Eğitim Sen, aylardır il il, okul okul gezerek sürdürdüğü kampanyasının ardından hafta sonu Ankara’da miting gerçekleştirdi. Eğitim Sen Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın ardından il dışından katılımın olduğu bu ilk mitingin toplumsal muhalefete nefes olduğunu söyledi. Meclis’te devam eden bütçe görüşmelerine ilişkin ise Aydoğan, “Bütçe eğitim ve bilim emekçilerinden, öğrencilerden yana değil yandaşlardan ve sermayeden, cemaatlerden yana” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) binlerce kişinin katılımıyla 23 Kasım’da Ankara Tandoğan’da miting düzenledi. Eğitim ve bilim emekçileri ile velilerin yaşadığı ekonomik sorunlardan güvencesiz çalışmaya kadar pek çok itirazın ve talebin dillendirildiği miting için il il, okul okul gezerek çalışma yürüten sendikaya yüzlerce eğitimci üye oldu.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, “Emek, Barış ve Demokrasi” sloganıyla 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar’ı önünde bir araya gelenlere yönelik IŞİD’in düzenlediği saldırının ardından ilk il dışından katılımın olduğu mitinge ilişkin Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Ankara buluşmasının bütün toplumsal muhalefete nefes olacağına inanıyorduk ve bunun gerçekleşmiş olduğunu görüyoruz. Bu bizi çok daha güçlü hissettiriyor” diye konuştu.
‘Tüm illerde örgütlenmenin karşılığını gördük’
Ankara’daki miting için aylar öncesinden çalışmalara başlayan Eğitim sen, Türkiye’nin farklı illerindeki öğretmenlerle bir araya gelerek imza kampanyaları yürüttü ve iş yerlerinde anket çalışmaları düzenledi. “İl il, okul okul örgütlenen bir sürecin ardından bu mitingi gerçekleştirdik” diyen Eğitim Sen Başkanı Aydoğan mitinge ilişkin, “Bizim için önemli sonuçlar verdi. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli, hukuksuzca ihraç edilen, ataması yapılmayan tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımıza seslenen, velilerimize ve öğrencilerimize de seslenen, eğitime ilişkin saldırılara karşı en büyük cepheyi birlikte inşa etme çağrısıydı. Tüm illerde örgütlemenin de karşılığını gördük” diye konuştu.
‘Dayattıkları korku imparatorluğuna rağmen’
Mitinglerinin önemli gündem maddesinin yaşanan ekonomik kriz ve eğitimcilerle öğrencilerin bundan etkilenmeleri olduğunu ifade eden Aydoğan Meclis’teki Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesine dair görüşmelerin devam ettiği bir dönemde mitingin gerçekleşmesinin de önemli olduğunu vurguladı.
10 Ekim Katliamı’nın ardından ilk kez şehir dışından katılım sağlanarak miting düzenlenmesine ilişkin ise Aydoğan şunları söyledi:
“10 Ekim Ankara Katliamı’ndan sonra illerden doğru yapılan ilk mitingdi. Bu da tarihsel olarak bizim için çok önemliydi. Arkadaşlarımızı, dostlarımızı, çocuklarımızı o gün kaybettik. Bu büyük travma hala bugün yaşamış gibi yüreğimizde yaşamaya devam ederken, bize dayattıkları korku imparatorluğuna rağmen tüm illerden buraya gelişin ayrıca bir önemi vardı. Bu miting çağrısının toplumsal muhalefete nefes olacağına inanıyorduk. Yaptığımızda 10 Ekim’den sonra bir Ankara buluşmasına da bütün toplumsal muhalefete nefes olacağına inanıyorduk ve bunun gerçekleşmiş olduğunu görüyoruz. Bu bizi çok daha güçlü hissettiriyor.”
‘Eğitim maliyet meselesi yapılamaz’
Meclis’te Milli Eğitim Bakanlığı’na ilişkin devam eden bütçe görüşmeleri sırasında bu eylemi gerçekleştirmelerinin önemli olduğunu belirten Aydoğan, iktidar kanadından eğitimle ilgili bütçe taleplerine “Mesele maliyet meselesi” yanıtının verildiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Her okullarımız ve çocuklarımızla ilgili bütçe talep ettiğimizde, eğitim ve bilim emekçilerinin daha insanca yaşayacakları daha insanca ücret talep ettiğimizde, ataması yapılmayan arkadaşlarımızın kadrolu atanmasını talep ettiğimizde, ‘mesele maliyet meselesi’ diyorlar. Eğitim bir ülkenin bugünüdür ve geleceğidir. Eğitim söz konusu olduğunda ülkenin bugünü ve geleceği açısından maliyet meselesi yapılamaz. Aynı zamanda bunun hükümet tarafından bir tercih meselesi olduğunu görüyoruz. Yıllardır yok denen bütçelerin özel okul sahiplerine teşvik adı altında milyonlarca lira aktarıldığını gördük. Bunları aşamalı olarak sonlandıracağız diyen Milli Eğitim Bakanı’nın söylediğinin raporlarla doğru olmadığını gördük. 2019 yılının ilk altı ayında sadece 2.5 milyon liranın üzerinde bütçe özel okullara aktarılmış durumda.”
‘İdeolojik bir tercih söz konusu’
“Bütçe yetersizliğini gerekçe gösterenler çok büyük rakamlarda, bazen protokoller bazense iş birlikleri adı altında ciddi kaynaklar ayırıyor. Aynı zamanda kamusal kaynaklarımızın, kamuya ait alanların da vakıf ve derneklere aktarıldığını görüyoruz. Son derece ideolojik bir tercih söz konusu. Bütçe eğitim ve bilim emekçilerinden, öğrencilerden yana değil yandaşlardan ve sermayeden, cemaatlerden yana. Buralarda bütçe kullanılabiliyor.”
‘Birbirimizin sesine ses oldukça adım atmak zorunda kalacaklar’
Düzenledikleri mitinge dair Milli Eğitim Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmamasının ne hissettirdiğini sorduğumuz Aydoğan şunları söyledi: “Bizim sesimize ilişkin bir cevap vermemeleri en temel demokratik haklarımızın görünmez kılınmasının bir sonucu. Herhangi bir açıklama yapmamış olsalar da bizim sesimizi o gün Tandoğan’dan duyduklarını, sesimizi duyurduğumuzu biliyoruz. Biz bu ülkenin kadrolu, sözleşmeli, ücretli , ihraç edilen, ataması yapılmayan bilim insanları, okullarda görev yapan hizmetlileri, öğrencileri ve velileriyiz. Bu ülkenin tamamıyız. Bizi duymak istememelerine inat biz sesimizi mücadele ederek duyurmaya devam edeceğiz. Sesimizi duyup adım atmaları noktasında da birlikte mücadele edeceğiz. Biz birbirimizin sesine ses oldukça adım atmak zorunda kalacaklar.”
Kaynak: Gazete Duvar