OHAL ile birlikte gazeteciler üzerinde gittikçe artan baskılara ilişkin açıklama yayımlayan DİSK Basın-İş “Kağıt üzerinde olağanüstü hali kaldırmanın bir anlamı yok. Basın ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engeller, keyfi yönetim anlayışı kaldırılmalı” dedi.
DİSK Basın-İş OHAL ile birlikte gazeteciler üzerinde gittikçe artan baskılara ilişkin basın açıklaması yayımlayarak “Kağıt üzerinde olağanüstü hali kaldırmanın bir anlamı yok. Basın ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engeller, keyfi yönetim anlayışı kaldırılmalı” dedi. OHAL döneminde binlerce gazetecinin işsiz kaldığını, Demirören grubunun mobing ile çalışanları istifaya zorlamaya devam ettiğini, 200’e yakın gazetecinin hala tutuklu olduğunu, dün (8 Temmuz) Çorlu’da gerçekleşen tren kazasına yayın yasağı getirildiğini, 701 sayılı KHK ile yine gazete ve televizyonun kapatıldığını hatırlatan Basın- İş “AKP’nin eli her an hayatımıza müdahale ediyor. Mesleğimizi yaptırmıyor, özgürlük alanı tanımıyor, geçimimizi sağlamamıza engel oluyor” dedi.
DİSK Basın-İş’in açıklaması şöyle:
Yıllardır ağızlardan “Kimsenin yaşam biçimine müdahale etmeyeceğiz” teranesi eksik olmuyor. Okuduğunuz gazeteyi, seyrettiğiniz televizyonu kapattılar, bizleri işsiz bıraktılar, hapse attılar. Bir tren kazasında ölenlerin sayısının öğrenilmesini dahi yasakladılar.
AKP, gazetecilerin yaşamının her dakikasına müdahale ediyor. Kimi zaman dört duvar arasına atarak kimi zaman işten atarak gazetecileri “yola getirmeye” çalışıyor. Zorla “terbiye” edemediğini açlıkla “terbiye etme” derdindeler.
Baskı maliyetlerini karşılayamayacağını söyleyen Ciner Grubu, Habertürk gazetesini kapattı. Çalışanların bir kısmını diğer yayınlara aktaracaklarını ifade etseler de bunun çalışanların tepkisini azaltmayı amaçladığını biliyoruz. Kısa süre sonra diğer şirketlerde de tenkisat yaşanacaktır.
“Tetikçiliğe varan bir yayın anlayışı dayatılıyor”
Ciner Grubu’nun ardından Doğuş Grubu da işten çıkartmaların başlayacağı sinyalini verdi. Demirören Grubu ise seçim öncesi başlattığı tenkisatı şimdilik durdurmuş gibi görünüyor. Ancak Demirören Grubu’nda işten çıkartma yerine mobing uygulayarak çalışanların istifa ederek gitmesi yönünde çabalar da sürüyor. Kurumun eski yayın politikasından çok uzak, kuruma yeni transfer edilen bazı yöneticiler tarafından koordine edilen, kimi zaman tetikçiliğe varan bir yayın anlayışı dayatılıyor.
Kültür Tv ise karşılaştığı baskılara daha fazla dayanamayacağını ve bir ay sonra yayın hayatına son vereceğini açıkladı.
AKP’nin eli her an hayatımıza müdahale ediyor. Mesleğimizi yaptırmıyor, özgürlük alanı tanımıyor, geçimimizi sağlamamıza engel oluyor.
“OHAL rejimi kalıcı hale getiriliyor”
Yaklaşık iki yıl süren olağanüstü hal rejimi binlerce gazeteciyi işsiz bıraktı. Halen 200’e yakın gazeteci hapishanelerde. Gazeteciler hakkında binlerce dava açılmış durumda.
AKP, yeni sisteme geçişle birlikte olağanüstü hal rejiminden vazgeçeceğini açıkladı. Ama OHAL rejimi kalıcı hale getirilerek yapılıyor bu. Ülke yine kararnamelerle keyfi biçimde yönetilecek. Son açıklanan kararname ile birlikte binlerce kişi işinden edildi. Bu kararnamede üç gazete ve bir televizyon kanalının kapatıldığı duyuruldu.
“Birlikte mücadele edelim, baskıyı durduralım”
Kağıt üzerinde olağanüstü hali kaldırmanın bir anlamı yok. Basın ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engeller, keyfi yönetim anlayışı kaldırılmalı.
Ayrıca tüm meslektaşlarımıza sesleniyoruz. Çalışırken veya işten çıkartılırken hak kaybına uğramamanız için hukuk danışmanlarımız size destek olmaktadır. Gelin, siz de katılın, sendikalı olun DİSK’li olun. Birlikte mücadele edelim, baskıyı durduralım.
DİSK Basın-İş
