DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye olan ve basın açıklamasına katıldıkları için işten atılan Yasin Çakır Un Fabrikası işçilerinin direnişi devam ediyor. İşçiler merkez satış ofisinde basın açıklaması yaptı.
Ücretlerin insanca yaşayabilecek bir seviyeye yükseltilmesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için 1,5 aydır sendikalaşma çalışması yürüten Yasin Çakır Un Fabrikası işçileri, patronun görüşme çağrılarına cevap vermemesi üzerine fabrika önünde basın açıklaması yaptıktan sonra işten atılmıştı.
Fabrikanın merkez satış ofisinin önünde yapılan açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Gıda-İş Genel Sekreteri Olcay Ozak, siyasi parti temsilcileri ve sendika şubeleri katıldı.
İşçiler adına açıklama yapan Gıda-İş Genel Sekreteri Olcay Ozak, “Asgari ücret sefalet ücretine dönüşmüş durumda. Artan enflasyonla birlikte biz, işçi ve emekçiler nefes alamaz duruma gelmiş bulunuyoruz. Açlıkla yüz yüze, adeta karın tokluğuna çalışıyoruz. Zorunlu olarak yaptığımız mesailer bile artık yetmiyor. Ne kadar çalışırsak çalışalım, yaşam standardımız gittikçe düşüyor. Yasin Çakır Un Fabrikası’nda 15-20 yıldır düşük ücretlerle, güvencesiz çalışan işçi arkadaşlarımız, 1,5 ay gibi kısa bir sürede anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye oldular ve bunun için işten çıkarıldılar” hatırlatması yaptı.
“Patronların sendika düşmanlığını ve emek hırsızlığını kabul etmiyoruz”
Fabrikada çoğunluğu sağladıktan sonra, toplu sözleşme taslağı hazırlayarak işverenle görüşme talebinde bulunduklarının altını çizen Ozak, “Yasin Çakır Un Fabrikası yetkilileri işçilerin bu anayasal hakkına saygı göstermedi. Sendikamızın görüşme taleplerini cevapsız bıraktılar. Patronların bu hukuk tanımaz tavrına karşı, fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdik. Açıklamanın hemen ardından 6 arkadaşımız işten çıkartıldı. Aynı gün vardiya çıkışı, işten çıkarılan arkadaşlarına destek vermek isteyen işçileri de işten çıkardılar. İçeride kalan işçilerin vardiya çıkışına izin vermediler. Bugün itibariyle 23 işçi arkadaşımız tazminat hakları gasp edilerek işten çıkarılmıştır. Az sayıda işçiyle üretime devam eden ve bununla da övünen fabrikada her gün irili ufaklı iş kazaları meydana gelmektedir. Fabrikada sürekli mesai yapmalarına karşın asgari ücretin çok az üstünde ücret alan işçi kardeşlerimiz, insanca yaşayacakları bir ücret ve insanca çalışma koşullarına kavuşmak için sendikalı olmuşlardır. İşçilerin 5 gündür süren onurlu mücadelesi, ekmeğimizin, alın terimizin mücadelesidir. Yasin Çakır Un Fabrikası işçisi kazanacak ve bu kazanım işçi sınıfının kazanımı olacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“İktidar sürece sessiz kalarak bu suça ortak oluyor”
Yoksullaşmanın gittikçe tüm işçi-emekçileri derinden etkilediğini ve bunun karşısında çözümün örgütlenmekten geçtiğinin altını çizen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Yasalardan mevzuata, işveren tutumundan devletin tutumuna kadar her şey işçilerin sendikalaşmasının, örgütlenmesinin önünde engeldir. O yüzden biz bu tabloyu örgütlendiğimiz bütün iş yerlerinde yaşıyoruz. Daha birkaç gün önce İzmir’de, yine 2 fabrikada onlarca işçi arkadaşımızı işten çıkardılar. Ama bu dünya yüzünde en onurlu şey, işine ve ekmeğine sahip çıkmaktır. Yan yana gelmek, sınıf kardeşleriyle omuz omuza vererek örgütlenmektir. Bu yüzden Yasin Çakır işçilerini mücadele edip sendikalı oldukları için tek tek kutluyorum. Biliyoruz ki işverenler, işçiler en temel anayasal hakkını kullanarak sendikalı olduğunda, yasaları ayaklar altına alarak Yasin Çakır Un Fabrikası’nda olduğu gibi işçileri işten çıkartırken bu cesareti ülkeyi yöneten siyasi iktidardan alıyor. Bu ülkeyi yöneten siyasi iktidar en hafif deyimiyle, sürece sessiz kalarak bu suça ortak olmaktadır. O nedenle öncelikle çalışma bakanlığı, Yasin Çakır Un Fabrikası’nda yaşanan bu hukuksuzluğa sessiz kalmamaya ve işverenin bu haksız uygulamaları karşısında gerekeni yapmaya çağırıyoruz” dedi.
İşçiler, Atışkan Alçı işçilerine de selam yollayarak, 3,5 ayı aşan direnişlerinde yalnız olmadıklarını belirtti.
Yasin Çakır Un Fabrikası işçilerinin talepleri sıralandı
- Yasin Çakır yetkilileri, sendikamız Gıda-İş ile masaya oturmalı ve sorunların çözümüne katkı sağlamalıdırlar.
- Atılan işçiler geri alınmalıdır.
- Ücretler insanca yaşayacak bir seviyeye çıkarılmalıdır.
- Zorunlu mesailer kaldırılmalıdır.
- Tüm mobbing ve baskı yöntemlerine son verilmelidir.
- Sendikalı ve güvenceli çalışma hakkı tanınmalıdır.