyle yapar da şürekası aşağı mı kalır? Aynı koroya katılmış gidiyorlar. “PYD bir terör örgütü değildir” diyerek bize PYD’den niçin rahatsız olduğumuzu soruyor. Gaflete bak ya. Bir başkası “CHP nasılsa, PYD de öyle bir siyasi partidir, bu gerçeği söylemekten çekinmemeliyiz” diyor. İstanbul’a bir il başkanı getirmişler, neresinden tutsanız elinde kalıyor. FETÖ’cüler derseniz onları da Ankara’dan İstanbul’a yürüyecek kadar çok seviyorlar. Bunların o yanı da var. Teröristleri, “barikat kuran arkadaşlar” diye takdim eden bunlar değil miydi? Seçime ortak girmeye doğru şu anda giriyorlar. Çok isabetli olur. Yeter ki böyle bir karar alsınlar. Atalarımız, “iki çıplak bir hamama yakışır” derler. Bunlar da böyle. Bunlara da her türlü ortaklık, birliktelik yakışır.
ÖSO MİLLİ BİR YAPIDIR
HDP ile kanka olan, PKK’nın izinden giden, PYD’ye övgüler savuran ana muhalefet ekibinin, sıra ÖSO’ya gelince nevri dönüyor. Dünyada hiçbir hakları örgütünün bulamadığı gerçeği bunlar keşfetmişler. Neymiş, ÖSO bir terör örgütüymüş. Bizi şaşırtmaz ama birilerinin kafasını karıştırabilir. ÖSO, terör örgütü değil, kendi vatanlarını savunan, içinde her etnik kökenden insanın bulunduğu milli yapıdır. Bunların fısıltı ile söyledikleri bir husus var. “Ülkemizdeki Suriyeliler niye kendi vatanlarını savunmak için savaşmıyorlar” diye el altından fitne yayıyorlar. Siz sadece size sufle edilen yalanlar neyse, onlarla hareket edersiniz.
BUGÜNE KADAR 614 ŞEHİT VERDİ
ÖSO’nun Fırat Kalkanı Harekatı’nda nasıl fedakarca çarpıştığının bizler yakından şahidiyiz. Bugüne kadar 614 şehit vermiştir. Zeytin Dalı Harekatı’nda 16 şehit, 100’e yakın şehit vermiş olmasına rağmen mücadelesini kahramanca vermektedir. Ülkemizedeki Suriyeli kardeşlerimizin askerlik şubelerine müracaat edip bölgeye gitmek için başvurduklarını da biliyorum. Bunun için eğitim lazım, lojistik lazım, planlama lazım. Suriyeli kardeşimizin de askerlik şubelerine başvurularını bir kararlılık ifadesi olarak görüyor ve hepsine teşekkür ediyorum.
ÖSO, KUVAYI MİLLİYE GÜÇLERİ GİBİ
Zeytin Dalı operasyonunda şu ana kadar bizler de şehitler verdik. Toplamda 649 teröristi etkisiz hale getirdik. Burseya Dağı düştü, şimdi oradaki yakın tepeleri, dağları da Mehmetçiğimiz, ÖSO ile beraber düşürmenin adımlarını atıyorlar. ÖSO, tıpkı Kuvai Milliye güçleri gibi sivil bir oluşumdur. ÖSO’nun bizim kahraman askerlerimiz ile yan yana çarpışması iftihar edilecek bir görüntüdür. Her sivil oluşum gibi burada da yanlış yapanlar çıkarsa kendi içlerinde muhasebesini yaparlar. Orası kendi meseleleridir.
BİR OKU YA, OKUMA ÖZÜRLÜ BU ADAM
“Osmanlı’da millet mi vardı?” diyor. Sen bir partinin genel başkanısın. Bir oku ya. Okuma özürlü bu. Ardından ne diyor? Millet, Cumhuriyet’le beraber oldu diyor. Bu ve benzeri kişilerin kafasındaki millet ve milliyet Fransız İhtilali ile dünyaya yayılan kavramlardan olunca böyle ortaya çıkabiliyor. Osmanlı, tam bir millet devletiydi. Osmanlı’yı şahıs devleti sananlar o tarihi hep başkalarının gözünden okumuşlardır. Bugün Avrupa’da devletler krallıkla yönetiliyor diye, bunları milliyetsiz mi kabul edeceğiz? Demek ki, yönetim biçimleri ile millet meselesinin hatta demokrasinin doğrudan ilişkisi bulunmuyor. Bu zata Yahya Kemal’in 1922’de yayımlanan ‘Ezansız semtler’ yazısını bulup okumasını tavsiye ediyorum.
BU NOKTADAN SONRA GÖZÜMÜZ KİMSEYİ GÖRMEZ
Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmemizin nedeni 6-7 yıldır bu oldu. Bu noktadan sonra artık gözümüz kimseyi görmez. 3.5 milyon Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine güven içinde dönene kadar durmayacağız. Biz öyle alavere dalavere ile değil, yanlarında kimin olup olmadığına bakmaksızın teröristlerin üzerine gitmeye devam edeceğiz.
Gazete Duvar