Dicle Üniversitesi Tıp öğrencileri, Enes Kara için dekanlık önünde açıklama düzenledi. Öğrenciler “Yaşam alanlarımızı terk etmeyeceğiz, üniversiteleri tarikatlara bırakmayacağız” diye seslendi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Tıp Öğrencileri Birliği üyesi öğrenciler, Elazığ’da bulunan Fırat Üniversitesinde okuyan ve cemaat yurdunda kaldığı için intihar eden tıp öğrencisi Enes Kara için açıklama yaptı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı önünde gerçekleşen açıklamaya, Dicle Öğrenci Dayanışması, Diyarbakır Tabip Odası Tıp Öğrencileri Kolu üyelerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan açıklamada “İntihar değil cinayet geleceğimizi elimizden alamazsınız” pankartı açılırken, “Kahrolsun baskılar yaşasın Enes’ler”, “Yaşasın özgür özerk üniversite mücadelemiz” sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan Diyarbakır Tabip Odası Tıp Öğrencileri Kolu üyesi Esra Perçin, Kara’nın intiharının bir cinayet olduğunu belirterek, “Yaşam alanlarımızı terk etmeyeceğiz, üniversiteleri tarikatlara bırakmayacağız. Yalnız ve çaresiz değil bir arada ve örgütlüyüz” dedi.
Son bir yılda 76 genç intihar etti
Enes’in yaşadıklarının ilk ve son olmadığını, yüzlerce üniversite öğrencisinin de benzer şartlar altında yaşamaya çalıştığını ifade eden Perçin, “Bildiğiniz gibi üniversitemiz tıp fakültesi 5’inci sınıf öğrencisi Serhat Şahnalı arkadaşımız da yakın zamanda intihar etmişti. Son bir yılda 76 genç intihar etti. Yüzlerce genç dayanamayıp çözümü ülkeyi terk etmekte buldu. Barınamayanlar sokaklarda kaldılar” diye belirtti.
“Her türlü baskıyla karşı karşıyayız”
Kamu yurtlarında “Manevi rehberlik” adı altında benzeri baskılar yaşandığını ve bu koşullar sebebiyle barınacakları bir yer bulmakta zorlandıklarını belirten Perçin, “Hayalimiz olan nitelikli, bilimsel ve anadillerimizde eğitim hakkımız yok sayılmaktadır. Yoksul ve emekçi halkımızın bin bir zahmetle okuttuğu bizler. Çarpık ve zorlu eğitim sistemini aşarak üniversitelere geldik. Ancak üniversitelerde tarikatların ve cemaatlerin örgütlendirildiğini, demokrat gençlerin ise her türlü baskıyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz” dedi.
Yaşam alanlarımızı terk etmeyeceğiz
“Üniversitelerin esas öznesi olan biz üniversiteli gençler nasıl olur da hiçbir söz hakkına sahip olamayız?” diye soran Perçin devamında şunları söyledi: “Enes’i intihara sürükleyen yalnızca zorla cemaat yurdunda kalması değil bizlerin de bugünlerde sıklıkla hissettiği geleceğe dair en ufak bir umudunun da olmayışıydı. Amfi sıralarına oturduğumuz ilk günlerden itibaren hekim olma yolumuz büyük bir özveri ile ilmek ilmek örüldü. Geldiğimiz noktada ise henüz tıp fakültesinden mezun olmamış bir genç mobbingi, kölece çalışmayı, psikolojik ve fiziksel şiddeti, emeğin sömürülmesini kaçınılmaz bir gerçeklik olarak görüyor. Ve bu şekilde yaşayamayacağını dile getiriyor. Ondan geleceğini, umudunu, yaşama sevincini çalanlar ise hiçbir sorumluluk almadan yalnızca cemaatleri, tarikatları canhıraş bir şekilde savunarak sorumluluktan kaçıyorlar. Bu baskılara karşı direneceğiz! Yaşadıklarımız asla kader değildir. Direnenler mutlaka kazanacaklardır. Bizler intihar etmeyeceğiz mücadele edeceğiz. İntihar asla çözüm değildir. Kaybettiğimiz arkadaşlarımızın özlemlerini gerçekleştirip anılarına sahip çıkacağız. Çağrımız tüm üniversite gençliğinedir. Yaşam alanlarımızı terk etmeyeceğiz, üniversiteleri tarikatlara bırakmayacağız. Yalnız ve çaresiz değil bir arada ve örgütlüyüz.”
Artı TV ve Evrensel Gazetesi muhabirlerinin haber takibi yapmasını engelledi
Öte yandan dekanlık önünde yapılan açıklama öncesi, üniversite giriş kapısında polis kontrol noktası kuruldu. Üniversiteye araç girişleri polis tarafından kontrol edilirken açıklamanın yapılıp yapılmayacağına dair müzakerenin sürdüğü gerekçesiyle gazeteciler üniversiteye alınmadı. Gazetecilerin açıklamayı takip etmesine izin vermeyen polis, açıklama yapıldığı esnada müzakerenin devam ettiğini öne sürerek Artı TV ve Evrensel Gazetesi muhabirlerinin haber takibi yapmasını engelledi. Açıklama Evrensel Gazetesi ve Artı TV’nin katılımı olmadan gerçekleşti.
